• atom enerjisi kaynağı olarak kullanılabilen ve radyoaktif bir element olan toryumun, nükleer enerji alanında kullanılabilmesi durumudur.

    hazır gündemimiz özellikle "enerji" alanında epey bir karışık, nükleer enerji gündemimize ben de değineyim istedim. hazır şu sıralar enerji kongresi de varken.

    milletimizce ülkemizde bolca bulunduğu bilinen(!) toryum ile engin arık'ın harika bir projesi vardı. engin arık, "yüksek enerji fiziği" dalında ender bilgisi olan bir bilim insanımızdı.

    evrenin nasıl oluştuğu araştırılan(!) cern'de kullanılan "parçacık hızlandırıcı" teknolojisini ülkemizde kurmak ve hammadde olarak da toryumu kullanmak istiyordu engin arık.

    proje ile ilgili engin arık şunları söylüyordu:

    --- spoiler ---

    "yerin yaklaşık 30 m altında, kurşun bir hedefin içinde olacak toryum. bu hedefe dışarıdan, yeryüzünden hızlı protonlar gönderiyorsunuz. bu protonlar kurşundan nötron üretiyor. bu nötronlar da gidip toryumla birleşerek enerji üretiyor.

    kesinlikle patlama tehlikesi yok. çernobil benzeri bir felaketin tekrarlanması mümkün değil. radyoaktif kalıntı minimum nispetinde. bu da nötronlarla yok edilebiliyor.

    reaktörün fişini çektiğinizde her türlü işlem duruyor. doğa kirlenmiyor, minimum atıklar da uzun ömürlü değil. toryumun, uranyumun yerini alabileceği kanıtlandı."

    --- spoiler ---

    yani şunu demek istiyordu engin arık:

    "klasik nükleer santralden uranyum ile enerji elde edilirken, çevre, dolayısıyla da canlılar için birçok risk bulunmaktadır. ancak klasik nükleer santral teknolojisi yerine parçacık hızlandırıcı teknolojisini kullanır ve hammadde olarak da toryum kullanırsanız, yukarıda belirtilen durumları elde edersiniz."

    bunun için engin arık, cern'de kullanılan parçacık hızlandırıcı teknolojisini yakından takip ediyordu. (öğrencileri ile birlikte cern'i yakından takip ediyordu.)

    o halde ihtiyacımız olan tek şey, parçacık hızlandırıcı teknolojisi için, "yüksek enerji fiziği" alanında yeterli bilgi düzeyine ulaşmaktır. aksi halde özellikle nükleer enerji kaynakları yönünden enerji tartışmaları, "romantizm içerikli tartışmadan" öteye gidemeyecektir.

    cern'de kullanılan teknolojiyi öğrenip, başarılı öğrencilere öğretmek istemek;

    bir ülkenin enerji ihtiyacının büyük bir bölümünü çözmeye kalkan bir proje üzerinde çalışmak;

    cern'e olan üyeliğin getirdiği prestijle yetinmeyip, orada kullanılan teknolojiyi kendi çıkarlarınız için kullanmak;

    bir takım güç unsurları tarafından takdirle(!) karşılanacaktı elbette. engin arık ve arkadaşlarına da takdir olarak "kefene bürünmek" uygun görülmüştü.
  • toryumun nükleer santrallerde kullanılabilirliği mümkün ve kanıtlanmıştır. ancak, uranyum fiyatları bu kadar düşük ve teknolojisi bu kadar olgunken kimse gidip toryumla uğraşmaz.
    öncelikle, toryumun (th-232) kendisi bir nükleer yakıt değildir. yakıt haline gelmesi için bir nötron yutup uranyum (u-233) haline dönüşmesi gerekir. bu nedenle ilk aşamada bir nötron kaynağına ihtiyaç duyar. bunun için üretken (breeder) reaktör teknolojisine ihtiyaç vardır. aynı zamanda nükleer silahlara giden yol olduğu için bu teknolojiyi kimseden alamazsınız kendiniz geliştireceksiniz ve büyük ihtimal ambargo altında bu işi yapacaksınız.
    ikinci olarak, üretken reaktör kullanarak ürettiğiniz u-233'ü ayrıştırıp yeniden yakıt yapmanız gerekir. yüksek radyoaktivite altında yapılacak bu işlem yine nükleer silah teknolojisine açık kapı olacak yeniden işleme teknolojisi gerektirir ki bunu da yine ambargo altında kendiniz geliştirmelisiniz.
    ha bide hızlandırıcı güdümlü sistemler var. cern'in eski yöneticisi tarafından hızlandırıcılara iş uydurmak için ortaya atılmış ve yüksek enerji fizikçilerinin pek sevdiği bir sistemdir. daha gitmesi gereken çok yolu var. her ne kadar ads sistemlerinin deneysel örnekleri varsa da böyle bir sistemin enerji üretiminde kullanılması henüz kavramsal tasarımın ötesine geçmiş değil.
    türkiye'deki toryum yatakları ise çok tartışmalı bir konu. örneğin abd'nin verilerinde türkiye'de ciddi bir toryum yatağı olduğundan bahsedilmiyor. internette bulacağınız diğer veriler (uaea, oecd) ise türkiye tarafından bildirilmiş verilerin yansıması 350-400 bin ton civarı. bunlar detaylı bir çalışmanın ürünü değil.
    uranyum teknolojisini edinip öğrenmeden ve bu teknolojide olgunlaşmadan toryum teknolojisi geliştirmeye çalışmak fantazidir.

    crawl through knives'in isteği üzerine not: toryum-232(th-232)'nin bir nötron soğurarak uranyum-233(u-233)'e dönüşmesi iki radyoaktif bozunum ile gerçekleşir. öncelikle fazla nötronla uyarılmış duruma geçen ve artık yarı ömrü 22 dakika olan th-233'e dönüşmüş izotopumuz bir beta ışıması ile protaktinyum-233(pa-233)'e dönüşür. pa-233 yine kararsız bir izotoptur. yarı ömrü 27 gün olan bu izotop da bir beta ışıması ile u-233'e dönüşür. u-233'de kararsız bir izotop olmakla beraber yarı ömrü çok daha uzundur: 159200 yıl.
  • (bkz: torium avm)
  • çok daha uygun bir kaynak iken uranyum tercih edilmiştir. bunun sebebi uranyumun nükleer silah olarak çok daha uygun olmasıdır arkadaşlar. toryumla da nükleer silah yapılmaz mı? yapılır. ama daha zor ve daha etkisizdir.
    işte tamamen bu vahşi sebepten dolayı uranyum kullanan reaktör teknolojisi üzerine yatırım yapılmıştır zamanında.
    toryum kullanan reaktör potansiyel olarak daha temiz (nükleer atığı uranyumun %1-10'u kadar), daha risksiz (ortaya çıkan yüksek ısının kontrolü görece daha kolay çünkü reaksiyon daha kontrollü) ve daha güvenlidir (az önce açıkladığım gibi silah olarak kullanılması zordur).
    bu sebeplerinin yanında türkiye'de hatırı sayılır bir rezervi de bulunmaktadır (dünyadaki toplam rezervin %11'i kadar). bu sebeplerle bizim bu konuda atılımlar yapması gereken ülkelerden biri olduğumuz açık. hem kendimiz için hem de dünya için...
  • hindistan araştırmalarda başı çekmektedir. bizde hala burda suriye denen bataklıkla meşgulüz...
  • hindistan, avustralya, kaliforniya, brezilya ve güzel ülkemizin ormanlarının yakılmasının zannediyorum birincil sebebidir.

    ikincisi, genetiği ile oynanmış hayvan ve bitkileri çaprazlama ile sıfırlayabilecek canlılığı ortadan kaldırmaktır.

    çok da temiz enerji vermez. yarılanma ömrü 30~300 sene olan atık radyoaktif ürünleri kısa vadede uranyum reaktörlerinden bile fazla zarar verir çevreye. ama şurası değişmez ki, enerjiyi yöneten ülkeleri yiyeceği yöneten insanları yönetir.
  • "nükleer fizikçi prof. dr. engin arık türkiye'nin toryumla enerji zengini bir ülke olacağını söyledikten sonra ekibiyle birlikte uçak kazasında can vermişti. türk hızlandırıcı merkezi ve nükleer santral projesi hayalini hep canlı tutan bilim insanları, kritik eşiği aştı."
    kaynak

    "figes ve tübitak mam 3000 mw termal gücündeki toryum yakıtlı ergimiş tuz reaktörü’nün ısı değiştiricilerinin analiz ve tasarımlarını, yoğun bir çalışmadan sonra başarıyla tamamladı. hayırlı olsun"
    kaynak
  • torunlarınızın devrine kadar bu ülkede toryum, muhtemelen sadece tig kaynak elektrotlarının kırmızı olanlarında kullanılacak
    keşke u-233 çevrimli erimiş toryum florür reaktörlerini yapsak kullansak tabi beni de çok mutlu edecek bir şey bu, hatta gönüllü çalışırım. ancak 2022 yılındaki gözlemim bu durumun ülkemiz için (bkz: hayallerde yaşamak) olduğunu gösteriyor.
hesabın var mı? giriş yap