• (bkz: çok sakat var)

    edit: başlık başıma kalalı çok olmuş ama hala çok sakat vardır muhtemelen.
  • mühendislik ya da diğer bölümler farketmez, eşşek kadar adamlara böyle bir zorunluluk getirmek tamamen beyinsizcedir. bunun yüzünden insanları dersten bırakan akademisyenlerle, bu olayı ısrarla devam etmesini sağlayan herkese çok güzel laflar hazırladım.

    zöge: genç akademisyenler rahatsız
  • türkiye ile de alakası yoktur. yabancı hocalar bu kuralı daha çok uygularlar. özellikle de fransız görünce kaçınız (yani mecazen tabii dersleri kaçırmamakta fayda var)

    ama çok da bokunu çıkarmamak lazım. okula ayda 3 kere uğramak gibi mesela.
    buradan arkadaşlarıma da sesleniyorum o okul nasıl bitecek bi söyle bana.
  • saçmalığın daniskasıdır. hocanın görevi dönem/sene boyunca öğrenciye bilgiyi verip bu periyot sonunda öğrencinin bilgiyi yeterli düzeyde kapıp kapamadığını ölçmektir. öğrencinin görevi de hocadan kendi sorumluluk ve isteğine bağlı olarak ister her derse dakikası dakikası gelip dinleyerek, ister sınavdan 1 hafta öncesine kadar batak king takılıp finale 3 gün kala hande'den merve'den not alarak götün götün geçerek bilgi düzeyini a- yok efendim d1 şeklinde somutlaştırmak, resmileştirmektir. eşşek kadar olmuş adamlara daha neyin devamsızlığından bahsediyorsun? sınıfı saymalar falan...
  • gitmediğim derslerin eğitim hayatımın sonunda toplanarak bana artı bir yıl olarak dönmesine sebep olan saçmalıktır.
    ben senin kıytırık dersini, seni dinlemeden de yapabiliyorsam bırak geçeyim. geçemeyecek olsam zaten girerim o derse.
    hayır bari bırak finale gireyim de kalırsam bilgisizliğimden kalayım. 90 alan öğrenciyi devamdan bırakmak neyin egosudur.
  • tam bir saçmalıktır.
    bıraksalar da derslere hiç gitmesek, sadece sınavlara girsek. devam zorunluluğu olmayan derslerde böyle yapılıyor zaten.

    sonuç olarak bi dersten bile geçemiyorsunuz. biri zorlamazsa okula bile gitmeyecek adamlar da üniversiteyi bitiremiyor.*
  • öğretim görevlilerinin kendilerini şartlı tahliye memuru sanmasından kaynaklanmaktadır. bütün olay burada. her gün belli saatlerde gidip imza atmak zorundasın yoksa hayatın kararır.
  • üniversitelerin kalitesiz öğretim üyelerini bünyesinde bulundurma veya süper araştırmacıları bünyesine katıp da yök'ün emriyle öğretmen olarak da çalıştırma zorunluluğu bulunduğu ve bu insanların da bi bok öğretmeyi beceremediği için konulan kuraldır bence. adam gibi öğreten adam zaten "istemiyorsanız gelmeyin," der ama o adamın dersleri boş geçmez.
  • bazı fakülte ve bölümlerde olması genel olarak saçmalıktır.
    türkiye şartlarında hem çalışıp, hem okumayı imkansız kılar.
    eğitim seviyesi düşük olan ülkede insanın bir şekilde diploma almasını zorlaştırır ve hatta engeller.
    mühendislik ve buna benzer bölümlerde zaten sanmıyorum ki derse gitmeyen biri o dersten geçebilsin.
    bunu insan hür iradesiyle fark edebilir zaten.

    daha önce başka bir entrymde de yazmıştım.
    yabancı dil sınavıyla edebiyat bölümüne aldığın adama dilbilgisi dersi veriyor olabilirsin.
    eksiği olan gider girer o derse, zaten dilbilgisinde sorunu olan adam bir şekilde edebiyat bölümünden mezun olamaz.

    ama sen beni zaten bildiğim dilbilgisinin dersine sokup, hazırlık seviyesinde fiil çekimi öğretip, bu derse girmemi de zorunlu kılarsan karşındaki çalışma hayatına çoktan atılmışsa, "gidip de gireyim bari" demez.

    bana göre "en azından" bazı bölümlerde ya da bazı bölümlerin bazı derslerinde devamsızlığa önem verilmemsi ve öğrenciye sınava girme hakkının tanınması gereklidir.

    edit: herhalde bazılarında boş vakit çok.
  • cozumu basit olan sacmaliktir. (bkz: pop quiz)
hesabın var mı? giriş yap