• hizmet sektörünün genel havasının sonucu olan durumdur. öyle bir muameleleri vardır ki sanki müşteri değil borçlu olduğunuzu düşündürürler. özellikle burger king vs gibi yerlerde daha çok olur
    edit: bazı yorumlara cevabı şu arkadaş vermiş #53234467
    edit2: bazı arkadaşlar fulardan içkiden söz edip lüks bir talep olduğunu yazmış. bu bir tespit. ama şunu da söylemekte fayda var; bahsi geçen sektörde yıllarca çalıştım. çok ta yoruldum. yine de bunun acısını müşteriden çıkarmadım. gittim hakkımı patrondan istedim. çok kıl ve saygısız müşteri gelince de cevabını verdim çünkü müşteri her zaman haklı değildir. patronu görünce el pençe divan olan adam müşteriye surat asamaz. eğer o işi mecburiyetten yapıyorsa müşteriye de mecburen iyi davranmalı. son olarak böyle meselelerin dile getirilmesini saçma bulan arkadaşlara söyleyeyim; toplum konuştukca paylaştıkça düzelir. ve bir de aklıma gelmişken şu küfürü azaltın biraz ekşi sözlük'te çok fazla küfür olması
  • 12 saat çalışan 1000 tl civari maaş alan ve belki sigortasi olmayan insandan ne beklenildiğini anlamadığımdır.
  • eğer kendilerine ''merhaba'' ya da ''iyi günler'' diyerek yaklaşırsanız, çok daha olumlu karşılık alacağınız durum.

    asık suratlı olmaları, bu şekilde devam etmeleri anlamına gelmiyor çünkü, farklı davranmalarını sağlamak sizin elinizde.
  • düşük ücret ve uzun süreli mesai ikilisinin doğal sonucudur.
  • o.c. patronuna nazaran daha sevimli bir asikliktir.
  • hizmet sektöründe görev aldığını maalesef unutan tezgahlardır. ışleri zor, yorucu ve fakat işin senin bu. git üretimde yer al yüzüne bakma kimsenin umrunda olmaz insanların. ama işin senin güler yüz.

    bazısı da çok güzel gülüyor (bkz: garson merve)
  • nedense bana hiç denk gelmeyen tezgahtarlardır. belki de adamına göre tavır takınıyorlardır. sen biraz kibar ol, güleryüz göster bakalım nasıl oluyor.
  • halkla iç içe olmaları sebebiyle olan durum.

    aynı sinirli ifade halkla iç içe diğer meslek gruplarında da vardır.

    mesela minibüsçüler sizce neden bu kadar sinirli? çünkü hem halkla, hem her biri müthiş deha olan trafik idarecinin mükemmel düzenlemeleriyle, hem de halkın trafikte gitme konusundaki durumlarıyla iç içeler.

    böyle bir tabloda minibüsçünün mutlu ifadede olması beklenemez.

    ülkenin ortalamaları rezalet, hepsi bu yüzden.
  • çok kafa yorduğum durumdur. genelde hep yanımdaki kişi, bu konudan yakınır ve ben de aynen yukarıda yazılanlar gibi açıklamalarda bulunurum.

    bununla beraber, çok kotu koşullarda olmasına rağmen işini çok severek yapan yüzünden gülümseme düşmeyen, hizmetten gocunmayıp zevk alanlar da var yani olay sadece koşullarda değil.

    bana kalırsa olay türkiye'nin eğitim sisteminde ve doğrudan ülkede. bildiğiniz gibi bizde adam gibi üretim, ar-ge yok. böyle aşmış gitmiş kurumsallıkta pek firma yok. bilim yapılacak alanlar dar. ama deli gibi mühendis ve iktisadi idari bilimler, sosyal bilimler mezunu var. bunların çok çok önemli bir kısmının mezun olduktan sonra yaptığı ya da yapmak durumunda kaldığı işlerin başında satış, pazarlama ve müşteri ilişkileri alanlarının pozisyonları geliyor.

    bu alanlarda neyin nasıl yapılması gerektiği istisnalar hariç okullarda gösterilmiyor, kişi kendi öğrenirse öğreniyor yoksa yapıyor geçiyor. düşünün kız felsefe bölümü bitiriyor, zara'da satış danışmanı. ne kafayla girmiş üniversiteye ne bulmuş. ya da adam kimya mühendisliği okumuş bir firmada yazılım satıyor.

    lafı çok uzattık yani sen ülkende satış, pazarlama, müşteri ilişkilerinin nasıl yürütülmesi gerektiğini öğretmiyorsun ama sadece tüketime dayalı ekonominin en büyük oyuncuları bu alanlarda çalışan insanlar oluyor. bu kişilerin de yarısından fazlası kendi alanlarında iş bulamamaktan dolayı buralara kaymış, ne yapacağını bilmeyen, genelde zor koşullarda çalışan kişiler. değil asık suratlı olmamaya çalışmak, belki başka iş bularken sorun olmayacağını bilseler müşterinin yüzüne tokat atıp kaçmayı isteyenler çoktur.
  • psikolojik ve fiziksel güçlüğüne katlanılması hiç de kolay olmayan bir işte, gün boyu ayakta çalışıyorlar. karşılığında da kuş kadar bir asgari ücretle idare ediyorlar. güler yüzlü, acar ve satışta rekorlar kıran birer eleman olsalar bile bunun kendilerine hiçbir getirisi olmayacağını da biliyorlar. bu yüzden de mutsuzlar. bu ülkede satış elemanlığı bir meslek değil, mecburiyetten yapılan bir iş olduğu sürece de böyle olacak.
hesabın var mı? giriş yap