• malesef sonu gelmeden önce, "ne kadar da sıkıcı" dedirten, lakin son dakikasında "iyi ki seyretmişim" nidaları attıran bir m. night shyamalan filmi.
  • çizgi romanseverleri (bkz: mr. glass) kendilerinden herşey beklenecek kaçıklar olarak resmeden m night shyamalan filmi. esefle kınıyoruz!

    (bkz: kaş yapayım derken göz çıkarmak)
  • cizgi film kahramanlarina da atifla, bircok ustun niteligi haiz (guclu, yakisikli, zeki, iyi aile babasi vs.) bir "mutlak iyi" karakter ve onun tam zitti (dogustan sakat, asosyal, ruh hastasi, katil) olan bir "mutlak kotu" karakterin karsi karsiya getirildigi film.

    bu bakis acisiyla ele alindiginda, "mutlak iyi"nin beyaz (bruce willis), "mutlak kotu"nun ise zenci (samuel l jackson) olmasi insanin tuylerini urpertiyor.
  • ancak edinebildiğim ve şu sıralar sürekli dinlemekte olduğum akreplerin "back to roots" albümleri. meydanı çok boş bırakmışlardı son yıllarda. beware, scorpions have arrived..
  • shyamalan'ın en iyi filmidir.
    ama sanmayın ki bunun nedeni daha iyi yönetmenlik yapması olsun... hayır, adamımız bu kez çizgi roman kültürü gibi muhteşem bir alana sırtını vermiş ve doğal olarak da ekmeğini yemiştir.
    yoksa aslında kötü filmdir.
  • bruce willis'in her zamanki gibi karizmasını konuşturduğu, ilginç ama bence bir kere seyredilesi bir film.
  • m night shyamalan'ın tarzını benimsemiş ve sevmiş bir insanın burun kıvıramayacağı hatta en iyi yapıtlarından biri olduğunu rahatlıkla düşünebileceği, bu tarzla ciddi sorunları olan insanların ise yerden yere vurabileceği bir filmdir. shyamalan gene kendine göre bir anlatım tarzıyla hikayeyi sunmaktadır izleyiciye, konu ağır ağır ilerlemekte ve sonradan "bu muymuş?" dedirtircesine bitmekte, insanı birdenbire değil yavaş yavaş etkilemektedir. ama etkilemektedir. (sanırım bu nedenle çok tartışılan bir yönetmendir shyamalan..)

    sixth sense'ten sora signs'ı izlemiş ve çok sonradan **unbreakable'ı izleme şansını yakalamış bir insan olarak diyeceğim odur ki, bu yönetmen ne yapıyorsa o işi ilginç bir hale getirmeyi iyi biliyo..

    james newton howard'ın özellikle visions adlı parçasını duyduğumda (şu gar sahnesinde çalan müzik) müziklerine de hasta olduğum film olmuştur ayrıca..
  • hoş ama boş film.

    --- spoiler ---
    filmin sonunda mr. glassin kotu adam olduğunu söylediği sahnede, "evet bütün bu kazaların olmasına ben sebep oldum, seni bulmak için" diyor ve o sırada kamera kısa bir an için felaketlerin gazete maşetlerini gösteriyor, gazate manşetleri arasında "earthquake in mexico" yazan bir tane var. tamam tren kazasını falan anladık da, depremi nasıl yaptın be adam?
    --- spoiler ---
  • baştan sona kendini izlettiren, orijinal ve sürükleyici bir hikayeye sahip film. filmdeki kazadan sonra; "the sixth sense, shyamalan ve bruce willis, evet evet kesin bu filmde de adam..." dememek elde değil. allahtan bu sefer öyle olmamış. shyamalan ustalık yolunda ilerlediğini açıkça ortaya koymuş. hikayesini temposunu kaybetmeden büyük bir ustalıkla anlatmış. misal yağmurlu sahnelerdeki atmosfer mükemmeldi. tabii samuel l jackson da süper oynamış.

    --- spoiler ---
    film bir kahramanın doğuşunu mükemmel anlatmış bence. bruce willis'in ağır abi duruşu da birebir uymuş.
    bunun yanında elijah'ın çizgi roman tutkusu hayranlık verici. mesela bir çizim hakkında söyledikleri ve o resmi oğluna almak isteyen adama verdiği tepki de bunu açıkça belirtiyordu.
    --- spoiler ---
  • mor ve yeşilin tonlarından oluşan, muhteşem bir anlatıma ve görüntü yönetimine sahip film.
hesabın var mı? giriş yap