• her alanı kaplıyor artık dünyada. zarafetle dolu eski hayatı, ucundan değil tam yakalamak isterdim. yine de avuntusu var içimde, incelikli zamanlarda da yaşamış olmanın.
  • "vasatlıktan çıkmak için iki yol vardır. bunlardan birincisi sanat, ikincisi eylemdir. ikisi birbirine bağlıdır, ama eylem sanattan üstündür, çünkü herhani bir şekilde onun peşinden sürüklenmek, ona dahil olmak zorunda değilsindir."
  • "vasatlık mecburidir — ancak onu düzeltmeye çalışmamalı. çünkü zaten yeterince cezalandırılmıştır. en sert olarak da, kendi zavallılığını bilmemesi ve kendi zati yasası yüzünden bunu bilemeyecek olmasıyla cezalandırılmıştır."
    — heidegger

    .
    [ga 94: 135]

    alıntı: kaan h. ökten
  • bu ülkenin bence en büyük problemlerinden biridir bu kavram. (bkz: türkiye'den siktir olup gitmek) konusu ve (bkz: doğduğun ev kaderindir) konusu uzunca bir süredir gündemimde. yaklaşık 5 yıl önce yurt dışına yerleşmiş ve geçen sene tr ye dönmüş biri olarak bir süre önce beni yurt dışına yerleşmeye iten sebebin, bu ülkenin vasatlığı yüceltmesine katlanamayacağım olduğunu fark ettim.
    bu kavramı ve gerek kavram olarak gerekse vücut bulmuş halleri ile yüceltilmesini başka bir entryde daha uzun ve detaylı yazmak istiyorum ama bugün sadece “bazı” muhalif ünlülerimizin vasatlığını yazmak istiyorum. bir süredir pahalılık, iç-dış politika eleştrisi yapan ünlüler cesaret etmiş bravo diye takdir ediliyor. bugün ekonominin ve politikanın geldiği noktada artık takdir edilmek istiyorsanız zaten muhalefet yapmak zorundasınız. hatta bu ünlüler istanbul mitinginde “istifa” diye bağırılan kk’nu bile eleştirmeye başlamış. ülkenin %80 nin hem fikir olduğu bir konuda sanki en başından muhaliflermiş gibi “cesur” ifadeler kullanmaya başlamışlar. peki bu ünlüler bundan 5 yıl önce benzer politikalar ile ülke yönetimi yapan hükümet ve muhalefet eleştirisi neden yapmadılar? çünkü o zaman sahneden % 80 lik alkış alabilecekleri bir çoğunluk yoktu. kısaca, bugün bu vasat ünlüler hükümete yada muhalefete bir eleştiri yapıyorlarsa bunun sebebi cesur olmaları değil toplumun büyük bir kesiminden alkış alacaklarını bilmeleridir. bir ünlünün siyasi bir eleştriyi içtenlikle, topluma fayda sağlamak amacı ile sonuçlarını göze alarak değil toplum tarafından takdir edilmek amacı ile yapması vasatlıktır. ve biz bu vasat ünlülere bayılıyoruz. ciddi ciddi siyasi eleştiri yaptıklarına inanıyoruz. bu kadar aptal mıyız gerçekten? 5 yıl önce aklın nerdeydi? yada sahnede söylediklerini yapımcının, patronunun yüzüne söylüyor musun? gibi sorular sormak hiç mi aklımıza gelmiyor?
    bu ülkece bizi ortadoğu nun bir parçası yapan vasatlığın sadece küçük bir örneği.
    kendi adıma bu vasatlık ile hesaplaşmak ve bir tavır geliştirmek zorundayım. çünkü sonsuza dek 80 yaşındaki yaşlılar gibi söylenerek yaşayamam. türkiyeden tekrar siktir olup gittiğmde doğduğun ev kaderindir gerçeği ile yüzleşmiş olacağım çünkü.
  • ortalama olmaktir.

    ama nedense gunluk yasamda genelde ortalama alti gibi yanlis anlamda kullanilmaya devam etmektedir.
  • her zaman standarttı, son yıllarda standart üstü bir şeymiş gibi övülüyor.
  • gerçek anlamını yakın geçmişe kadar bilmediğim kelime. sanırım bunu kullana kişilerin takındığı tavrın biraz itici hal almasından dolayı anlamını kötüye yormama neden olmuş olabilir. arapçadan türkçeye geçen ve "orta- ortalama" anlamına gelen bir kelime.
  • ing. mediocrity

    uluslararası 2 akademik kitabı, onlarca paper'ı ve gene onlarca atfı olan bir insana dahi kendini hissettirebilendir.

    o yüzden fazla esnektir bazen. ne vasattır ne değildir çokça karışabilir.

    hayattan ne istediğine göre vücut bulur.

    dünyayı kurtaramayacağının kulağına fısıldanmasıdır.

    eskiden vasat ötesi hocalarını ilah görmeyi başarıp, tırmandıkça dünyanın en iyilerinin arasındaki birçok insanın sadece sıradan çok çalışkanlar olduğunu görmenin getirisi olabilir.

    büyük bir şey başarmış olma duygusunun bittiği yerde başlar.

    hakikaten vasat olanlara kendini pek de hissettirmez.

    azıcık şanssızlıkla alakalıdır.

    istemeyi kaybetmenle başlayan bir hezeyandır bir taraftan da.

    değerlerin değersizleşmesidir. sokaktaki, topluma uyuma yönelik değerlerini oluşturmuş insandır vasatlık.

    eninde sonunda bir insanın gözünden dünyayı kurtaracak bir yol çıksa bile vasat kalınacağını kabul etmektir.

    zira vasatlık, büyük ölçekte, insan olarak var olmaktır.
hesabın var mı? giriş yap