• "artık hayata eski emniyetim kalmamıştı. onu, kendi içimde yeşeren, çiçek açan, meyve veren bir şey gibi değil, ister istemez savletine maruz kaldığımız bir zulüm gibi görmeye başlamıştım.
    etrafımda bilerek, bilmeyerek, herkes birbirine karşı bu zulmü işliyordu.
    bu nasıl oluyordu? nasıl tahammül ediyorlardı? belki de yaşarken bunun farkına varılmıyordu. zalim mazluma, öldüren ölene sıkıca yapışmış, selin ortasında onunla beraber akıp gidiyorlardı. fakat bazen bir dalga insanı bir kenara atıyor, o zaman insan oyunu bütün çıplaklığıyla, korkunç ve sonsuz makineyi her parçası ayrı işler görüyordu.
    işte ben böyle olmuştum, içinden çıktığım için oyunu görmüştüm. bundan sonra adetler ve çehreler istediği kadar değişebilirdi; operasyon hep aynı kalacaktı. artık hiçbir şey beni aldatamaz ve yanıltamazdı. bütün bu çarklar bire karşı bütünün işlediğini gösteriyordu.
    ...
    iş böyle olunca bilerek yapılan şeylerde bile hissemiz o kadar değişiyordu ki... arkasında bu muazzam makine işledikten sonra..."

    ahmet hamdi tanpınar, sahnenin dışındakiler
  • "son"

    herhangi bir yazar
  • "biz çok şey biliyoruz. kaçık diyecekler bizim için. insanın, kendini geliştirmesi için yaratıldığına inanmak; yüzyıllar boyu silip atamadığımız bu düşünce, ruhlarımızı boğuyor. bir çılgınlık mı bu yoksa?"

    hiçbir yerde - christa wolf
  • "eğer neden korktuğumu bilseydim,bu da bir adım olurdu." jean paul sartre - bulantı
  • yıllardır aklını kurcalayanların tamı tamına aynısını bulabildiğin satırlar:

    bu sonsuzluk kavramı, çocukluğundan beri senin mideni bulandırdı hep. hayatın öteki dünyada çok uzun bir süre devam etmesini anlayabilirsin. milyonlarca yıl. lanet olsun, hatta milyarlarca -ya da trilyonlarca- yıl diyelim hadi. ama hiç bitmeyecek. hiçbir zaman, asla, asla bitmeyecek! er ya da geç, bir son nasıl olmayabilir ki? bazıları sonsuzluk kavramıyla teseli bulabilir ama, senin için kafa karıştırıcı, bunaltıcı, hatta korkutucu bir şey bu. sonsuzluk, kelimenin tam anlamıyla sistem için bir şok.

    ve bu çözülmeze verilmiş bir yanıt:

    ... "sonsuzluğun zamanı yoktur," diye devam ediyor."tanım olarak zamanın dışındadır o. yani, 'başlangıç' ve 'son' terimlerinin hiçbir anlamı yoktur.

    (bkz: tom robbins) (bkz: half asleep in frog pajamas)
  • "beni gerçekten kıskanmayacak kadar çok mu seviyorsun?.." - maria puder *

    (bkz: kürk mantolu madonna)

    belki bu cümleyi sarfedebilecek dünya üzerindeki tek kadındır. ya da dünya üzerinde değildir, bilmiyorum.
  • "rendekar doğru mu söylüyor ? "düşünüyorum öyle ise varım" oldukça makul.. fakat bundan tam tersi bir sonuç, varolmadığım, bir düş olduğum sonucu da çıkar.. düşünen bir adamı düşlüyorum.. düşündüğümü bildiğim için ben varım.. düşündüğünü bildiğim için, düşlediğim bu adamın da var olduğunu biliyorum.. böylece o da benim kadar gerçek oluyor.. bundan sonrası çok daha hüzünlü bir sonuca varıyor.. düşündüğünü düşlediğim bu adamın beni düşlediğini düşlüyorum.. öyleyse gerçek olan biri beni düşlüyor.. o gerçek ben ise bir düş oluyorum.."

    puslu kıtalar atlası - ihsan oktay anar
  • "senin buraya gelmenin sebebi sadece bizim gel dememiz değil, ayrıca onların sana git demeleri. hiç kimseye kötüdür deme. aslında onlar, bilmeden iyilik eden insanlardır."

    suskunlar - ihsan oktay anar
  • "beş yıl uyumak istiyordum ama izin vermezlerdi"

    (bkz: buk)
  • " ...onun hayatını kurtarmaya çalışmak büyük bir zaman kaybı. insanlar hayatlarının kurtulmasını istemiyorlar. hiçkimse sorunlarının çözülmesini istemiyor. dramlarının. önemsiz meselelerinin. hikayelerinin çözümlenmesini, pisliklerinin temizlenmesini istemiyorlar. çünkü geriye ne kalacağını biliyorlar. büyük ve korkunç bir bilinmeyen... "

    chuck palahniuk - survivor
hesabın var mı? giriş yap