• inşaat ustalığı. evimizde hiç eksik olmazdı. garibim babam harcın, fayansın, derz dolgusunun elinde oluşturduğu hasarı gidermek için kullanırdı. garip babam, çileli babam.
  • deri ayakkabılarımda kullanıyorum. boyamaktan çok daha etkili. boya derinin çatlamasına sebep olabiliyor. vazelinse tam tersi daha da yumuşatıyor. tozlandığında bezle silmeniz yeterli, boyamadan uzun süreler kullanabilirsiniz. kışlık ayakkabılarda su geçirmeyi de önlüyor.
  • kirmizi ojeyi silmeden once tum tirnaklara bolca surulur boylece parmaklariniz ya da tirnak kenarlariniz boyanmaz.
  • askerde dagda karda gorev yapacaksaniz goreve cikmadan bir gun once dikis yerleri basta olmak uzere o vazelini postallariniza bir guzel yedirir ve giyeceginiz ana kadar bekletirsiniz. postallarin su gecirmesini engeller.

    yani en azindan bir sure. sonra bir noktada illa "ulan soyle bi mayina mi bassam ayaklarim isinir" ya da "lan soyle bacaklarimdan mi vurulsam da yurumesem artik bu amina kodumun kar gorunumlu sivi seyinin icinde" oluyor istemsizce.
  • saçı boyamadan önce boyanın temas edebileceği alın, kulak, ense gibi yerlere vazelin sürmek olası kötü görüntüyü engeller. ben de boya olsam o vıcık yapışkan şeye musallat olmak istemem zaten.
  • davetsiz misafir sincap kaydırıcı olarak vazelin kullanımı:
    https://www.youtube.com/watch?v=lhx7c_fazgg

    edit: kurbağa linkleri yeniden sincaplamaca...
    https://www.facebook.com/…/videos/2244416985647841/
  • adamın biri bir motorsiklet almış.

    satıcı adama bir kutu vazelin hediye ederek; “yağmurlu havalarda bunu metallere sür, pas yapmaz!” demiş ve adam motorunu göstermek üzere kız arkadaşıyla buluşmuş.
    akşama doğru kız; “gel seni bize götürüp ailemle tanıştırayım, hem de akşam yemeği yeriz!” teklifinde bulunmuş. bulunmuş ve bir de hatırlatmada bulunmuş:
    “yalnız dikkat et, bizim evde yemek yerken kimse konuşmaz. konuşan bulaşıkları yıkar..." diye uyarmış.
    adam 4 kişinin bulaşığından ne olacak diye düşünürken, eve girdiklerinde bir de ne görsün, dağ taş her yer bulaşık...

    “ulan bir konuşursak yandık!” demiş...

    yemek yerken aklına;

    "ben simdi bu kızın elini tutsam kimse bir şey diyemez" fikri gelmiş. kızın elini tutmuş, kimseden çıt yok. bir de öpeyim demiş, öpmüş, gene çıt yok...
    ulan ben bununla bu işi burada pişireyim diye aklından geçirmiş ve akabinde herkesin gözü önünde, o işi halletmiş. hayret, gene kimsede çıt yok, tık yok...
    adam iyice pişkinliğe vurup “yahu bunun anası da güzelmiş!” deyip, onunla da yatmış... gene çıt yok.. hiçbir şey olmanmış gibi, herkes kendi havasında.
    tam bu sırada dışarıda gök gürleyip yağmur yağmaya başlamış.

    bizimki motoru paslanmasın diye aldığı vazelini cebinden çıkardığı anda kızın babası bağırarak ayağa fırlamış...

    "tamam tamam, koy onu yerine bulaşıkları ben yıkarım"
  • yavruyken büyüme sürecinde, büyüdüklerinde ise zarar görmemesi ve çatlamaması için ördeklerimin ayaklarına sürüyorum.

    özellikle perde bölgesi bebekken oldukça hassas olduğundan, ufak bir taş veya sivri cisim batsa bile kanayabilir ve enfeksiyon kapabilir. bu nedenle süreceğimiz vazelin ördeklerimizin daha mutlu ve sağlıklı adımlar atabilmesine yardımcı oluyor.

    parlak ve turuncu ayaklarını sevdiklerim…
  • ayakları mükemmel derecede yumuşatmak için kullanılır.

    özellikle topuklu ayakkabı ayağın bazı yerlerini sert yapar, nasır gibi deriyi kalınlaştırır. bunların geçmesi için kendisi acayip güzel bir yardımcıdır.

    edit: anlatım bozukluğu düzeltildi.
  • dövme yaptırdıktan sonra duşa girecekseniz dövmelerin üzerine bir tabaka şeklinde sürün ki yeni dövmeler su ile temas etmesin.
hesabın var mı? giriş yap