• yolda geçen uzun saatler.derslerin sıkıcı ve kötü hale gelmesi.çalışma ve öğrenme isteğinizin yok olması.bunun sonucunda notların kötüye gitmesi, bunun da sizi okuldan daha da uzaklaştırması şeklinde giden bir kısır döngünün kısa adı.kurtulmak zordur.
  • her gün manisa-izmir arasini katetmek ve gidilen universitenin bombok olmasindan dolayi* 4-5 seneyi beklemeden 2 ay icinde bile gerceklesebilen durum.
  • mümkün olduğu kadar sahip olunmaması gereken bir lükstür. türkiyede ve dünyada ekmek aslanın ağzındayken, insanlar iş bulma konusunda birbirini ezmeye çalışırken mızıkçılık yapmamak gerekmektedir. sonuçta iş hayatına atılınca sabah erken kalkma gibi benzer sıkıntılar devam edecektir. işin ucu para kazanmaya, karnı doyurmaya dayandığından, okuyan arkadaşlarımızın herkes gibi dişlerini sıkması ve dayanması gerekmektedir.
  • her sınav döneminde gelir kapıyı çalar. yüzünü yumuşak bulup okul bıraktırttığı, insanı iş hayatına sürüklediği de görülmüştür. ama ne demiş atalarımız; tilkinin dönüp dolaşıp geleceği yer kürkçü dükkânı.
  • bulundugu üniversiteden kaydını aldırıp eksi sozluk universitesi 'ne kayıt yaptırmakla sonuçlanacak durum. ne vize var ne final. üstelik karı da buluyor diğer üniversiteler gibi*. olmadı diyelim dekana çıkıp dileginizi iletebiliyorsunuz*. yakında yök tarafından denkliği de kabul edilecekmiş hem...
  • özellikle vize dönemlerinde baş gösteren hastalık. çaresi ise...ııı...vizelerin bitmesi tabi. sıkıntının üzerinizden atılması, vizelerin iyi veya kötü geçmesiyle değil..sadece vizelerin bitmesiyle olur.
  • bunun temelini lise sonda kurmaya başladığım üniversite hayalleriyle attım. zaten ortalama bir lisedeyseniz, bir sene sonraya kurulu hayaliniz dershanedeki rehber hocalarının da verdiği gazla tamamen üniversiteye odaklanır. insan şimdiki zamandan mutsuzsa hayallerini hep yakın gelecekteki umutların üzerine kurar. ben de öyle yaptım.

    özel okul düşüncesi aklımda yokken hatta içten içe giden insanları küçümserken kendimi özel okulda buldum. hazırlığı geçerim derken onu da az olduğunu tahmin ettiğim bir farkla kaçırdım. başarısızlıklar üstüste biniyordu, her birinde özgüvenimle beraber hayallerim çatırdamaya başlıyordu.

    hazırlıkta tutunduğum bir kaç güzide insanı, kampüsümün istanbulun en ücra köşesine taşınmasıyla kaybetmemle üniversite hayatımın daha da kötüleşen ikinci yılı başladı. evimle okulum arasındaki dudak uçuklatan mesafe, her gün çok erken saatlerde yollara düşmeme neden oluyordu, bu da bünyede okula duyulan nefreti günden güne pekiştiriyordu.

    ikinci darbe ise moda tasarım okuyan insanlarla tanışmamdan sonraydı. gerçek bir kez daha yüzüme çarptı. eğer özel bir okulda moda tasarım okuyorsanız ve bir arkadaş ortamında konuştuğunuz konular kızlar/erkekler ve alışverişten ibaretse, boş ve kolay arkadaşlıklar kurmada zorluk çekmeyeceksiniz demektir. ama bunun tersi bir durumda olduğunuzu düşünüyorsanız işiniz zor. boş arkadaşlıklar ve boş sohbetlerle ders aralarını öldürmeye çalıştığınız dakikalar saatler gibi geçerken üniversiteden sıkılma duygusu gün be gün yerini üniversiteden nefret etmeye bırakır.
  • eğer ki tüm hayallerinizi üniversitenin iyi olacağı yönünde kurmadıysanız, gerçek hayata dair güvenecek hiç bir olanağınız olmamasına rağmen gizemli bir şekilde üniversitenin saçma sıkıcı ve gereksiz olduğunu inandıysanız ve üniversite de gerçekten öyle çıktıysa sıkılırsınız sonra bi daha sıkılırsınız ve hırs yapmaktan, gaza gelmekten bi şeyler başarmak istemekten vazgeçersiniz.
    üniversiteden sıkılırsınız, hayattan sıkılırsınız, insanlardan sıkılırsınız...
    ama aslında ben her zaman insanların hayal ettiklerinin tam zıttının gerçekleşeceğine inanıyor ve olayların tersini hayal ediyorum.
    dolayısıyla bilinçaltımda mutlu bir üniversite hayatını hayal ettiğimi düşünüp hala umutlu olduğum kanısına varıyor ve gülümsüyorum.
    gülümsüyorum ki bu kadar uzun cümle kurabiliyorum.
    senden çok sıkıldım üniversite fak yu!!!!1
  • sıkılmayınız efendiler.

    siz bilmez misiniz ki okul hayatı bitince 30 yıl boyunca aynı rutin hayatı yaşayacaksınız. siz bilmez misiniz ki her sabah belli saatlerde kalkıp işe gitme zorunluluğuna sahip olacaksınız. farkında değil misiniz başınıza buyruk yaşayamayacaksınız, istediğiniz anda istediğiniz şeyi yapıp, istemediğinizi yapmama hakkına sahip olamayacaksınız. lan vizelerden sonra okula gitmedim. nerde böyle bolluk? sevin üniversiteyi. üniversite güzeldir.
  • zorla, zorlaya zorlaya üniversite mezunu olunmuş ise, derslere, bir sandalyaye oturulup, bir şeyler anlatılmaya tahammülsüzlügün ile, askere gidildiğinde, askeri derslerde yüzleşmek mümkün. o derste bulunmak bir emir olsa da, orada bulunmanın verdiği tahammülsüzlüğü aşmak için bin türlü akıl oyununa girişilir...
hesabın var mı? giriş yap