• jazz sanki turkiye disinda her ulkede cok populer ve dinlenen bir muzikmis gibi acilan baslik.
  • caz tonal değil, modal çoksesli anlayış üzerinden ilerler. yani müzik yazılırken aslolan ton değil, mod geçişleridir. klasik anlamda bildiğimiz çoksesli müzikten epey farklı bir matematiği vardır ve dinlemesi ciddi anlamda yorucudur. dinlerken yorumlaması bile iyi ve eğitimli müzik kulağı ve armoni bilgisi gerektirir. kaldı ki üretimi ve icrası gerçek anlamda delilik seviyesinde zordur.

    oysa geleneksel türk müziği, teksesli müziğe iyi bir örnektir. bu yüzden türkülerde ezgiler ve sözler baskındır. çoksesli müzikteki geçmişimiz yanılmıyorsam daha henüz cumhuriyet dönemiyle başlar.
    (bkz: türk sanat müziği)

    bu anlamda caz zaten dünyada popüler olan tonal müzik anlayışının epey dışındayken, kaldı türkiye.
  • açılın tespit yapıcam;

    insanoğlu olarak kaç bin yıldır yaşıyoruz. müzik felsefesini biraz araştırınca (yani neden bazı sesler bize iyi hissettiriyor, neden bazısı kötü hissettiriyor, beğeni kriterleri nedir) beynin belirli başlı olayları ve konuları bazı seslerle match ettiğini, bunu doğduğumuzdan itibaren yaptığını, akabinde bir melodik tune aralığına sahip olduğumuzu anlıyorsunuz. yani tüm insanlar, kendi hisleri ile belirli ve match ettiği sesleri beynine işliyor.

    şimdi konuya biyolojik, evrimsel ya da biraz spiritüel bakarsak, insanoğlunun tüm bilgi birikimini bir havuz gibi düşünebiliriz. yani fikirsel olarak da yeteneksel olarak da aslında tüm insanlık olarak bir birikim havuzumuz var. bu havuzdan da yeni insanlar doğmaya devam ediyorlar ve bu yetenekler random olarak dağılabiliyor. (misal bakınız 3 yaşında mozart gibi piano çalabilen çinli bebekler vs.)

    bu birisi kişisel bilinaltımız, birisi kitlesel bilinçaltımız olan dıurumlardan dolayı hiç alakasız birisi hiç alakasız bir müzik türünde yetenekli ya da ilgili olabilir. ama bu durum coğrafyaya göre sıklığını belirler.

    örnek vermek gerekirse; jazz manyağı bir çiftin çocukları da jazzı sevme eğiliminde doğar. jazz ile alakası olmayan yurdum insanının çocuğu da yukarıdaki 2 nedenden dolayı sevme eğiliminde ya da nötr doğabilir, ya da iki seçenek de yoksa sevmeme eğiliminde doğabilir. e şimdi bunun sıklığı nedir? yüzbinde 1 belki. yani türkiyede yüzbinde 1 oranında harbi harbi 7 kuşaktır jazz manyağı bir ailenin jazz kulağı ya da yeteneği vardır. bu oranın azlığından dolayı da türkiyede jazz şimdiye kadar tutmamıştır. ama zamanın sonsuz ekseninde tüm jazz kültürü yozgata, tüm türkü küültürü harleme de taşınabilir. bu da aynı bir hikaye tabi.

    ayrıca müzik felsefesi dışında müzik bilimi ile de durum açıklanabilir. bizim doğumdan itibaren genetik işlenen seslerde ara sesler var, çoğu batı müziğinde yok mesela.

    işte bu yüzden, insanların müzik zevkleri bir sistemle yönetilebilir.
    ayrıca her türlü müzik (jazz dahil) mental olarak gücünü acıdan alır. acı karşılığıdır. acısını daha iyi ifade edebilenlere sanatçı diyoruz. (edm de bile) (kanıtı, dans ettiğin şarkıda ağlayabiliyor oluşun) falan filan.

    gece gece fena kafa sikerim.
  • türkiye'nin genel olarak teksesli müzik dinleyicisi olması olabilir.
  • musluman mahallede salyangoz satmak, zenci mahallesinde tek beyaz olmak gibi terimlerin karsiligi olarak cevap bulabilir, alisilageldik seylerin disi insan oglunu cezbetmedigi gibi turk halkina da hitap etmemistir, jazz, daha rahat olan ulkelerde populer olmuştur sebebiyse amerikada ciftci ekinini ekmistir, bugdaylar hasat a hazir bekliyordur devletten yardim olarak aldığı paranin 4 katini kazanmak icin bacak bacak ustune atmisken radyodan bir kanal acip sigarasını yakar jazz müziği duyar daha da keyiflenir. gel gelelim turkiyede 8 saat + 2 saat mesai yapan 40 yaşındaki bir adamin evi kira otomobili sahin se ve bu toplam saatler sonunda alacagi paranin sadece kira ve borclara yatiracagini bilerek jazz şarkı dinleyemeyecegi gibi muslum baba daha dogru bir tercih olacaktir.
    cevap reggae muzigin tutmama sebebiyle aynıdır
  • bırakın müziği zenciler yapsın kafası olmadığından elbette
  • toplum olarak sanatla ilgili hiçbirşeyi ozumseyemiyoruz ,gerektigi degeri veremiyoruz.herşey anlık,herşey saman alevi.festivallerin yapıldığı süre zarfında herkes jazz seviyor bittigi gibi ise altyapisi birbirinin kopyasi olan hiçbirşey hissettirmeyen müziklere dönüş yapiliyor.jazz güzeldir, günü güzel baslatan bazen de günün yorgunlugunu alandır.
  • müzik literatüründe ve pratiğinde anlaması ve çalması en zor olarak bilinen müzik türüne laf eden insanları içinde barındıran başlık. tutulmamasının sebebi yeterince gelişmemiş olmamız.

    kusra bakmayın ama jazz gitar çalmış olup jazz baterisinin de prensiplerini bilerek size burada jazzı yedirmem.
  • caz ve benzeri müzik türleri elektronik enstürmanlara kıyasla, akustik calgıların ağırlığindan dolayi melodiden ziyade doğaçlama ve deneysel ses odaklıdır. böyle oluşu, melodik tarzlara alışmış kulaklar için dinlenebilirliğini zorlaştırır. caz veya klasik müziğin, onu oluşturan sesleri, hakkini vererek doğala yakın aktarimiyla yansitan müzik sistemlerinde dinlenmesi, sevilebilirliğini arttıracaktır.
hesabın var mı? giriş yap