• ilişki yaşamayı bilmek için önce yaşamayı bilmek lazım. yaşamayı bilmek için maslow'un ihtiyaçlar hiyerarşisinde yukarı kadar gelmek lazım. türkiye'de kaçımız piramidin tepesindeyiz. 1 gün sonra, 1 yıl sonra, 10 yıl sonra aç ve açıkta olmayacağından emin olman lazım sadece sevgi peşinde koşmak için.
  • sulale sistemi ile buyuyup bati gibi bireysel sisteme gecis yapmaya calismasindan kaynaklanan zorluktur.

    birinci sistemde kalabalik aile bireyleri akrabalar hatta mahalle ve icinde bulunan topluluklarin (universite arkadaslari, lise arkadaslari, is arkadaslari vs) kisinin davranislari uzerinde baglayici otokontrole neden olan bir etkisi vardir. digerinde ise kisi yasalar cevcevesinde kendisini mutlu edecegini dusundugu her seyi yapmakta kendini ozgur hisseder. kararlarinin cevresine olan (ve cevresinden feedback ile tekrar kendisine olan) etkisi ihmal edilecek duzeydedir.
  • acmayi düsündügüm bir baslikti. karsimda görünce cok sasirdim. katiliyorum.
  • korku kültüründendir. bağlanmak korkutur, ayrılmak korkutur. yakınlık korkutur, uzaklık korkutur. üstüne bir de sorumluluk duygusu ve ayrışma problemleri cabası. halbuki en doğal şey ilişki kurmak. dünyaya bir ilişkiyle geliriz ve insan ötekine hep ihtiyaç duyar. bunu reddetmek bir çeşit cool'luk gibi gelmeye başladı ve bu çok tehlikeli..
  • güzel bi noktaya değinilmiş.

    ancak türk insani sağlikli bi sosyal ilişki kurmayi dahi bilmiyor ki ilişkiyi sevgililiği bilsin.

    ne iletisimi biliyoruz ne yeni biriyle tanişmasini ne arkadaşlik iliskilerini ne de saygiyi.

    mesela sizi surekli arayip sormayan, sizinle surekli iletisim icinde olmayan bir insani iyi bi arkadaşiniz olarak adleder misiniz?

    etmem diyorsaniz siz de bi sosyal ilişki özürlüsüsünüz.
  • sadece ilişkiyle alakalı değil türk insanını cennete koy orda da kendini ve başkalarını mutsuz etmenin 36535363 yolunu bulur. türk insanı mutsuz olmazsa rahatsız oluyo ben bunu anladım mutsuzluk ve huzursuzluk bir amaç.
  • tek başına mutlu olamayan insanlar ordusu, bir başkasının hayatına dahil olması sonucu mutlu olacağını tahayyül ediyor. işin garip tarafı karşı tarafı sevgisiyle yücelteceği yerde sürekli dibe çeken tipler var. her gün kavga-gürültüden ne anlıyorlar merak ediyorum aslında. nasıl mutlu olmayı başarıyorlar? ondan sonra da sosyal medya hesapları ile mutluluk pozları, asla yaşayamadıkları..

    bir de sonuç odaklı insanlar. her ilişki de direkt olarak sonuca ulaşarak mutlu olunduğunu sanıyorlar. oysa o yolu birlikte yürürken keşfet ya da yaşamayı dene. tanımaya çalış, en önemlisi de flört etmeyi bil. fakat ne yazık ki flört biz de tü kaka bir kavramı barındırıyor. ne yaşamasını biliyorlar ne de yaşatmasını. sonrası.. sonrası işte çayır çimen...
  • o kadar çok yabancı dizi, film izleyip, izlediğini bu coğrafyaya uydurmaya çalışırken unuttuğu örfü adeti tokat gibi yüzüne çarparken ardına bile bakmadan gidişin öyküsüdür. dün yüzün batıya dönüktü bugün götün.
  • ailesinde ve çevresinde hatta yaşadığı toplumun genelinde,sağlıklı ilişki örneklerini göremeden, öğrenemeden yetişmiş insanlardan fazla bir şey beklenmemelidir.olduğu kadardır ne yazık ki.
hesabın var mı? giriş yap