aynı isimde "transformers (film)" başlığı da var
  • 300 filmindeki "ozgurlugu korumak icin daha cok asker ihtiyacimiz var" soyleminin bush'un irak'a 25.000 ek asker yollama donemine denk gelmesini ilahi bir tesaduf olarak gormu$ idim. (bkz: 300/@ssg)

    bu filmin ba$inda her nedense ispanyolca anlamadiklari bariz olan arkada$lariyla ispanyolca ileti$im kurmaya cali$an gerizekali bir latino asker var. bu adama arkada$lari "english, man!" diye israr etmesine ragmen, adam "it's my roots da bilmemne" gibi bo$ laflar ediyor. haliyle ortada verilen mesaj "kulturel zenginlik tamam ama dilde birlik $art" oluyor. ustelik bu tek sahne degil bu tekrarliyor nerden baksan sadece 1 dakika bu mesaja ayrilmi$. $imdi bu mesajin tam olarak "ingilizce resmi dil olsun" tarti$malarinin tekrar alevlendigi bir doneme denk gelmesi, izleyicilerin 5-10 yil sonraki voter'lar olmasi beni kendimden gecirdi. (http://www.washingtonpost.com/…ar2007062702837.html)

    yani filmdeki diger milliyetci unsurlara, askerler icin "they don't know how to lose" gibi tabirler kullanilmasina bir $ey demeyecegim ama bu "english please!" ne? adamda besbelli bir zeka sorunu var adami askere alacaginiza hastaneye yatirin sizle anlamadiginiz dilde ileti$im kurmaya cali$iyor.
  • aslında olay sandığımız gibi değilmiş:

    http://www.bobiler.org/monte.asp?m=961
  • harika film!

    öncelikle belirteyim ki 80'lerin sonlarına doğru doğmuş bir çocuk olarak transformers furyasını kaçırdım*, daha doğrusu bilirdim severdim oyuncaklarını vb. ama fazla haşır neşir olamadığım için "eskiden böyle miydi bea" geyiklerine giremeyeceğim.

    --- spoiler ---

    bence

    eksiler:

    - iran'a sokulan laf. daha doğrusu sokulan laf değil de ilkokulda çelik ayna diye cevap verilen laflara benzer gerzek replik.

    - mis gibi eski ama canavar camaro'nun bir türlü beğenilmemesi. arkadaşım motorun sesini duymuyor musunuz nasıl gümbürdüyor, arabanın karizmasını görmüyor musunuz. tutturmuşlar yeni de yeni.

    - sam'in evinde oyalanma sahnesi çok uzun olmuş baydı.

    - zaman zaman gizli zaman zaman açık açık amerikan propagandası.

    - jazz ayrılır mı lan öyle ikiye.

    - mikaela aplanın ojeleri.

    artılar:

    - mikalea apla *.

    - süper yapılmış otobotlar, dönüşüm sahneleri ve dönüştükleri araçlar.

    - jazz'ın gidişi, bumblebee'nin yakalanması gibi şeyler çok güzel aktarılmış, mesela bu iki sahnede ağlamaklı olurken optimus babanın ilk gelişi ve dönüşmesi gibi sahnelerde tüyler diken diken oluyor. kaptırılası bir atmosferi var yani gayet.

    - biraz şopar edilse de john turturro.

    - zaman zaman suyu çıksa da espriler.

    - 2.jenerasyon camaro! http://en.wikipedia.org/wiki/chevrolet_camaro

    --- spoiler ---

    filmden çıkınca her arabaya içimden "evet evet bu kesin dönüşecek hadi be abi dönuş" dememe yol açan filmdir ayrıyetten.
  • nostalji güçlü bi silahtır. geçmişimizde (hele ki çocukluğumuzda) hayatımızda yer etmiş herhangi bi şey (film, kitap vs) normalde taşıyacağı değerden daha fazlasını taşır zihnimizde. bu yüzden bu şeyi kendisine malzeme eden herhangi bi ticari oluşum, daha ilk elden eleştiri oklarımızı törpüler.

    ben transformers yayınlandığı sırada bile yeterince büyümüş olduğumdan seyretmezdim bu çizgi filmi, ama düşünüyorum da silver surfer'ın, conan'ın, indiana jones'un, kötü, sahtekar, art niyetli filmleri önüme sunulsaydı bendeki tezahürü bu kahramanlara duyduğum nostaljik bağın gözlerimi kör etmesi değil, tam tersine onları daha beter aşağılamam şeklinde olurdu. misal conan filmini ilk seyrettiğim zamanı hatırlıyorum da, sınıf arkadaşlarım sadece kötü bi film seyretmiş olmaktan daha öte bi duygu içinde değillerken benim yaşadığım hayal kırıklığı ölçülemeyecek boyutlardaydı.

    demem o ki, transformers pek çok kişinin çocukluğunda büyük yer kaplamış olabilir ama bu sebep insanların, kötü bi filmin kötü noktalarını görmezlikten gelmesiyle değil, tam tersine filmi daha beter yere çalmalarıyla sonuçlanmalıydı. ben filmi de seyretmedim ama michael bay'in nasıl bi sinemacı olduğuna dair elimizde yeteri kadar delil (günah) varken şu okuduğum eleştirideki hiçbir noktaya itiraz etmeyeceğimi şimdiden biliyorum. bay için the island'dan sonra, artık kendisine saygı duyulmasını isteyen biri olduğunu yazmıştım ama sanırım hala aynı adam. yazık.

    http://beyazperde.mynet.com/sinekritik/1449
  • 90'ların başında çocukluğunu yaşamış herkes minimum 2 kez izleyecektir bu filmi, michael bay halihazırda saf action filmleri çekebilen bir adam, filmi de çok iyi kotarmış. hikaye tarafında kopukluklar var evet ama bunlar snaıyorum ki halihazırda 144 dakika olan bir filmi uzatıp, gün içi seans sayısını azaltmamak için çıkartılmış. zaten autobot ların dönüşüm sahnelerinde kendinizden o kadar geçiyorsunuz ki film boyunca bir sırıtış baki kalıyor suratınızda..
  • zaman zaman espriler zorlama olmus, daha az geyik olsa daha iyi olabilirdi. ama kurgu ve goruntuler basarılı, senaryo da fena değil. izlenesi bir film ve devamını da merakla bekletiyor. bay medicine autobotun feromon repligi de akıllarda yer ediyor hemen.
  • daha başladığı anda insanı kitleyen, sonuna kadar da bırakmayan, 80'li 90'lı yıllarda transformers hastası olanların optimus prime sahneye çıktığında alkışlamaması ve eski bir dost ile karşılaşmış gibi sevinmemesi imkansız. filmin eleştirilecek bölümleri aranırsa bulunur. ama gözlerim kamaştı, çok mutlu oldum izlerken ve eleştiricek kısımları zerre kadar umurumda değil açıkçası. iki üç defa daha izleyeceğim sinemada.
  • asagidaki sonuclarin cikarilabilecegi film.
    1. autobot'ar dunyada aramizda yasamaktadir, bizi korumaktadirlar.
    2. film arasi verilince filmi alkislayan topluluklar da icimizde yasamaktadir. bu filme kadar kendilerini gizlemislerdi.
  • optimus prime'in gogsundeki pencerelerin aynen yeraldigi film...eger cocukken bir kere olsun otobotlar degisin!! cicucivuv dediyseniz, sakizlardan cikartma toplayip, action figurelerine bakip agiz sulari akittiysaniz mutlaka gidin gorun...
  • oncelikle butun filmin icinde more than meets the eye deyimini bi milyon kere kullanip , filmin sonunda theme'i calmayan zihniyete sovuyorum burdan cok fena. oysa ki ben daha gelecek programlar gosterilirken "transformers more than meets the eye" diye gotumu yirtar olmustum... neyse...

    --- spoiler ---

    film aslinda orjinal hikayeden cok uzak bir sekilde gitse de, inanilmaz basarili kurgusu, cekimleri ve efektleri ile baslangicindan itibaren koltuga yapistiran bir filmdir. hatta o kadar gercekcidir ki, otoparkta yururken "hah simdi, yok lan bu deil ama su corsa kesin, en olmadi su broadway kesin donusucek ! hadi lan!" tadi yakalatmistir. filmi usendigim icin anlatmiyorum, fakat takriben mutlu son olmasi icin optimus prime yerine megatron öldürülmüstür.

    filmin hikaye disindaki farkliliklari ve gondermelerine gelirsek, inanilmaz zekice aksiyonlar vardir. gondermeler ile baslarsak, her yerde gecen more than meets the eye direk theme'e gondermedir, anlamayan transformers degildir, o derece. bumbelbee'nin ilk satin alindigi sahnede, camaro'nun yaninda duran sari vosvogen ve saticinin "o paraya ancak bunu alirsiniz" demesi, orjinal bumbelbee'ye gondermedir. orjinal serilerde kendisi gayet sari bir vosvogendir. yine bulbelbee'nin aynasinda asili olan "bidibidi bee" de isme guzel bir gondermedir. farkliliklara gelirsek, jazz aslinda orjinal seride yanlis hatirlamiyorsam bir porsche 928'dir. megatron tabii ki silahtir ve ozellikle bu filmde ucak olmasi kendisini starscream ile karistirmamiza sebep olmustur. filmin basinda ortaya cikan helikopter olan arkadasimiz* asil seride rotor storm diye gecer. polis arabasi olan arkadasimiz ise aslinda autobot olup, asil adi gotumden atma ihtimalim cok yuksek olmakla beraber patrol ya da high stakes olabilir. ama autobot oldugundan net eminim.

    tekrar filme donersek, karakterler cok net verilmistir. megatron'un hirsi ve guc duskunlugu, optimus prime'in herzamanki gibi "hata yapabilirim ama yine de liderim" karizmasi, starscream'in megatron karsisindaki ezikligi superdir. bunlar disinda filme konulmayan karakterler olarak bir soundwave'i cok aradi gozum. gonul isterdi ki o kadar karizmatik bir karakter filmde bulunsun. yine beklentileri saymaya baslarsak, bumbelbee'nin tekrar yapilip goldbug olarak donmesini cok istedim ama o bildigimiz bulbelbee olarak kaldi. bir de bilmiyorum benden baska dikkat eden oldu mu, fakat starscream kacti. iste o dakikada ben megatron'un hede hödö cukuruna indirilirken gozlerinin bir yanip sonmesini, ikinci filme goz kirpilmasini cok istedim, lakin arkadaslar tadinda birakmayi bilmisler.

    bunlar disinda bana donersek, iki senelik bir beklentim o kadar bosa cikmadi ki, soyle anlatayim optimus prime'in gelis sahnesinde gozlerim yasardi, jazz öldügünde aglamakli oldum, bumbelbee'yi yardiklarinda agladim. sinemada tahminimce 1986 sonrasi dogumlu kisi yoktu/varsa da cok az vardi, olanlarin hepsi de "optimus prime soyle boyle, more than meets the eye" falan konusuyolardi, kendi kendime "aha ben buraya aidim" dedim resmen. bir de iki sira onumde bir cocukta autobot tisortu vardi, dovup alicaktim, agharta tuttu.

    ha bu arada, normal sartlar altindaki her turlu dovuste optimus prime megatron'u harcar. 1987 yapimli the movie'de de ölüm pahasina harcamistir kendisini hatta. ama bunda biraz kastirmislar, bilmiyorum.

    ha bir de film, takriben dizinin bi 10-15 sene oncesinde geciyor olmali, cunku generation 1'da simmons generaldi tahminimce ve witwicky'ler iki taneydi. scott ve sparplug. hatta scott'in da oglu vardi the movie'de. neyse, ufak ayrintilar bunlar, takilmamak lazim. kapanis olarak mikrofonu optimus prime'a ceviriyoruz ;

    "there are more in humans than meets the eye."

    o metal tassaklarini boynuma dola optimus, geyşan olayim. o derece.
    --- spoiler ---

    not : soundtracki de pek lezizdir.

    bir diger not : terminator 2'yi sinemada ilk ciktigi gun izlemis biri olarak, o dirilis sahnesinde cilginlar gibi alkislayan guruhun bir benzerinin, optimus prime ciktiginda kendini gostermemesi cok gucume gitti. kaldi ki optimus t800'ü sol tasagi ile ezer, ustune turk kahvesi icer. neyse lan ben bisey diyemiyorum !
hesabın var mı? giriş yap