• sut-su kombinasyonu ile bebe mamasini yari yariya verebilirsiniz.(gunde 10 fasil gidalaniyorsa 5 mama 5 sut gibi) veterinerlerde makul fiyatlara satilan biberon kafalarindan edinmeniz tavsiye edilir, gece 1-5 arasi uykusuz kalacaginiz icin sabirli biri olmaniz en gerekli seydir.
  • ben enjektor yerine bu is icin ozel satilan enik biberonlarini tavsiye ederim. ilk oksuz kediyi enjektor yuzunden zayi etmistik... ememedigi icin hava yutuyor. sut cigerlerine gitmis ve odem olmus.
    mama ile birlikte satin alinabilir - hemen hemen tum veterinerlerde satilan bir biberon. kedicikler hemen ogreniyor emmeyi.
    tuvaleti icin ise, nemli pamuk veya havlu parcasi en etkili cozum. bir elle havada koltuk altlarindan kaldirilmis kedicigin mesanesine (gobek deliginin alt tarafi diyelim - zaten kac cm2 ki) dairesel hareketlerle yavas yavas masaj yapilir. az sonra zzzzt die cis yapar. yavru sayisi birden fazla ise, once hepsini isetin, sonra bir masaj turu da kaka yaptirmak icin dondurulsun.

    yavrulari arada sirada oksamak da lazim - kaslarini harekete gecirmek ve psikolojik gelisimine yardim etmek icin.
  • (bkz: enik)
  • oncelikle bir bebek kedi, annesinden ayrilmamalidir. ancak anne, ucuncu kattaki balkonunuza cikmayi ba$arip, dort adet kedicigini birakip giderse ve donmeyeceginden emin olursaniz asagidaki maddelere dikkat edilmesi onerilir: kagit havlu, enjektor, sicak su torbasi, zeytinyagi, kettle, ce$itli boyda kuma$lar, karton kutu, saat, anne sutu yerine gecebilecek en yakin madde olan ve petshop'larda bulunabilen 'milkopet' tedarik edilmelidir. u$umu$ bir kediye asla yiyecek verilmemelidir. once isinmasini saglamak esastir. yavrularin vucut isilari yoktur. bu nedenle karton kutunun icine havluya sarilmi$ sicak su torbasi konulur, bir adet tik tik eden saat bir ko$eye yerle$tirilir (umariz ki saatin tiklamasini annesinin kalp ati$i zannedecektir), kutuda sicak su torbasinin temas etmedigi 1/3'lik bir alan birakilmalidir ki kediniz izgara olmasin. bebek kediler paso uyanir ve bagirirlar, hic susmayacak sanirsiniz. bunyesini taze sikilmi$ milkopetle besleyiniz. bunu bir enjektor marifetiyle yapmaktan kacinmayiniz (sut damara degil, ignesi cikarilmi$ enjektorle dile zerkedilecektir.) $imdi onu biraz sevip, gegirmesini saglamalisiniz. bir di$ fircasiyla tuylerini ok$ayabilir, gobegini opebilir ve elinizi emmesine izin verebilirsiniz. bu bebekler ci$ de etmek isterler. bunun icin yardiminiz gerekir. anne kedinin yaptigi gibi poposunu yalamasaniz da (elbette bunun icin size mute$ekkir olurdu) islak bir mendil, zeytinyagli kulak cubugu ya da bizzat parmaginizle bu i$lemi yapabilirsiniz. ayrica yattigi yerdeki kuma$lari ve havluyu, hassas derisinde idrar yaniklari olu$masin diye sik sik degi$tirmek gerekir. hala bagirmaktadir ve hep bagiracaktir da..hic durmadan, geceler, sabahlar boyunca. yemek yerken, ci$ ederken, saciniza girmek isterken, uyumadigi her an...ama yaziktir ona, kizmayiniz. dorduncu haftadan sonra kati $eyler yemeye ba$layabilir. bu arada siz dort hafta suren uykusuzluk, aclik ve caresizlik icin bir rehabilitasyon programina katilabilirsiniz.
  • emzik damlalık mahiyetinde boş lens solüsyonu şişeleri de işe yarar
  • ilk başta tatlı, şirin ve eğlenceli gibi görülebilecek bu iş aslında tam bir işkencedir. anneleri tarafından terk edilmiş 1 ay ve altı kediler özellikle dikkatli bir bakım isterler, yoksa kolayca iştahtan kesilebilir ve ölebilirler. yine de başımıza gelenler başkalarının başına gelirse diye kısa bir 'yavru kedi bakım kılavuzu':
    - yemek
    annesi tarafından terk edilmiş yavru kedileri biberon ile 4 saatte bir beslemek gerekir. bunun için pirinç haşlanır ve suyu ayrılır. 100 cl mama için bu suya 2 kaşık nestle guigoz eklenir, tanecik kalmayıncaya kadar iyice ezilerek karıştırılır ve benmari yöntemiyle ten sıcaklığından biraz daha sıcak olacak şekilde ısıtılır ve kedi/köpekler için ayrıca satılan bir biberon ile verilir (ya da inatçı yavrularda zerk edilir; aman dikkat, boğulmasın da...). mama verirken kedinin ön ve arka ayakları sürekli hareketlidir ve başta yavrular tırnaklarını kullanmayı da beceremezler. bu yüzden ufak bir bez ile onu sarmalayıp beslemek sizin el sağlığınız için daha yararlı olacaktır.
    - tuvalet
    yemek ertesi karnı armut gibi olan yavruların tualetini yaptırmak icap eder; zira kendi başlarına bunu beceremezler henüz. normalde anne kediler, yavrunun kıçına dil atarak, yalayarak onları işemeye teşvik eder. ama bizim durumumuzda anne kedi ortada olmadığı için bu işi bizim üstlenmemiz gerek. durun hemen, tabii ki kendi dilinizile değil. epeyce sıcak su dolu bir kase hazırlayın ve yumuşakça bir tuvalet kağıdını katlayarak suya banın, sıcaklığı kalacak şekilde sıktıktan sonra yavrunun kıçının hemen aşağısına kıçına doğru itercesine masaj yapın. kısa bir süre sonra şarıl şarıl işeyecek ve rahatlayacaktır. tabii işemesi için yere bir gazete sermediyseniz annenizin halısının içine etmişsiniz demektir, farkedildiğinde sıkı bir fırçaya hazır olun. tuvaletini yaparken mümkünse kediyi elinizde tutun ki kendi çişine basarak üstünü başını mahfetmesin. hatta 3. bir eliniz (ya da yardım edecek bir uşak) var ise kuyruğunu yukarı kaldırın ki, onu da temizlemek durumunda kalmayın. çişini bitirdikten sonra ıslak bezle pop ve çevresini temizlemeyi unutmayın; bırakın daha kendilerini yalayıp temizlemeyi, kafalarını kaşıyacak durumda bile değildir.
    - meme
    bu kadar küçük kedileri eve bakmaya aldıysanız hakikaten ciddi bir sabır sınavına girmişsiniz demektir. zira bu boyda daha annelerini emmeleri gerekirken onun yokluğundan istifade sizi emmeye başlayacaklardır. hemen yanlış da anlamayın! özellikle avuçiçlerinizdeki yastık gibi etli bölümlere ve parmak aralarına bayılırlar. bırakırsanız saatlerce elinizi emebilirler. keyifli bir duygudur, lakin fazla alıştırırsanız bırak(a)mayacaktır da sizi... bu yüzden bir miktarı iyi olsa da abartıya kaçmamanız ve kedinin kediliğini, sizin de insanlığınızı hatırlamanız şarttır. zaten siz fazla emzirtmezseniz, büyük ihtimalle tüylüsünden bir bez bulup onu emmeye de başlayabilirler(bir nevi mastürbasyon aslında). ama tabii ki her zaman bir canlının sıcaklığı ve ilgisi onlar için apayrıdır. birden fazla yavru kedi söz konusuysa, dikkat edin, birbirlerini emmeye başlayabilirler. abartırlarsa bu biraz zararlı da olabilir emilen kedi yavrusu için; zira şaka gibi gelse de yoğun ve sürekli emdikleri için emilen yavrunun derisi ve iç organları etkilenebilir. bu yüzden böyle bir durum varsa ve aşırıya gittiği gözlemlenirse yavruları uyku sırasında zaman zaman ayrı tutmak da gerekebilir; her ne kadar birbirlerine sokularak uyuma da yararlı olsa da.
    - uyku düzeni
    öğünler arasında kalan 3-4 saatlik sürenin çoğunu uyuyarak geçireceklerdir. ama dikkat etmek gerekir, kolayca altlarına yapabilirler ve gıkları dahi çıkmaz; durumdan rahatsız olmayabilirler. bu yüzden 2 saatte bir uyandırmadan bir kontrol etmekte fayda var. zaten acıktıklarında uyanarak sizi çalar saat gibi uyarmaya başlayacaklardır. aman sakın ha çalar saate yaptığınız gibi alıp duvara patlatmayın, temizlemesi zor olur... tabii yavru kedinin uyku düzeni sizinkiyle örtüşmediği için bu işi vardiyalı yapmak ve siz uyurken evdeki uşağa tam bir talimat vermek şarttır. bu yüzden iki kişi olarak bakıkm daha kolay olacaktır; tek başına olduğunuzda inanın bana, 4-5 günlük bölük-pörçük uyumalar size yetmeyeceğinden sinirleriniz alt-üst olacaktır. hele hele çalışıyorsanız aman ha, kedileri derhal bu işten anlayan bir kliniğe götürün...
    - hastalık
    bu işin profesyoneli olmadığımdan hastalıkları hakkında çok fazla birşey söyleyemem; lakin yaz ayları, baharda türeyen kedi familyasının yavruaları için tehlikeli olabilir. hem sıcaktan bunalma durumu söz konusudur, hem de kolaylıkla ishal olabilirler. ishal olmuş bir yavru kedinin bakımı da haliyle daha zordur. iyi bir veteriner tarafında 3-4 gün boyunca iğne yapmaya götürmeniz gerekecektir. altını tutamadığı için çok daha dikkatle ve ilgiyle bakımı yapılmalıdır ve en önemlisi, sevgi eksik edilmemelidir. sonuçta daha vücudunu dahi tanımadığından, neyi niye yaptığını bile bilmediğinden yaptıklarını isteyerek yapmamıştır.
  • yemek icin karistirilarak hafif sulandirilmis oda isisinda yogurdu da tavsiye edebilirim. özellikle süt emme cagindaki kediler icin baya kaliteli bir besindir.
    hatta evimde su an kanit olarak gösterebilecegim 10 kiloluk kafadan kuyruga (kuyruk dahil degil) neredeyse 1 metrelik 1 yasindaki kedim yasamaktadir.
    (bkz: cidden)
  • gece sabrinizi tuketen ciyak ciyak pislik yetimi tek elinizle sikip oldurmemek icin kendinizi cimcikleyiniz gene o sefkat dolu bakislariniz yerini bulacaktir.
    unutmayiniz ki sutten kesilip topluma faideli ve saglikli bir birey olunca, kendisine yuva bulacaksiniz ve o zaman aynaya bakip kendinizle ve eserinizle (semirmis guzel tuylu guzel kedi) gurur duyacaksiniz.
  • ilk dikkat edilecek şey yavru kedi sahibi olacam diye yavruları annelerinden ayırmamaktır. böyle bir mallığı yapacak kişi buraya yazamadığım bin türlü lafın tarafımca kendisine edildiğini bilmelidir. annesinden vakitsiz ayrılan her yavru mutlaka bir yönüyle yarım kalacak, senelerce parmağınızı emecek; hayvanı sakat bırakmayın. (yıllar sonra edit: annelerin bakmadığı yavrular var, hatta bazı anneler yavruyu sana zorla verebiliyor.)

    ikinci önemli nokta, evinize alacağınız bu sahipsiz yavrunun hemen bir veteriner hekim görmesi gerektiğidir. sonuçta onun annesi dışarıda yaşayan bir hayvandı ve siz iyilik yapayım derken kendi sağlığınızdan olmamalısınız; ayrıca vaktinde bakım yavrunun hayatını da kurtarabilir. ankara'da mukim olanlara tavsiye edebileceğim bir güvenilir çok iyi bir veteriner hekim vardır, yazmam ama soranlara söylemekte beis görmüyorum.

    üçüncü olarak, bir adet kedi sütü alınır; bu nanenin taurinli ve kedinin diğer ihtiyaçlarını karşılayan bir şey olmasına gayret edin çünkü anne sütünden alamadığı çok şey olacak. adı süt ama kendisi süt değil, metal kutuda satılan süt tozu. veterinerlerde oluyor genelde.

    direkt süt verilmez, kedi inek sütünü hazmedemez çünkü. ishal edip öldürmeyin hayvanı. çok zorunlu kalınırsa sulandırarak verilmelidir.

    gece muhtemelen vıyaklamalarla uyanacaksınız, bu da bir aydan kısa sürecek. yedirip içirip geri yatıracaksınız. bir ay sonra o götten bacaklılar ayaklanacak, siz de götü başı ayrı oynayan yavruların birbirini kovalamasını seyretmenin çocuk sahibi olma isteğini nasıl artırdığına tanık olacaksınız.

    kesinlikle bir biberon almalısınız; bu alet de pahalıdır nedense. halbuki bunların çin'den geliş faturasını bile gördüm, üzerinde beş cent yazıyor; eliniz mecbur alacaksınız, çünkü ameliyat eldiveni, prezervatif, şırınga işe yaramaz; hayvan damağıyla tutamadığından debelenir durur.

    beslerken sırt üstü yatırmamak gerektiği söylenir ama ben zararını görmedim. üstelik hayvanın içine girmeyen tırnaklarından korunmanın bulabildiğim tek yolu da bu: avuç açıkken ve elin ucu aşağı bakarken yavruyu götü elin ortasına, kafası bilek tarafına gelecek şekilde oturtmak ve biberonu ağzına fazla yakın tutmadan uzatmak (bu arada iyice büyümeden tırnaklarını kesmeye kalkmayın, kan kaybından ölebilir.)*

    biraz daha büyüyünce onlar bulur zaten en rahat pozisyonu.

    yedikten içtikten sonra karnı doyan kediyi karnını parmağın ucuyla okşayarak rahatlatmak gerekir, sindirim sistemi büyük ihtimalle tam anlamıyla çalışmamaktadır çünkü.

    muhtemelen yemek yedikten ve okşandıktan kısa bir süre sonra vıyaklamaya başlayacaktır ama bu sefer harekete geçen karnını boşaltmak için. kedicik bu zamanda rahatça faaliyetini yapamamakta, kendisine yardım gerekmektedir. bu nedenle, bir parça pamuğu, ılık su, süt gibi bir şeye batırarak ön ve arka fonksiyon tuşlarının yavaşça okşanması gerekmektedir. bu durumda dikkat edilecek husus söz konusu noktaların hafifçe uyarılmasıdır, yani pamuk sürtülmemeli, hayvanın nazik cildi tahriş edilmemelidir. bu işlem lavaboda yapılsa iyi olur.

    yavru/yavrular doyunca genelde uyumayı sever. ağzının açılmayacağına emin olduğunuz, mümkünse cam bir şişeye sıcak su doldurun, bunun kaynar olmamasına özen gösterin. bu şişeyi de bir havluya veya kağıt havluya sararak kedilerin evi yaptığınız kutuya koyun. direkt buna gidip sarılıp uyuyacaklar. daha önceden tabanına naylon serdiğiniz bu kutuya pamuk ve üzerine yine kağıt havlu koyun. daha bebek bunlar ve sabaha (hatta akşama) kadar işeyip durmaları muhtemel. kutu naylon olursa daha kolay olur ama kalorifer yanı gibi bir yerde dursun ki soğuk çekmesin. kutunun ağzını da yarım kapatın; merak etmeyin henüz çıkamazlar ve sıcağa ihtiyaçları var, hem kutu seslerini de biraz keser. kutunun altına da bir izolasyon malzemesi koyarsanız hem soğuğu keser, hem sesin istemediğiniz yerlere gitmesini de önleyebilir.

    işte böyle. yeni doğmuş bir kedi genelde yer içer, çişini kakasını yapar ve en çok da uyur. ara sıra vıyakladığında kucağınıza almak sakinleşmesine yardımcı olur. ayaklandıklarında ne yapacağınızı söylemek haddime değil, o sizin kedinizle kurduğunuz diyaloga ve kedinin karakterine bağlı çünkü. evet her birinin insan gibi apayrı bir karakteri olduğunu da göreceksiniz.

    allah kolaylık versin.
  • oldukça göt isteyen birşeydir. kibar olmak burda anlamsız, vallahi billahi göt istiyor.. kedi istediği kadar uslu, akıllı, temiz olsun, sonuçta bebektir. insan bebeklerinden bir farkları olmaz. annesi terk etmiş bir aylık bir yavruyu besleyip büyütmek göze alındıysa, o yavrunun annesi oldunuz demektir. yemek yemeyi, su içmeyi, çiş / kaka yapmayı öğretecek tek kişi de annesidir. iki gün önce "ay benim çocuğum olsa poposunu yıkayamam, ıyy çok iğrenirim" derken, iki gün sonra yelloz annesinin bıraktığı tüylü bir kedi bebeğini pamukla işetirken, kağıtlarla kumdan kedi boku ayıklarken bulursunuz kendinizi. sabah akşam yemek yemeleri gerekir bir de bebek kedilerin. aşısı ayrı, vitamini ayrı derken bazen öğle yemeğine gidecek para bilmem kaç vitaminli kedi mamasına gider. bebek ya, güzel büyüsün de büyüyünce sağlıklı bir kedi olsun, biraz az harcarım ben de diye fedakarlıklar yapmalar, evde mecburen yalnız bırakınca akşam koşa koşa eve gidip çantayı bir kenara fırlatıp bebeği kucaklamalar, "özledin mi kızım / oğlum beni" demeler -ki çoğu zaman umrunda bile değildir, yemiş, içmiş, kaka yapmış ve gün boyu uyumuştur, keyfi tıkırdır.- geceleri bir saatten sonra uyusa da, o uyku periyodu oldukça geç bir saate denk geliyor olabilir. miyk miyk diye odada dolanırken yatıp uyumaya gönül elvermez, ya odanın kapısı açılır da dışarı çıkarsa, ya çıktığını evdekiler fark etmez de onu ezerlerse, ya uyanınca uyku sersemi ben görmez de ezersem diye diye önce onun uyumasını bekler olursunuz. süper tembel bir insanı köle gibi kullanırlar miyk miyk miyk yaparak. hadi ilgilenmiyim, ilgilenmezsem kutusundan çıkmaz uyur dersiniz, bu sefer de gündüz saatlerce yalnız kaldığı düşer akla, kıyamaz kucakta pış pış yaparsınız. evde keyfime süper düşkün biri olarak bir haftanın sonunda bitmek üzereyim. yine de onun annesi olmak demek onun da evin çocuğu olması demek. insanlar kedi değil, kediler sahip edinir derler, ne kadar doğruymuş.. o bakım için gereken göt yoksa bile oluşur, sıka sıka oluşur*
hesabın var mı? giriş yap