• (bkz: mitoloji)
  • linne tarafindan 18. yüzyilin baslarinda ileri sürülen ve "yeryüzünde bulunan türler birbirinden bagimsiz olarak yaratilmistir" görüsüne sahip teoridir.
  • "neden ki bu amaçsız yaradılış,yok olacaksa bir gün her yaradılmış!".araştırmama rağmen kimin söylediğini bulamadım; fakat almancasını bulabildim:
    "was soll uns denn das ewige schaffen! geschaffens zu nichts hinwegzuraffen!"

    edit: söz goethe'nin faust'unda mephistopheles'inmis. libertinee tesekkurler
  • bilimsel bir teori değildir.
  • bir teori degilse bile bunun sebebi kanitlanamazligi olmayan kavram. aslen bütün teoriler ampirik verilerden ziyade metafizik zimbirtilara dayanir.
    (bkz: bilim felsefesi)
  • "...belki de, diyorlar, yaradan, evrimsel olaylarin gun be gun ilerlemesini denetlemiyor; belki de kaplani ve kuzuyu o cizmedi, belki agaci yapmadi; fakat baslangictaki kopyalama makinelerini ve kopyalayici erkini; birikimli secilimi ve dolayisiyla evrimin tumunu olanakli kilan ilk dna ve protein makinelerini kurdu.

    bunun zayif bir sav oldugu cok acik; aslina bakarsaniz kendi kendini curutuyor. duzenli karmasiklik, aciklamakta zorlandigimiz bir sey. dna/protein kopyalama makinesinin duzenli karmasikligini, kanitlamaksizin gercek kabul edersek, bunun daha fazla duzenli karmasiklik uretecegini soyleyivermek gorece kolay olur... fakat, dna/protein kopyalama makinesi kadar karmasik birsey tasarlayabilen bir tanri, elbette en azindan tasarladigi makine kadar karmasik ve duzenli olmalidir. bu tanri'nin dualari dinlemek ve gunahlari affetmek gibi ileri islevleri de oldugunu varsayarsak, makineden de karmasik ve duzenli oldugunu kabul etmeliyiz. dna/protein makinesinin baslangicini dogaustu bir tasarimciya basvurarak aciklamak, hicbirsey aciklamamaktir, cunku tasarimcinin baslangici aciklanmaksizin ortada kalmaktadir."tanri hep vardi" gibi bir seyler soylemeniz gerek ve eger boyle tembelce bir yol secerseniz, ayni kolaylikla, "dna hep vardi" ya da "yasam hep vardi" diyebilirsiniz. boylece de, soruyu yanitladiginizi dusunup kendinizi rahat hissedersiniz."

    - richard dawkins, 1986, the blind watchmaker
  • (bkz: genesis)
    (bkz: tekvin)
  • bu biraz mantıkla ilgili birşeydir bence ve özünde de herşeye bir başlangıç bulmaya çalışmak vardır.
    -önce bu vardı
    -pekii ondan önce
    -???
    -yani biri bunu yarattı
    -peki yaratanı kim yarattı
    -o hep vardı.
    son cümle tamamen inançla bağlantılıdır ve buna dayanan bir fikir teori olamaz.

    şunu unutmamak gerekir etrafımızda gördüğümüz birçok nesneyi insanoğlu sınıflandırmıştır ve isimlendirmiştir, aynı şekilde kullandığımız kavramları da, düşünceleri de yine insanlar adlandırmıştır. şimdi bundan sonra söyleyeceklerim biraz zırva gözükebilir ama insan bu isimleri kendi varlığından yola çıkarak koymuştur. insan doğar ve insan ölür, o zaman herşeyin bir başlangıcı ve sonu vardır. etrafımızdaki her nesnenin, etmenin bir doğuşu ve ölümü vardır. belki de herşeyin başlangıcında, bir varlığı aramak bunun nedenidir.

    stephen hawking zamanla ilgili "insan beyni zamanın kompleksliğini algılamada çok yetersiz" benzeri bir laf etmiştir. misal bu başlangıç denklemine başlangıcı ve sonu olmayan birşey koymaya kalksak, bu neden zaman olmasın. doğu felsefeleri bir ölçekte zamanın döngüsünden (ki döngü demek sonsuz) bahseder. çünkü belki de (amma çok belki kullandım yav) insana sonsuzluğu en kolay anlatabilen kavramın döngü olmasındandır. insan, uygarlığının temeli olan enerjiyi değirmenlerin durmadan dönmesiyle üretmiş, gün gelmiş dönen çarklar, dönen motorlarla bu enerji üretmiş veya başka formlara dönüştürmüş. böyledir demek (en azından benim için) fazla iddialı olur ama neden herşeyin bitmesi veya başlaması gerekiyor ki, insan öldüğünde toprakta birşeylere dönüşmüyor mu, o toprak yine insanları doyurmuyor mu ve o insanlar birilerini doğurmuyor mu. yani sen senden önceki milyonlarca insanı taşıyorsun bedeninde ama bu kombinasyon da bi şekilde senin özgünlüğünü yaratıyor. yani herşey zamanın içinde deviniyor sanki, bunun neden başı veya sonu olması gereksin ki (biraz mistik kaçmamıştır umarım).
  • [canlılığın açıklanması bağlamında] hiç bir şekilde var olmayan teoridir, ülkemiz için konuşursak (ki tüm dünya için de konuşabiliriz aslında), bu görüşü savunuyor gibi yapan veya sadece evrim teorisini (bkz: canlılık tarihi) reddeden üç-beş -tahminen müslüman- biyolog (profesör vs. de var içlerinde), sonuçta türlerin bir anda ilahi gücün fiili olarak dünya üzerinde belirivermesini "bilimsel" bir şekilde çalışmayı hiç bir zaman akıllarına getirmemektedir. canlılığın yerzündeki tarihsel-kronolojik görünümlerini-değişimlerini savunacak yaratılış paradigmasına bağlı bir biyoloji projesi üreten yoktur. ortada bu paradigma bağlamında test edilebilecek hipotezler de yoktur. mesela canlılığın tedricen değil de anlık olarak değiştiğini (yoktan anında yaratma) iddia edecek kişi, modern tavuğun daha ilkel atadan nihai bir farklılaşma sonucu bugunkü hale gelmesini hikaye eden evrim teorisine cevaben ilksel bir tavuk horoz çiftinin, veya topluluğunun yaratılma sonucu bir anda yeryüzünde beliriverdiğini iddia etmek zorundadır. ve bu ana ait bilimsel delilleri toplamak ve açıklamak gibi bir proje yürütmekle mükelleftir. bunların kalıntılarının bulunamayacağını, dolayısıyla, -fiilen ispatlanamaz fakat mantıken veya dinen doğru- önermeleri savunduğunu iddia ederken bile, bu ilk yaratılışın nasıl ne zaman olduğuna dair kurgusal bir tarihi üretmeye ve bunu tartışmaya zahmet edilmelidir. bunun herhangi bir örneğine bu konuda 3-5 kitap okumaya çalışmış biri olarak maalesef bibliyografya kısmında dahi rast gelemedim. açıklamayı "allah yarattı onları" argümanına havale ederken dahi (atıyorum):

    "ilahi irade tahminen 30 milyon yıl önce ilk "modern" tavuk yumurtalarını tahminen kuzey afrikada bir ormanda yaratıverdi, bunlardan çıkan dişi ve erkek tavuklar çoğalarak bugünkü evcil-yabani tavuk popülasyonunun bugünküne tamamen özdeş ataları oldular, hatta geçmişi çekecek bir kameramız olsa ve doğru noktaya yerleştirsek, yumurta mı tavuktan tavuk mu yumurtadan sorumuza görsel bir cevap almamız mümkündür, hatta bu konudaki cevaba göre ilk yumurtanın veya tavuğun böyle pof! diye yoktan varoluşunu, bir ağaç dibinde beliriverişini veya uzaydan yeryüzüne inişini bu kamerayla görebilirdik"

    gibi doğrulanamaz hatta yanlışlanamaz ama en azından yaratılış terorisinin spesifik olarak herhangi bir türün nasıl, ne zaman, nerede yaratıldığıyla uğraştığına bir misal verecek şekilde bir hikaye yazmalıdır.
hesabın var mı? giriş yap