• bir devlet büyüğünün ismini alma talihsizliğini yaşayan bir başka okul.
  • ömrümün 4 senesini çalan, günde 40 km yol tepmek zorunda bırakan, dağın başında olan, diğer anadolu liseleri tarafından sürekli aşağılanan, ama bana tüm ilkleri yaşatan, en güzel arkadaşlıkları, en güzel aşkları, az da olsa en iyi hocaları veren ve seneler sonra özlediğim okulum..
  • anadolu lisesini 7 yıl okuyan nesil'in tedavülden kalkmadığı ve anadolu lisesine gidenlerin "zeki" kabul edildiği yıllarda, açıkta kalan öğrencilerin velilerinin baskısıyla 1995'te bilmem kaçıncı ek kayıt ile kurulmuş liseydi.

    ilk kurulduğunda bademli anadolu lisesiydi ismi. yaklaşık 3 sene şükrü şankaya anadolu lisesinin binasında, onların artık bi siktirin gidin demesinin ardından 1 sene de ovaakçada doğalgaz çevrim santralinin dibindeki bir binada eğitim öğretim yapıldı.

    1999 yılında turhan tayan'ın adının verilmesi karşılığında(sanki babasının parasını verdi) yaptığı yardımlar sonucunda bitirilen binasına taşındı.

    sürekli aynı turuncumsu takımı giyen coğrafyacı, edebiyetçı veysel, neptün girgin aklımda kalanlar...
  • her süper lisenin anadolu lisesi olmadığı dönemlerde en düşük puanlı bursa merkeze bağlı anadolu lisesi idi.
  • bazı ergenlik sorunları olan çocukların sevmediği okul.oysa bana hep yaşama sevinci vermiştir.kurucu müdür ismail ardıç efsanesi vardır mesela.belirli gün ve haftalarda "turhan tayan iyidiriyi şeylere layıktır" diye coştururdu okulu..çok tatlı adamdır
  • okuldaki bazı görevliler kendilerini okulun sahibi sanıyordu amk.
  • dört yılımı geçirdiğim, şehirden uzak, zeytinlikler ve villalar arasındaki okulum. mesleğimi seçmeme vesile olan şahane ingilizce öğretmenim melek hoca hayatımda yer etmiştir. bir de şarkımız vardı "biz atatürk gençleriyiz, turhan tayan bizim evimiz bizim evimiz..." diye aklıma geldikçe gülerim. hayatımın en güzel yıllarını lisede geçirmişim de haberim yokmuş yeni anlıyorum. liselilere mesajım da bu olsun.

    edit:imla
  • dağ başına inşa edilmiş binasıyla, etrafındaki yeni yetme inşaatlarıyla, cavit çağlar mı coşkun öz mü tam hatırlayamadığım bir adamın devasa villası ve etraftan izole olabilmek için yüksek demirlerle çevrilmiş bahçesiyle, arkasındaki öğrencilerin tek kaçış yeri olan ormanıyla, önündeki adam öldüren yokuşuyla, akman kentiyle, baba gibi adam ismail ardıçıyla, adaletin timsali olan ve ingilizceyi tam manasıyla öğreten nevi şahsına münhasır mızrap hocasıyla, bir o kadar farklı olan ve zamanında bana hafiyesi olmamı teklif etmiş mehmet yeneriyle, değişip duran din kültürü hocalarıyla, bir öğrenci bütçesine göre çok pahalı olan kantiniyle, kantindeki ramazan abisiyle, gül ablasıyla, et dürümüyle, suflesiyle, geneli tiky ve zengin oln öğrenci profiliyle, servisleriyle, servisi kaçırınca b36sıyla, b36nın at hırsızı tipli ve o bayırı bir kez olsun çıkarmayan otobüs şöförleriyle, okuldan kaçarken çekilen otostoplarıyla, bana kazandırmış olduğu dostlarıyla, iyi olan ve iyi şeylere layık olan öğrencileriyle hayatımın 4 yılını alan,bulunduğu konum hasebiyle ekseriyetle kendisine sövdüren şimdi tebessümle ve özlemle hatırladığım güzelim okulumdur kendisi. sözlerime ismai ardıç'cığımdan bir kuple ile son vereceğim: "turhan tayan öğrencileri iyidir, iyi şeylere layıktır".
hesabın var mı? giriş yap