• ankara'da algı psikodrama nın başarılı psikololojik danışmanlarından birisidir. farklı konularda aldığı eğitimler ve katıldığı çalışmalar ile kendisini sürekli yenileyerek, danışanlarının hayatına iz bırakmakta; her birinin kendi yolunda onlara rehberlik etmektedir.

    toplumda kadınların rolü ve kadın olmak konulu özel grup çalışmalarına katılan ve kadınları bilinçlendirmek amaçlı valilik destekli gezici eğitimler veren yeliz şen şu sıralarda aynı merkezde "dişiliğimizi keşfedelim" ana başlıklı psikodrama yolculuğunun seyir defterini yazmaktadır.
  • tatilin zihinden, kendinden ben saha bir sürü şeyden uzaklaşmak anlamına da geldiğini hatırlatan yazısı...

    "durun, bırakın ve tatil yapın

    yaz geldi, havalar ısındı ve tatil planları yapılmaya başlandı.

    yaşadığımız rutinden biraz sıyrılıp rahatlamak, yapılacaklar listesini bir süreliğine geride bırakmak ve bir şey düşünmemek istiyoruz çıkacağımız tatillerde.

    peki, gerçekten tatillerimiz böyle oluyor mu? gerçekten bir şeyleri bırakıp rahatlayabiliyor muyuz yoksa tatildeyken de sorumluluklarımız ve yapılacaklar listemizin takipçisi olmaya devam mı ediyoruz?

    genel anlamda ikincisi olduğunu gözlemliyorum. rahatlamak, dinginleşmek, enerji depolamak için çıkılan tatiller kendimizi bırakamadan, stresimizi atamadan ve doyamadan dönülen tatiller oluyor.

    neden?

    çünkü bırakmak kelimesi; hayatın gerisine düşme korkusu yaşatıyor meşguliyet bağımlısı zihnimize. bir şeyi bırakmayı denediğimizde geriliyoruz, “ bıraktık, hadi bakalım şimdi ne olacak!!” diye konuşmaya başlıyor bir kaygı içimizden.
    zihnimiz kontrol etmeye, yönetmeye, sürekli bir şeyler yapmaya o kadar alışık ki durmak ve bırakmak kavramları onun beceri alanına girmiyor. böyle olunca da yapılan tatiller nasıl olursa olsun bir yarıda kalma duygusu ile bitiyor.

    hayatımızın sorumluluklarından, rutininden bir süre izin alarak dinginleşmeye, bırakmaya ve durmaya ihtiyacımız var. bu ihtiyaç karşılandığı zaman hayat tatminkar ve esnek oluyor. ama zihnimize üşüşen inançlarımıza takılıp kaldığımız sürece tatil daha fazla yorulduğumuz bir deneyim olarak yaşanıyor.

    nedir o inançlar?

    hayatı sürekli kontrol etmeliyim yoksa her an bir şey olabilir.
    sürekli çalışmalıyım yoksa yeterince iyi olamam.

    her şeyi ben yapmalıyım, benim yokluğumda işler yolunda gitmez.
    duramam, durmak vakit kaybı.
    ara vermeye hakkım yok, bir dolu yapılacak şey beni bekliyor.

    bırakamam, bırakırsam bir şeyleri kaçırırım.

    oysa bırakabilen, durabilen sakin bir zihin ile yapılan tatil hayatımızın diğer alanlarında verimli ve yaratıcı kapıları kolayca açar.

    zihinde beliren sabote edici inançların farkına varmak ve bu inançlarla çalışmak bireysel seans konusu ama ben sizi burada kısa bir denemeye davet ediyorum.

    gelin prova yapalım şimdi ve burada:
    sadece bir dakikalığına zihninizi bırakın. merak etmeyin bir dakika sonra tekrar bıraktığınız yerden alacaksınız. sadece 1 dakika; kim olduğunuzu, işinizi, eşinizi, çocuklarınızı zihninizden bırakın.

    sadece 1 dakika hayatınız boyunca biriktirdiğiniz iyi kötü tüm anılarınızı, öğrendiğiniz doğru yanlış tüm bilgilerinizi bırakın. bırakamam düşüncesini de bırakın. derin bir nefes alın. içinizdeki sakinliği, sessizliği dinleyin. bırakın sizi yoran tüm düşünceler sadece 1 dakikalığına dışarda kalsın.

    ve sadece 1 dakikalığına durun.

    az önce okuduklarınızı başarıp başaramamanızın bir önemi yok, denemeniz ya da düşünmeniz bırakmaya ve durmaya olan ihtiyacınızı size söylüyor. önemli olan bu ihtiyacınızı duymanız.
    yaşamın döngülerinin hepsi bizim için ve hepsini yaşamaya hakkımız var. çalışmak, üretmek, yorulmak, durmak, sonra yeni ve farklı döngüler.

    bu döngülerin doğallığını fark edip kendinize kendinizden izin verin. kendinize zihninizden, rutininizden izin verin.

    iyi tatiller"
  • şu sıralarda bilinç altının kadim dili olan rüyalar üzerine çalışma yapmaya hazırlanmaktadır.
  • rüya çalışmasından sonra içimdeki kadınlar çalışmasına hazırlanmaktadır.
hesabın var mı? giriş yap