• iş kanununda yapılması düşünülen; "işe sarhoş gelmek" ibaresinin "işe alkollü gelmek" ile değiştirilmesinden sonra, bu işin uzmanlarınin, ellerinde alkolmetre ile iş yeri kapısında bekleyeceklerini düşünüyorum.
    böylelikle türkiye'de bugüne kadar hiçbir yerde doğru düzgün işlemeyen işçi sağlığı ve iş güvenliği, bambaşka bir boyut kazanarak, sağlıktan ve güvenlikten tamamen uzaklaşacak.
  • yoktur, olanın da çoğu göstermeliktir. türkiye'de önce para gelir. dünya standartlarına göre en az 10 günde yapılması gereken iş 3 günde yapılır. işçiler çadırda yatırılır, köpeğin yemeyeceği yemekler yedirilir. sigorta yapılmaz, sigorta şartı aranan yerlerde giriş yapıldıktan hemen sonra çıkışları yapılır.

    herkes 40 yıldır bu işleri yapar ve daha parmağı bile acımamıştır. baret baş ağrısı yapar, kemere ne gerek var, kaçak akım rölesi ne amına koyimdir. sadece punto atılacaktır maskeye gerek yoktur, 2 dakikalık bir iş için iskeleye çıkılır korkuluğa gerek yoktur, 2 palet malzeme inecektir periyodik muayneye gerek yoktur *, çıplak kablolar pirize takılır fişe gerek yoktur, betonu göremiyordur gözlüğe gerek yoktur, taş motorunun muhafazası işe engel oluyordur gerek yoktur, 34.500 volt geçen kabloların dibinde ekskavatör çalışabilir deplaseye gerek yoktur...

    türkiye'de en ucuz şey insan hayatıdır.
  • yoktur.

    türkiye iş kazalarında dünyanın 3. ülkesidir.
    2011 yılı içerisinde;
    641 işçi iş kazalarında hayatını kaybetmiş
    668 işçi de yaralanmıştır. (tabii ki bunlar sadece kayda geçenler)

    kaynak: tomlumsol.org
  • bir iş güvenliği uzmanı* olarak diyeceğim şu ki, hali içler acısıdır. ortak sağlık güvenlik birimlerinden* danışmanlık hizmeti verilmesine yeni çıkacak yasayla da dur denilmezse bi cacık değişmeyecek ve yine kağıt üzerinde kusursuz görünüp, risklerden geçilmeyen işletmelerden oluşmaya devam edecektir sanayi. haftada 1-2 gün birer saat danışmanlıkla olmaz bu işler sevgili çalışma ve sosyal güvenlik bakanlığı, bu işler ince, zaman isteyen işler, yemez, ha sen diyosan ki kağıt kürek işini yaptır bütün sorumluluğu üzerinden at, süpersonik osgb'lerde para avcıları var senin için. ben de bu durumda sana derim ki; yabancı sermayesiyle işletilen, bu işi gerçekten önemseyen kurumsal yerlerde çalışırım; eğer yerse de iosh alıp yurtdışına kaçar keyfime bakarım.
  • şu andaki mevcut mevzuat hükümlerinin uygulanması sağlansa,
    gerek işveren gerek ise işçilerin bilinçleri gerekli seviyede olsa büyük bir sıçrama olur.
    yeni mevzuat, iş güvenliği uzmanı zorunluğu vs. bunlar sadece yeni iş kapısının açılmasını sağlıyor.
    ülkede yeni anayasa yapsan ne olur ki kafalar değişecek bir kere.
    bir musibet meydana gelmedikçe yurdum insanı aynı tas aynı hamam, aynı işverenin işyerinde sayısız kaza meydana gelmekte ancak kadercilik malesef had safhada.
  • işçinin sağlığını alabildiğine düşünen hükümetin düzenlediği, alkol alması halinde işçiyi işsize çevirerek sorunu kökünden halletmesine olanak sağlayan mevzuat. tazminat da cabası.
  • bunun yüce hükümetimiz tarafından önemsenmeyişinin nedenini yeminli ak parti düşmanları anlayamazlar.

    olay şudur:

    hükümetimizin hazırlamakta olduğu mükemmel kıdem tazminatı yasa tasarısına göre çalışanların kıdem tazminatlarını tam olarak alabilmeleri için ya emekli olmaları ya da ölmeleri gerekiyor ya hani. emekli olmak da artık herkes için bir hayal ama taşeron firma işçileri için hayal bile değil ya hani. hani bir de tasarıyı savunanlar "artık taşeron firma işçileri bile kıdem tazminatı alabilecek" diyor ya.

    hah orada durun işte laikçi ulusalcı moronlar, durun orada!

    yüce hükümetimiz işçi sağlığı ve iş güvenliğine önem vermeyerek aslında işçilerin, bilhassa da taşeron firma işçilerinin kıdem tazminatlarını alabilmelerini amaçlıyor! tamam ölüyorlar ama kıdem tazminatlarını da alacaklar!

    ama yoook, size yaranılmaz. illa daak partimizin iyi niyetinden ve verdiği sözde durmasından rahatsız olup anlamazlıktan gelirsiniz bunları tabi.
  • kârlı olmadığı için rağbet edilmeyen sektör.
hesabın var mı? giriş yap