• bi dolu ukala dümbeleği düm tekerek tökezleyerek eleştiriyor bu albümü. lakin albüm bu dümbeleklere dahili bir ayar çekiyor. hatta diyor ki "o senin neyin olur derlerse, gülüm olur balım olur diyeceğim... o bunun aksini söylerse bir bildiği vardır diyeceğim". aynen öyle diyor. ya bu kadar pozitiflik bu kadında pek yadırganmayacak gibi durmuyor ama. hay hay hayırlısı. buyursun...
  • yanyana fotoğraf çektirme arzusu, aşkın naifliğinin göstergesidir.
  • n.ö. bir kent efsanesidir. insanlar, göççüler ve demir leblebiciler diye saflaşmışlardır bu kent efsanesinin ardında. o yüzden frida'ya bi gönderme yapmaya gerek yoktur. n.ö. yetmektedir kendine. o hırpani ses ve dağlı anlatım bu albümde berhava olmuştur. nil k. yaşlanmış da bi albüm yapmıştır sanki.
  • naz, göç'ünü tamamlamış-mış. hayat güzelmiş-miş; falan filan...
  • 2004 yapımı nazan öncel albümü.
    naz takipçilerinin içgörülerine ve duygusal\özel hayatlarını algılayış biçimlerine sinmiş o tam onikiden vurucu hassasiyetini her zamanki gibi içinde barındıran albüm, giden ve giderken biten, biterken de başlayan aşka, sevgiliye dair özneler barındırıyor. artık çoğu 1990 kuşağı gençliği için kültleşmiş "göç" albümündeki boğuk, karanlık atmosferini şarkılarında çok da barındırmasa da gene iç acıtınca açılımlara vesile olan müzikal tarzından yer yer izlenimlerin bulunabileceği albümün en kayda değer şarkısı kanımca "ruh hali"dir.
    albümün, ayşegül aldinç' in yorumuyla belleklerimize kazınan "beni hatırla"sı ve "hayat güzelmiş" ile "küçük gemiler"i ise dinleyenlerini yakalayınca bırakmayan diğer bonusları.
  • ilk basta yadirgansa da -oncel'i takip edenler tarafından- dinledikce dinleniyor album. sanki albumsuz yillarin ardindan bir nazan oncel ozeti yapilmis. ilk iki albumu andırır sarkilar da -hokka, atıyosun- var, goc'u andiri sarkilar da -hayat guzelmis, gul pansiyon-
    genelde besteler, sozler degil de duzenlemelerde bir yabancilik, eskilere benzememe var. ticarilikten cok tarkan etkisi bu hale getirmis gibi gorunuyor. ancak kesinlikle dinlemeye deger.
  • nazan öncel'in 2003 yılına ait içinde birbirinden güzel parçalar bulunduran albümüdür. popüler şarkılarından hay hay, beni hatırla, nereye böyle ve hokka bu albümde yer almaktadır. aynı albümde bulunan ve aslında çok da bilinmeyen gül pansiyon ve küçük gemiler kişisel favorilerimdendir.
  • nazan öncel'in bu albüme kadar yapmış oldugu albümler içinde en oynagı. en net tanımla budur yan yana fotograf cektirelim.
    gelelim "nazan öncel artık iş yapamıyor, bir şey cıkaramıyor" eleştirilerine.... öyle sanıyorum ki bu sadece 90'ların o puslu sound'unu asla kaybetmek istemeyen, nazan öncel'i bir kaç şarkıyla hatırlayan kitlenin "her yeni cıkanı kötülemeliyiz, populerse dışlamalıyız" tavrından kaynaklanıyor -ki çoak yanlış, çoak tatsız.
    çağın müzik akımı neyse kendi özgünlüğünü koruyarak o seste haykırmak bir sanatcının yapabilecegi en harika olay. pek fazla yetenek gerektiren bir zorluk. nazan öncel bu albümde bunu oyle ustaca ortaya cıkarmış ki, hayranlıgımızı kendisine ne kadar sunsak az.
    albümün tracklist'inden gidersek eger;
    hay hay kesinlikle ask beklemezvari bir şarkı. muzik farklı duygular aynı. nazan değişmiş mi? hayır!
    küçük gemiler, nazan öncel'in ozanlıgını ele güne sergiledigi nazar boncugu bir şarkı. fakat alışması anlaması zor. bunu kabul edebilirim. mesela ben bu şarkıyı yaklaşık 34895892 kez dinlememden sonra vuruldum. bir hafta sadece onu dinledim. öyle vurucu sözlere sahip, öyle bitkin bir şarkı. nazan değişmiş mi? hayır!
    nereye boyle'yi tartısacak insan ya nazan öncel'i hiç dinlememiştir ya da muzik zevki uymuyordur, dinlemez, sevmez. ama nazan öncel hayranı bir kimsenin bu şarkıyı begenmemesini kabullenemem. zira aynı duyguların insanları değiller midir? bu şarkı, bu havada gidilmez'in devam filmdir. aynı hisler, aynı duygular, sadece daha yüksek bir haykırış, daha az gurur. nazan değişmiş midir?
    hayır!
    otomobil, hokka, beyoglu, gül pansiyon, atıyorsun [bakınız ukala dümbelegini aralarına almadım, dikkat cekerim.] aynı sınıfın şarkıları. gidelim buralardan'ın, nokta nokta'nın, asık değilim olabilirim'in dümbelekle şenlendirilmiş 2004 versiyonu denilirse -kabaca da olsa- en dogru tabiri bu olur. her birinde nazan oncel'in eskilerindeki sevgiliyle vakit gecirme özlemi (bkz: otomobil), yasanamamıslık hissi (bkz: gül pansiyon), hayal cukuru (bkz: beyoglu), sevgilinin tasviri(bkz: hokka), sevgiliden alınan sözlü intikamlar(bkz: atıyorsun) bu şarkılarda tekrar canlanmış karşımıza cıkmıs. yabancı olunan duygular değiller, aşinayız hepsine.peki o halde bir degişim söz konusu mu? elbette ki hayır.
    ukala dümbelegi ise albümün genel havasının en hızlı sarkıları arasında olsa da yine bir ozeleştiri sarkısı. bir odada tek basına kendisiyle tek kaldıgında yazılmış gibi. aglama gonlum gibi, nazlı ay gibi, ask olmalı gibi. nazan değişmiş midir peki? ask olsun. tabii ki hayır.
    ruh halini ise aynı nakarat'a benzetmeyen var mıdır acaba? o ukala ses tonunu özleyenler için yapmış nazan öncel bu şarkıyı. sözleri bilgelige dogru gidilen yoldaki el defterinde yazanlar gibi. dinleyip dinleyip doyamıyoruz. kendisinin işiniz gücünüz yok mu yani derkenki sinirini bu sarkıda da damarlarımıza kadar hissediyoruz.
    hayat güzelmiş işe sadece "miş"... öyleymiş... nazan öncel'in hisleri bir yana simdiye kadar klasikleri sayılan sarkıların arasına girebilecek güzellikte bir sarkı. bastan sonra size kendiniz cırılcıplak hissettirecek kadar ıssız duyguların sahibi bir şarkı. albümün genelinden uzakta denilebilir, değişik denilebilir, göç albümüne uygun bir şarkıymış denilebilir ama göç albümü ikinci bir göç'ü kaldıramaycak kadar incedir. nazan buralara dökmüş içini. cok da iyi etmiş.
    beni hatırla'yı ise zaten nazan öncel'in sesinden duymak için cıldırırken boyle bir güzelliği yapmış olması alkışlanası, sevgi gösterilerine sahne oldurulası bir secim.
    kimileri bu şarkıyı aysegul aldinc'e daha cok yakıstırsa da "gül dalında güzeldir" diyorum ben.
    aslında tüm sarkıların eleştirileri kendi baslıklarında yapılabilirdi fakat bu albüme nazan öncel hayranları tarafından yapılan eleştiriyi anlamak mumkun değil. e nazan oncel'den bihaber olan popcu genclik ise zaten onune ne koysan yemeye hazır, onların bir sesi cıkmıyor.

    7. albumu su gunlerde yoldayken (temmuz/2006) bu albümün olabildigi kadar, kısaca bir özetini gecmek istedim. eski duyguların alınıp, aynı nazan tozuyla karıştırılıp calgılı, sazlı sözlü önümüze koyulmasıydı bu. yedik ama doymadık. umarız ki hiç doymayalım, nazan bizi hep beslesin.

    adettendir, tracklist:

    01 hay hay
    02 küçük gemiler
    03 nereye böyle
    04 otomobil
    05 ukala dümbeleği
    06 hokka
    07 hayat güzelmiş
    08 gül pansiyon
    09 beyoğlu
    10 beni hatırla
    11 atıyosun
    12 ruh hali
  • "bastan asagi kadin kokan, naif, disi bir album"
    -paulo coelho
  • albüm olanını bilmiyorum, ama büyüklerimizden duyduklarımıza göre vakt-i zamanında birine açılmanın, ilişkiye isim koymanın en naif yoluymuş bu istek. beyaz mendilden bir sonra, cep telefonu numarasından çok önce gelirmiş. o zamanlar hayat güzelmiş, insanlar temizmiş, babaların "sana değil, çevreye güvenmiyorum" lafları düpedüz yalanmış.
hesabın var mı? giriş yap