• “yasak olmasıydı belki beni ona yakın tutan şey ,belki de onu görmemeye tahammülsüzlüğüm imkansızlığındaydı bu aşkın. belki de gerçekten yasak olmasaydı da aynı şeyleri gene hissedebilirdim ama her neyse bunun cevabı aşkı legalleştirmeye yetmeyecekti.”

    yasaksa yasak..denir ve girilir bu yola.ve ucundan kimsenin tutmadığı boşluğa bağlı bir ipe tutunarak ona gitmeye çalışırsınız. oysa elinizde tuttuğunuz ve sizi ona götüreceğini sandığınız ip sizin düşlerinizden başka bir şey değildir.bir gülümseme için bütün herkesi karşınıza alır öyle devam edersiniz .
    aşkı yaşayabilecek kadar akıllı iseniz o yolda vereceklerinizi yada kaybedeceklerinizi bilerek yürürsünüz.tek başınıza. istediğiniz tek şey ona dokunmak bile olsa bunun mutlaka bir cevap hazırdır.daha doğrusu savunması dünyaya karşı .
    seviyorum..”
    bir an önce yanında olmak için koşarsın koştuğunuzu sanırsınız ve yoruldukça ona yaklaştığınızı sanırsınız. yasak hep yasak olarak kalacaktır bunun bilincinde gidilir ama hep daha iyisini düşlenir yol boyunca. sanki onu daha çok severek yasak oranını azaltıyormuşuz gibi o yasak kaldıkça hep daha çok severiz. belki bir gün yol bittiğinde ona düşlediğiniz gibi sarılırsınız ama bu “yasak aşk” sınırlarını kaldırmaya yetmeyecektir.
    o hep yastığınızın altında saklamanız gereken bir düş olarak kalacaktır.ve güneş tepedeyken o hep en uzakta olacaktır.

    “vazgeçilmeyen bir gülümseme ve asla sizinle ortak olmayacak bir hayat”
  • vallahi ekonomik kriz, işsizlik neyim olmasa cumburlop içine dalacağım aşk çeşididir.

    peki neden? dünyada başka adam mı kalmadı? kleptoman mıyım? hayır, dünyada zibilyon tane erkek olduğunun bilincindeyiz ancak maalesef kadın milleti olarak öyle her adamı gerçek manada arzulayamıyoruz. en azından ben kendi adıma "en son 10 yıl evvel arzulamıştım bir adamı" diyebiliyorum, uzun yıllardır da beni arzulayan bir adamla yetindim. gel gör ki yetinmek de bir yere kadar. şimdi saçıyla, başıyla, vücuduyla * * * ve sürekli serinkanlı görünen tavırlarıyla beni cezbeden, cezbedilmişliğimin de farkında olan bir adam var ve o yasak elmayı yememek ciddi bir irade gerektiriyor. minik, masum, flörtengiz * oyunlarla takılıyoruz. gözlerine bakarken gülmeden duramıyorum, sürekli aynı tarz ve çoğunlukla, başkası yapsa götümle dahi gülmeyi esirgeyeceğim esprilerine bile gülmekten kendimi alıkoyamıyorum. trajikomik olan ise ona karşı zaafımı bildiğini ve bunu ister istemez bir gururlanma vesilesi olarak kullandığını bilmek. minik bir sır var aramızda, dillendirmesek de hissediyoruz. bu bile yasak aşkın kollarına atılmak için başlı başına bir sebep çünkü şu yaşımda ilk defa böyle bir şey yaşıyorum. bu durumda yok etikmiş, yok tırıymış, yok vırıymış, günahmış, ayıpmış, zerrece umursamazdım. mesai arkadaşı olmasaydık hiç düşünmeden teninin tadına bakardım, o kadar da netim.

    ne var ki yani? mülkiyetini istemiyorum, allah sahibine bağışlasın. ben sadece bir arkadaşa bakıp çıkacaktım.
  • birbirine en yabancı, en uzak iki kelimenin yanyana gelmesiyle olusan bir tanimlama... bir yanilgidir aslinda. ne ask yasaktir, ne de yasak ask... butun yasaklar kalkar ask kapiyi caldiginda, butun engeller yikilir. kimse soz geciremez -ki- kalbine... akil da gider bastan. ask, neyi dinler ki yasaga karsi koyabilsin?.. her kim soktuysa bu tabiri dilimize, tez lanetlenmeli, der yazar...
  • kimisi sevgilisini karısıyla aldatır, kimisi bebeğini hayatının aşkına tercih eder, kimisi de iki bira içip aşkın yasak olabilceğine dair safsatalar yazar.yasak aşk yoktur bence, geç bulunmuş sevgili ya da erken tercih edilmiş eş vardır.
  • diziler ve filmlerde gördüğünüzde duygulanır hatta belki de ağlarsınız. magazin sayfalarında gördüğünüzde aşağılar, ayıplarsınız. kendi çevrenizde gördüğünüzde ise lanetler, en sert tepkileri gösterirsiniz.

    yasağı olmaz aşkın, aşk aşktır da..

    siz kimsiniz?
  • birine sadakat sözü vermiş kişinin gönlünün başkasına kaymasıdır.
    hayatta çok mümkündür. o yüzden tutulamayacak sözler vermekten imtina edilmelidir.
  • lanet ettirir.
    hiç bir geç kalma bu kadar üzmez insanı. üzülürken bile suçlu hissettirmez.
  • ben şimdi hiç olmamayı yeğleyeceğim bir durundayım. kendimi herşeyin ortasında, birinin cebinde düşürdüğü bozuk para gibi hissediyorum. kalabalık yüksekte, ben yerde ayaklar altında. öylece bakıyorum yukarılara. kimse alıp koymuyor beni cebine. benimle birşey alınmaz sanıyor. değerim bilinmiyor. beni farkeden bir çocuğunsa izni yok yerden başkasına ait - hele o başkası herkesten yakınsa ona- bir bozuk parayı almaya. anlayacağın bir süre daha ayaklar altında bir oraya bir buraya sürüklenecek, sonunda da kendimi harcayacağım... derken çocuk cesur çıkar. yasak da olsa...
  • güçlü, cinnetli, ölümcül sevda türü. "tehlikeli" bir durum değil bizzat bir tehlike biçimi.

    3. sayfa haberlerinin baş tacı, tarih boyu aristokrasinin sarayları ile gecekondu mahallelerini aynı şiddette sallayabilmiş depremli aşk çeşidi. legalize olmuş tüm sevmelerden daha parça tesirlisi, içte daha infilak edebileni. statüleri, rütbeleri, rolleri ve masum bebelerin ilenmeli geçecek ömürlerini bozuk para gibi harcayabilen tutku.

    tenlerin fevkalade çekimi ile arzın cazibesinin birbirine karışması, linç eder gibi sevişilmesi, adımların dolaşması, yolların yitimi. gemilerin yakılması, filikasız özgürce batılması. ya da limanda tutsak demirli kalınması. şairle sevgilisinin" muammanın peşrevinde muallakta" sallanması.
  • yasak olduğu için, engellendiği ya da saklanmak zorunda bırakıldığı için çok daha çekici, çok daha tutkulu bir hal alan aşk çeşidi. gizli buluşmalar, gizli mekanlar, şifreli iletişim yolları, vs gibi atraksiyonlar ile kulaklardan adrenalin fışkırmasına neden olabildiği de bilinmektedir.
hesabın var mı? giriş yap