336 entry daha
  • "şiirler yazdım, kitaplar okudum
    elimde bir bardak aldım, onu yeniden oydum
    derinlerde kaldım böyle bir zaman
    kim bulmuş ki yerini, kim ne anlamış sanki mutluluktan
    ey yağmur sonraları, loş bahçeler, akşam sefaları
    söyleşin benimle biraz bir kere gelmiş bulundum.

    (bkz: gelmiş bulundum)
    (bkz: edip cansever)
  • "...eğer ben yalnızsam yanılmışsam
    elimden tut yoksa düşeceğim
    yağmur beni götürecek yoksa beni"

    (bkz: yağmur kaçağı)
    (bkz: attila ilhan)
  • if you can keep your head when all about you
    are losing theirs and blaming it on you,
    if you can trust yourself when all men doubt you,
    but make allowance for their doubting too;
    if you can wait and not be tired by waiting,
    or being lied about, don’t deal in lies,
    or being hated, don’t give way to hating,
    and yet don’t look too good, nor talk too wise:

    if you can dream—and not make dreams your master;
    if you can think—and not make thoughts your aim;
    if you can meet with triumph and disaster
    and treat those two impostors just the same;
    if you can bear to hear the truth you’ve spoken
    twisted by knaves to make a trap for fools,
    or watch the things you gave your life to, broken,
    and stoop and build ’em up with worn-out tools:

    if you can make one heap of all your winnings
    and risk it on one turn of pitch-and-toss,
    and lose, and start again at your beginnings
    and never breathe a word about your loss;
    if you can force your heart and nerve and sinew
    to serve your turn long after they are gone,
    and so hold on when there is nothing in you
    except the will which says to them: ‘hold on!’

    if you can talk with crowds and keep your virtue,
    or walk with kings—nor lose the common touch,
    if neither foes nor loving friends can hurt you,
    if all men count with you, but none too much;
    if you can fill the unforgiving minute
    with sixty seconds’ worth of distance run,
    yours is the earth and everything that’s in it,
    and—which is more—you’ll be a man, my son!

    (bkz: if)
    (bkz: rudyard kipling)
  • bir çiçek açtığında
    bir eski avluda
    diyor ki;
    çalıda sarı bir çiğdemim ben
    ve senin çok eski cümlen.

    sen otursan, gitmemiş ki! olsan
    ben sana bir eski endülüs avlusu
    istersen serin bir portofino getirsem
    ya da yedigöllerin yedisini birden

    bir çiçek açtığında
    bir eski avluda
    diyor ki

    her şey çok eksik ve neredeyse yok
    gibiyken
    buldum buluşturdum kendime geldim
    tek eksik sensin! incecik, çilli bir dille
    sen de gelsen
    ben sana kırmızı kiremitli bir çatı
    begonviller ve bir mavi kapı
    ve ille amansız bir avlu getirsem

    dünya soğur, akşam serinlerken,
    benim sensiz sevinecek bir şeyim yok
    kılı kırk yardım,
    altını üstüne
    getirdim,
    ve işte en gümüş
    cümlem:

    içimi açtım sana.
    içini açmak için..
    .....
    (bkz: eski avluda)
  • "denizin en az yeri bir köpüğü başlatıyor
    yürüyorum kumların çakılların yanı sıra
    yüreğimde bir sancı keskin bir akasya kokusundan
    avuçlarımda bir yanma
    büyüyen bir ürpertiyim sanki, kayıp gidiyorum üstünde sabahın
    oldu olacak
    eğilip bir taş alıyorum yerden, fırlatıyorum denize
    ufacık bir gülüş geçiyor suyun üzerinden
    bir çocuğun gülüşü gibi
    aşkların, nice aşkların ayrılık günü gibi
    bir sokağın ucunda kaybolup solan
    daha çok solan, aşkların solgunluğu suyun üzerinde
    korularda yoğun bir erguvan sisi"

    (bkz: edip cansever)
  • geyikli geceyi hep bilmelisiniz
    yeşil ve yabani uzak ormanlarda
    güneşin asfalt sonlarında batmasıyla ağırdan
    hepimizi vakitten kurtaracak
    turgut uyar
  • "biletçinin ;bilet bile kesmek istemediği yakup yani ben , kendimi koruyordum."
  • gececil kuşların ürkmediği aydınlık
    of not being a jew - eve dön
    sevgilim hayat

    "tutkular mı?
    gönlün o tatlı ağrısı da
    mantığın sözü önünde silinip gidecektir
    ve yaşam,
    çevrene soğuk bir dikkatle baktığında
    boş ve aptalca bir şakadan başka nedir."
  • “yitirmiş tılsımını ilk sevmelerin,
    yitirmiş öpücükleri,
    payı yok, apansız inen akşamdan,
    bir kadeh, bir cigara, dalıp gidene,
    seni anlatabilsem seni...
    yokluğun, cehennemin öbür adıdır
    üşüyorum, kapama gözlerini...”
  • bütün saadetler mümkündür
    şu kapının açılması,
    içeri girivermen,
    bahar, kuşlar, gündüz.
    ve bütün dünya
    bir an içinde gürültüsüz.
    (bkz: ziya osman saba)
1236 entry daha
hesabın var mı? giriş yap