• tarafımca ortaya atılan öneridir.

    efendim, çocukları seveniniz var sevmeyeniniz var. yalnız şu noktada hemfikir olabiliriz: çocuklar koltukları tekmelemeleri ve sürekli ağlamaları, bağırmaları ile uçak seyahatini zehir edebilmektedirler. bu ise, herkesin kolaylıkla tolare edebileceği bir durum değildir. özellikle uzun uçuşlarda bir arkanızdaki ses makinesi adeta o yolculuğu size zehir etmek için programlanmış gibidir.

    çözüm olarak ise, yangın çıkışının önü veya arkasında kalan kısmının minik yolculara kapalı hale getirilmesi gerektiğini iddia ediyorum.

    elbette ki bu öneri, kökten bir çözüm sağlamayacaktır; ancak problemin etkilerini önemli ölçüde azaltacaktır.

    ps: evet çocuğum yok ve olsun da istemiyorum.
  • dün gerçekleştirdiğim uçuştan sonra aklıma gelendir. benden önce başlığı açan olmuş. bu da güzel yalnız değilmişim demek ki.

    dünkü uçuşta arkamdaki 3lü koltuğu kapatan bir anne ve iki çocuğu vardı. çocuklarından biri çok ufak diğeri ise zıpır yaşta(3-4) muhtemelen. bütün yol bebek olan zırıl zırıl ağladı. anne onunla uğraşmaktan diğer çocuğuyla zaten zerre ilgilen(e)medi. ikinci eleman da cam kenarında benim arkamda oturuyordu ve bütün uçuş boyunca mal mal konuşup koltuğuma tekme atıp, itip çekti. uçağa bindiğimde küçük olan çocuğu farketmedim o anda ağlamıyordu. diğeri koltuğuma tekmeler atınca bir süre sonra doğrudan rencide etmek yerine rahatsız olduğumu belli edecek şekilde ufak hareketlerde bulundum. böyle koltuğuma arkaya birkaç kez yatması için yüklenmek, omuz üstünde uyuz uyuz bakış atmak gibi. sonra gördüm ki anne bebekle meşgul diğeriyle ilgilenecek hali yok, başa gelen çekilir dedim sabrettim. biri neredeyse bebek iki çocuğuyla yolculuk yapan bir anneye dönüp, çocuğunuza edep öğretin diye fırça çekmenin, her ne kadar haklı da olsam da yakışık almayacağını düşündüm. eğer sadece büyük çocuğuyla olsaydı ve çocuğunun hareketlerini durdurmak için çaba göstermeseydi seviyeli şekilde bir fırça çekerdim.

    bazen uçuşlar çok erken yada çok geç saatte oluyor. günü birlik toplantıya gitmek için sabahın köründe uykusuz yola çıkanımız oluyor. böyle durumlarda o uçak içindeki 1 saatlik bir uyku bile altın değerinde ama bebekli/çocuklu yolcular çoğunlukla bu durumun içine ediyor(hele ki bizim ülkemizde. kabul edelim çocuk yetiştirme konusunda ortalamada ciddi anlamda kötüyüz milletçe).

    özetle aklıma birkaç çözüm önerisi geliyor.

    1- çok erken yada çok geç saat uçuşlarının bir kısmında çocuksuz sefer olabilir.

    2- koltuk seçiminde eğer sizden önce bebekli bir aile seçim yapmış ise isim vermeden şu koltuklarda çocuklu aile oturur gibi bir işaret ile bilgi verilmesi, böylece gerçekten aşarı rahatsız olanlar o bölgeden koltuk seçmezler.

    3. uçağın son 3-4 sırasının business da olduğu gibi bölmeyle ayrılması ve ses yalıtıcı malzeme kullanılması(biraz ayrımcılık gibi geliyor kulağa o yüzden gerçekleşme ihtimali görmüyorum pek.)

    4- her uçakta olmasa bile geniş gövde gibi uçaklarda tuvaletlerin benzeri kapıyla girilen bir yada birkaç aileyi alabilecek bir alan yapılması. low cost hava yolları böyle şeyleri s*kine takmaz ama uzun mesafe uçan üst sınıf hava yollarının geniş gövde uçaklarında pek tabi olabilir. burası illa önceden seçilen koltuk olmak zorunda değil. uçuş esnasında çok ağlayan ve gerçekten susturulamayan bebekleri(hastalık vb. de olabilir örneğin sebebi), anneleri buraya götürüp içeride sakinleştirebilir.

    5. yada ilk maddede bahsettiğim çocuk yetiştirme konusuna daha iyi çalışabiliriz. o zaman bunlara gerek kalmaz :)

    son dakika bütün argümanlarımın içine sıçtım ama olsun kamu spotu olur belki...

    posta kutumu küfürleriyle yesillendiren ve arkamdan entry girenlere yanit olarak edit:

    çocuk yetiştirmekte olduğumuz kadar okuduğunu anlamakta da ne kadar vasat olduğumuzu ortaya koyan başlık oldu günü bitirmeden. beni aptallıkla itham eden yazar 3 yaşındaki çocuğa bir şey öğretilemeyeceğini, doğal olarak istediği kadar ağlayıp zirlayabileceğini ve çocuğun bu davranışında anne ve babasının hiç etkisi olmadığını söylemeye çalışıyor yani. yok öyle yağma. bu anne baba olarak sorumluluğu üstünden atmak sadece. 3-4 yaşında enstrüman çalan çocuklar bunu öğrenebiliyor da toplum içinde başka insanları rahatsız eden davranışının kötü olduğunu öğrenemiyor öyle mi? komiksiniz.

    .
    .
    .

    diğer entrye de ithafen, evet avrupadaki ailelerin çocukları bizimkilere göre çok daha usludur burada aşağılık kompleksi falan yok. türk toplumu çocuk yetiştirmede başarısızdır alınmaca gücenmece olmasın. bizim toplumumuzda çocuğa önce azıtıncaya kadar sınırsız özgürlük tanınır. yaptığı her türlü yaramazlık çocuktur denir geçilir, hatta sevimli görünüyor diye gülerek çocuğa davranışını sürdürmesi mesajı verilir. bir anlamda çocuk duygusal olarak ödüllendirilir. sonra da çocuk bardağı taşırınca melek anne baba çocuk için şeytana dönüşür. azarlar, cezalandırır kimi zaman da döver. sizin o hafife aldığınız çocuk her şeyi anlar anlamasına da anne babasının bu tutarsız, bir iyi bir kötü yaklaşımını kavrayamaz işte...

    dikkatli okuyanlar benim rahatsız olduğum şeyin koltuğumun tekmelenmesi olduğunu farketmiştir. bebeğin ağlamasıyla ilgili bir rahatsızlık belirtmemişim. demişim ki 3-4 yasındaki çocuk ailesi tarafından uyarılarak yanlış davranışı düzeltilmelidir. yine diyorum ki annenin bebekle olan durumunu gördüğüm için 2,5 saat diğer çocuğunun koltuğumu tekmelemesine bile göz yumup tek kelime etmedim. ama yine de anlayışsız olmuşum enteresan. bir çocuğun uçakta korkması, fiziki olarak basınç vb. durumlardan ötürü rahatsızlanması ve ağlaması doğal bir durumdur. gerçekten okuduğunuzu anlamıyorsunuz. sanki 6 aylık bebek iyi yetiştirilmediği için ağlar demişim gibi çarpıtıp üstüne hakaret ediyorlar. bu insanlarla neyi tartışayım bir kere.

    son olarak öneri mahiyetinde yazdığım şeyler içinde bile ayrımcılık olur şeklinde detaylara yer vermişim. benim yaklaşımım uçakta diğer yolcuların keyfini yapmak adına değil sadece. bebekli bir ailenin gece herkesin uyumaya çalışıtığı bir uçakta çocuğunu susturmaya çalışırken girdiği stresi de çok iyi tahmin edebiliyorum. onları da rahatlatabilecek bir takım önerilerde bulunuyorum. ama tek kelimeden gocunup ofansif tavır almaya çok müsaitiz. uzatmanın lüzumu yok. entrynin anakonusu ve anlatmak istediğim şeyler açık şekilde ortada, isteyen yine de hakaret edip konuyu başka yerlere çekebilir.
  • çocuk yetiştirmeymiş, öyle mi? şu çocuğu olmayanların atıp tutmalarına hastayım. istersen çocuguna kraliyet terbiyesi ver, bir basınç değişimi durumunda o çocuğun duyduğu acıyı nasıl geçireceksin? hadi bir iki yaşındaki çocuğa emzik ver, emzir, diğerlerine ne yapacaksın? biz lolipop vermeye çalıştık ama istemedi.

    bir de türk çocuğu diye ırk belirtmiş. haftasonu alman ve fransız ailelerin olduğu bir uçuştaydık. iniş sırasında çocukların hepsi birden koro halinde ağlıyordu, muhtemelen bahsettiğim basınç değişiminden.

    çocuğun öndeki koltuğa vurması tabii ki hoş değil. ama omuz üzerinden bakış atacağına, madem anneyi gördün meşgul, sen güzelce çocuğa iki kelam etseydin? 3-4 yaşındaki çocuklara bazen laf dinletmek, hele ki uçak gibi kısıtlı bir alanda cok zor olabiliyor, "ırkından bağımsız". anne baba olarak zaten bin türlü eyleme yöntemiyle biniyoruz uçağa ama bazen yeterli olmuyor.

    ha keşke çocuklu aileler için özel koltuklar olsa. sizin gibi anlayışsızlara denk gelmemek icin ordan bilet alırız.
  • evet ama ücretli olmasın lütfen..
  • bölgelere ayırmadan direk bazı uçaklar/uçuşlar çocuksuz olsun şeklinde bir öneri sunmak istediğim durumdur aslinda..
hesabın var mı? giriş yap