• hirsiz olmadiklari icin sevilmiyorlarmis. bu sehirden ulkenin en buyuk hirsizina ne kadar oy ciktigini bilmesek inanicaz.

    iticiliklerinin asil sebebi ise simariklik derecesinde sinirli davranislaridir.
  • var olmasıyla beni üzen iticiliktir. lisede sınıfımıza okulun son senesinde gelen trabzonlu arkadaşı yeni olduğu için hep aramıza alır birbirimizden ayırmazdık. çok hırslıydı, kibirliydi, farkederdik ama görmezden gelirdik. sürekli her şeyden şikayet ederdi. bir gün okula ağlayarak gelmişti ve sebebinin annesinin onun istediği yemekleri yapmaması olduğunu söylemişti. birisi onun düşüncelerine zıt bir şey söylediği an aşırı sinirlenir,tuhaf tepkiler verirdi. trabzonluluğuyla da fazlasıyla övündüğünden kendisini trabzonlu olarak kafama yerleştirmişim. lise bitince görüşmedik zaten. çok bile idare etmişiz.
    yıllar geçti işe girdim. çalışanları yeni yeni tanıyorum. hayırlı olsun diyenler muhabbet edenler arasında bi tanesi var pek muhatap olmuyor benle. ben de yabani olduğumdan garipsemedim kendisini, fakat ne zaman bir yerlerde denk gelsem (başkalarına anlatıyo bunları) adam ya sahip olduğum, en sevdiğim ve saygı duyduğum ne varsa yerin dibine sokuyor ya da kendisini övüyor. doğduğum büyüdüğüm şehre küfür de dahil! demediğini bırakmıyor - beğenmiyorum de, kötü şehir de sevmek zorunda değilsin tabi - okuduğum bölümün, mesleğimin bir hiç olduğunu gereksizliğinden falan bahsediyor. inadına yapar gibi yeniyim de hiç bir şey diyemiyorum yaşı da benden fazla. kendisiyle ilgili övündükleri de ayrı komedi bak: parasıyla, damak zevkiyle, arabasıyla, insanlara istediğini yaptırmakla ve olmazsa olmaz o muhteşem trabzonluluğuya gurulanıyor. kendisinden farklı ne varsa pis, kötü, iğrenç. tavır bu yani.
    her ikisinde bulunan en baskın özellik de söylediklerinin üzerine hiçbir şey söylenememesi. dediklerinden en ufak bi şüphe duymayan her konuda (çünkü her şeyi onlar bilir, doğru bilir) kesin hüküm veren tipler. malesef iki kişi tanıdım ve bu iticiliği taşıdıklarını gördüm. yine de böyle olmayan trabzonluların da var olduğunu umut ediyorum.
  • genel olarak kadını da, erkeği de ayrı ayrı iticidir. tamamı değil belki, ama %90 kısmı iticidir.

    gereksiz agresif yapıları, cehaleti zirvede yaşamaları, yobazlıkta artık başı çekmeleri, arap kültürünü özlerinde hissetmeleri, sözde milliyetçi olmaları, trabzon'da doğmuş olmalarını ayrıcalık zannetmeleri (bu komik cidden), grup halinde oldukları zaman garip bir özgüven patlaması yaşamaları, saçma sapan müzik ve yemek kültürleri olması bu insanları itici yapıyor. trabzonsporlu olmaları da ayrı bir durum tabii.

    tanıdığım bütün trabzonlularda bunları gördüm ve uzak durmakta fayda var.
  • böyle genellemelerden haz etmediğimi peşinen söyleyerek, yaşadığım sosyal ortamlarda benim de gözlemlediğim bir durum olduğunu söylemeliyim. büyük çoğunluğunda var olan mikro milliyetçi tavırlar, pragmatik tutumları buna sebep oluyor diye düşünüyorum.

    özellikle kamuda idareci pozisyonundaki her on kişiden beşi trabzonludur. gerisi ya rize ya da erzurum falandır. maalesef büyük bir çoğunluğu hiç haketmediği halde, mikro milliyetçi ilişkilerle buralardalar. böyle olunca nefret kaçınılmaz oluyor maalesef.
  • memleketim trabzon olmasına rağmen 'yalandır' diyemeyeceğim konsept. istisnalar kaideyi bozmaz.
  • 2004-2005 seneleri arasında trabzon'da yaşamış biri olarak kesinlikle katıldığım önerme. hatta bağıra bağıra trabzonluyum demek, bana göre insanın sığınacak hiçbir dalının kalmamasına delalet. madde madde yazacağım herşeyi ben de. öyle anlaşılıyor. bir insan neden trabzon kelimesinden hoşlanmaz?

    1 - fenerbahçeli olma ihtimali yüksektir, çünkü bu yobaz adamlar sarı ve laciverti yanyana görmeye tahmin edemezler. hemen silahlarını, soplarını salyaları akarak çıkartırlar. biz kadıköy'de gs formalı da, nevizade'de fb formalı da maçı izleyenler gördük. şöyle ki gece 11-12 arası halı saha maçında giyilen fb formasını bile halı saha basarak çıkartmaya çalışmaışlardır.

    2 - trabzon'un merkezine 5 dakika mesafede çömlekçi mahallesi mevcut. burada rus,gürcü,azeri kadınları toptan fiyatına perakende olarak satıyorlar. hangi trabzonlu adam ile tanışdıysam; hepsi 'seni bir çömlekçi'ye götüreyim' demiştir. trabzon'da fuhuş artık legal birşeydir. daha da kötüsü çoğu adam evde karısı, çocuklarına rağmen buraları sık sık ziyaret ediyor.

    3 öğrenci kız bir eve çıkmaya görsün hatta. evin dedesinden liseye giden oğluna kadar hepsi sapkın fikirlerini açık yüreklilikle söyler. gecenin köründe elinde vodka şişesi ile 'kızlar içelim biraz, coşarız' der. sokaklarda biraz açık giyinen kızlar yürüyemez, laftan başını kaldıramaz. hele ki yanlışlıkla bir yere baksın, direk peşine takılırlar. çok iyi hatırlıyorum; bir hatun arkadaş, sigara alırken teşekür etti diye evinin önüne kadar takip edimişti. sonra 'geleyim mi ben de' tarzı birşey demiş, bizim arkadaş direk polisi aramıştı.

    3 - herhangi birşeyin sempatizanı olabilir. trabzon'da trabzonlu ve faşist olmadan yaşamak imkansız diyin, kapatın il sınırlarını millet gelmesin. ankaralı, istanbullu, izmirli, doğulu, akdenizli, iç anadolulu, hatta giresunlu, rizeli insanları sevmezler. liberalist, sosyalist vs. tayfayı da sevmezler.küpeli, dövmeli, yırtık kotlu, şortlu, uzun saçlı, sakallı tayfayı da sevmezler. varsa yoksa trabzon ve faşizm. tabi sevmek zorunluluk halinde değil. ee niye saldırıyorsun? bu korkunun nedeni ne? lokol milliyetçilik nanesi altında her türlü aldatmaca ve geçirme mevcut.

    4 - milletin karısına, kızına laf atarlar. kadına öküz gibi davranırlar. mecburen trabzonlu kadınlar da orada yaşayan yabancılara ilgi duyarlar. sonra gelsin dayak, gitsin silah. bir kersinde hemen bizim yanımızda oturan öğrenci çocuk, akşam 9 gibi fırına gidiyor ekmek almak için. geldiğinde 4-5 tane çakal genç kapının önünde oturmuş, yolu kapatmış. çocuk 'pardon gençler' demiş geçmek için. bunlar bir güzel dövmüşler oğlanı. çocuk da yakışıklı, aklı başında, efendi bir tipti. böyle adamlar işte.

    5 - trabzon'da birisine bir laf anlatmak zulümdür. anlatamazsınız ciddi anlamda. daha sonra pes eder, güler geçersiniz. ama ahlak zekalarının gelişmediğini ben biliyorum. cumaların ve kerhanelerin her daim dolu olduğu bir yer düşünün. tüm birahaneler tıklım tıklımken, ramazanda açık restaurant bulamazsınız. hatta sigara içiyorsunuz diye dayak yersiniz. bu arada ramazan'da iftar sonrası gene kerhanelere akın vardı en son.

    6 - halkın ekseriyeti hırsızdır. öğrenci görünce fiyat 3 katına çıkar herşeyin. öğrenciye garsoniye yani bahşiş zorunludur. suratına bakmazlar adamın. bizim sobalı eve 3 kez hırsız girdi. tabi bir şeyimiz olmadığı için bulamadı ama baya hırsızlık popüler bir meslek. hatta bir muhabbete adamın arabasını çalmışlar, başka bi adam 2000 liraya bulabiliriz filan diyordu.

    özetle tüm karadeniz sevmiyorsa bence bir bildikleri vardır diye düşünüyorum. abi rizeli olsun, giresunlu olsun, sinoplu olsun; ne diyim?
  • dibine kadar gerçekçi tespit. hatta itici ötesi.
  • bir trabzonlu olarak kesinlikle katildigim onerme. evet var boyle bir sey.
  • trabzonlu çok sevdiğim bir arkadaşımın lafı vardır. der ki: "sağlığın kıymeti nasıl hastalıkta anlaşılıyorsa, aklın kıymeti de trabzon'da anlaşılıyor..."

    kendisinin yalancısıyım. çok sevdiğim trabzonlular var benim genelde ama bi agresiflik mevcut. ben havanın değişkenliğine bağlıyorum....
  • insanları katagorize etmek çok yanlış fakat (malesef ) var böyle birşey.
hesabın var mı? giriş yap