• geyik de olsa bir zamanlar kendine kendine yeten 7 ülkeden biri olan türkiye'nin geldiği yere bak. tarım bittiği için saman ithal ettiğimizi de ekleyelim.
  • gıda, tarım ve hayvancılık bakanlığı'nın, yıllara göre tohum ithalatı istatistikleri'ne göre, 2002 yılında tohum ithalatımız 55,3 milyon dolar iken, 2016 yılında 202,1 milyon dolara yükselmiş. bir de tohum üretimine bakalım;

    2002 yılında 145.227 ton tohum üretimine karşılık 19.227 ton tohum ithalatı gerçekleştmiş. 2016 yılına ise 957.925 ton tohum üretimine karşılık 49.491 ton tohum ithalatı golmuş. yani üretim miktarı, ithalata oranla daha hızlı yükselmektedir. ancak üretilen tohumların bir kısmının "yerli tohum" statüsüne sahip olmadığı da göz ardı edemeyiz.

    kaynak: tohum ithalatı da üretimi de artıyor
  • yerli ve milli lafını dillerinden düşürmeyenlerin ülkeyi düşürdükleri haldir. kıtlık savaş vs olursa beton yeriz artık!
  • her şey bir yana saman ithal etmek bu dehşetin nirvanasıdır.
    tarım ülkesi ol ama saman üreteme. bravo.
  • "yerli" ve "milli" söyleminin, ülkenin değil kişilerin menfaatlerine hizmet ettiğinin göstergelerinden biri.
  • aslında incelendiğinde karamsar bir tablo çıkmıyor ortaya.

    ithahatımız 2.5 kat artmış ama üretimimiz yaklaşık 7 kat artmış. ihracatımız da 7'ye katlanmış. tarım öldü söylemleri pek doğru değil yani.

    saman konusunda da kısmen haklılık payı var ama bunu da hayvan sayısını ve samana dönüştürülen ekin miktarını inceleyerek yorumlamak gerek.
  • artık herhangi bir marketten bile alışveriş yaparken alacağınız nohut, fasulye, pirinç ve hatta bulgur gibi baklagil ve türevlerinin menşeine baktığınızda peru'dan özbekistan'a, kanada'dan kırgızistan'a kadar bilimum dünya ülkelerini görmeniz mümkündür. bu da bizim tarım konusunda battığımızın resmidir.
  • sudanda arazi kiralayarak durumu düzeltmeye çalışan bir hükümet var.dünyada kendine yeterli miktarda buğday miktarına sahip 7 ülkeden biriyken bugün buğday ithal eden bir ülke türkiye.buğday tarımı bu haldeyse diğerlerini varın siz düşünün.
  • israil'e bu kadar karşı bir politika güdülürken bu ülkeden aynı zamanda da tohum ithalatı yapıyoruz. üstelik bunlar çoğalmayan hibrit tohumlar. hangi aklın ürünüdür? 2015'te 200 milyon usd değerinde tohum ithalatı yapılmış ve bunun 13 milyon usd'si israil'den alınan bu mutasyona uğramış tohumlar. israil, su sorunları ile mücadele eden bir ülke ve tarımda bizden çok daha geri olması gerekirken bize tohum satabiliyor. bu nasıl bir çelişkidir? üstelik de bu ithal edilen tohumların büyük çoğunluğu da domates ve biber gibi türk halkının en çok tükettiği gıda ürünlerine ait. adamlar çölün ortasında sırf bu konu için üniversite kurmuş, labaratuvarlar geliştirmişken bizde hala daha bilimsel çalışmaya dayalı bir tarımsal eylem planı yürütülmüyor. samanı bile yurt dışından alıyorsak artık söylenecek söz yok gerçekten.
hesabın var mı? giriş yap