• yapilmis en aptalca dalginlikların bir kısmını teşkil eder.
  • bi kaç yıl önce sitenin birinde okuduğum ve olayın kahramanlarının lise arkadaşım olduğunu fark ettiğim aptalllık ötesi olay şöyle gelişiyor... bu iki genç aynı üniversiteyi kazanıp bursaya gidiyorlar ve orada sevgili oluyorlar. bi gece eleman telefonu evde unutup okula gidiyor. sabah geç kalkan kız sevgilisinin telini evde görünce arayıp haber vermek istiyor... işte aptallık da tam burada başlıyor ve evde unutulan teli arayor :d aaa o da ne tel çalıyor ama açan yok bi bakıyor aradığı tel elinde... burdan sonra da aptallık ötesi kısım geliyor... kız aramakla yetinmeyip elinde ki telefona bir de sms atıyor sonra da attığı mesajı okuyor... :))))
  • (bkz: ozalit/17)
  • morrisseyin de soyledigi gibi,

    why do i give valuable time to people who don't care if i live or die ?

    ya da daha da guzel soyledigi gibi,

    why do i smile at people who i'd much rather kick in the eye ?

    sahsim tarafindan sonuclari uzucu ve sinir bozucu olan aptalca aptalliklarda ust siralardadir..

    (bkz: heaven knows i m miserable now)
  • sevdiceği karşılamak için ev arkadaşıyla otogara gidilmiştir. terminale yanaşan bir otobüs üstüne diyaloglar başlar.
    - bu otobüs 1 trilyon falan, setra markası.
    - yok artık etmez o kadar, 1 trilyon para verseler nasıl kazanacaklar ki?
    akabinde konu sırasıyla; otobüs fiyatları,bilet fiyatları, seyahat şirketlerinin kar marjı, otobüs sahiplerinin otobüslerini kiralama stratejileri, otobüslerin amortismanı, otobüslerin kasko ve vergi giderleri gibi çeşitli yönlere sapmıştır. ve yaklaşık 45 dakika sonra sevdiceğin unutulduğu ve çokten eve gittiği farkedilir. dönüş yolunda da yarım saat alt geçit çalışması seyredilerek eve ulaşılır. asıl aptallık ise eve girildiği gibi kızgın sevgiliye "aşkım sence greyder ne kadardır?" diye sormaktır.
  • araba kullanmayi sevememis, ehliyet bile almamis biri olarak, yaninizda bulunan arkadasinizla bir sekilde bir yere ulastirilmasi gereken iki aracla kala kalmissinizdir. olmasi gereken arkadasinizin sizi ve araclardan birini otele birakmasi sonra herhangi bir ulasim araci bulamayacagindan otostop falan cekerek diger araci almak icin geri donmesidir. ancak arkadasiniza acir ve diger araci siz goturmeye karar verirsiniz biraz da korkarak. ''ben yavas yavas giderim sen de arkadan takip et'' denilerek riskli yolculuga baslanir. arkadasin araci park yerinden cikarip yola cikmaya hazir ve calisir durumda birakmasiyla uzun yillar onceki bir kac deneyimden sonra ilk kez gecilmistir direksiyon basina. birinci vitese takilir, yavastan ama heyecan dolu bir kalkis yapilir, ahanda yoldasinizdir,her sey yolunda gibidir, araba hareket ediyordur. cok da zor degilmis, bir de hic araba gelip gitmese derken sagli sollu araclar gelmeye baslar, kimisi korna cala cala, tahminimce bir kismi da kufur ederek, cunku torba golturkbuku* arasindaki yaklasik 15 dakikalik yol sollamaya cok elverisli olmayan bir yoldur.
    fren yapmaya dahi gerek kalmamis bir hizda otelin herhangi bir engelle karsilasmadiginiz birinci kapisidan gectiginizde derin bir nefes almis, ''basardim galiba'' diye ic gecirmissinizdir. artik yolculugun son bir iki dakikasinda oldugunuz icin tek el direksiyonda vaziyette cep telefonuna uzanmis arkadan sizi takip eden arkadasi arayip ''nasil super kullaniyorum degil mi'' diyerek bir kahkaha patlatmissinizdir ki arkadasiniz ''iyisin iyisin de, sana bir koku geliyor mu'' diye sormustur hafif gergin bir sekilde. ''hayir, durayim istersen hemen'' diye korkuyla cevaplanmistir arkadas, ''neyse simdi durcaz zaten devam et sen'' cevabi alindiktan sonra onunde su kalkip inen buyuk direklerden olan son guvenlik kapsina dogru yaklasilmis, hafiften frenleyip, bir iki saniye suren engeli kaldirma islemine uyumlu bir sekilde hareket etmek isteme dusuncesiyle ayak frene gitmis, ancak arac durmamistir, guvenlik gorevlililerin saskin, sizin korku dolu bakislarinizla birlikte engel etkisiz hale getirilerek, canli bomba edasiyla iceri dalinmistir, kisa sure icinde nasil oldugu anlasilmamis ancak durulabilmistir. aractan cikarken size dogru afallamis bir sekilde gelen guvenlik gorevlileri arka tekerlerin ordan gelen dumani isaret ettiklerinde, yol boyu el freni cekik bir halde gelip, balatayi yaktiginizi farketmissinizdir. olaylar gelismistir tabi....
  • delice, aptalca, anlamadan ve hunharca içtikten sonra, başın hızla dönmesiyle, hoşlandığınız adamın önünde ağız dolusu kusarken, senin için ölüyorum demek gibi bir şey. sonra kafayı taşlara vurarak, kırmak suretiyle ayılmak bu aptallığı silmez, hatta ayık hale gelince acı daha da artar, bir an önce alkolik olup, hayata veda etmekte fayda vardır.
hesabın var mı? giriş yap