*

  • bu kentimize uçakla gittiğinizde sanmayın ki çağdaş bir havaalanı ve güler yüzlü personel sizi karşılayacak,türk hava kuvvetleri'nin bölgedeki askeri havaalanına inersiniz.
    valizlerinizi bir biçimde bekler ve alırsınız.
    ardından bir grup birbirine benzeyen sivil insanların şişman karılarıyla bir yere doğru seğirtip birbirlerini itip,kakıp bir yerlerden bir şeyler aldıklarını görürsünüz,bir de bakarsınız ki bu adamlar uçağa binerken bıraktıkları silahlarını geri almaktaymışlar meğer.
    ardından bir ulaşım aracı bulup şehre doğru hareket edersiniz.
    o da ne havaalanı çıkışından itibaren yollar sağlı sollu at arabalarıyla doludur.
    oh my god deyip yola devam edersiniz.
    havaalanı şehre çok uzak olmadığı için kısa zaman sonra normal anadolu kentleri gibi çağdaş görüntüler yavaş yavaş oluşmaya başlayacaktır.
    ama boşuna umutlanmayın diğer büyükşehirlerde gördüğünüz sizi kent içinde eğlendirecek pek fazla aktivite bulamayacaksınız.
  • -şort giymeyin popüler biri olursunuz.
    -yiyebildiğiniz kadar yiyin, kötü denebilecek lokanta azdır. özellikle esnafın yemek yediği yerleri tercih etmeye çalışın. yemekten sonra "çay ne kadardı?" falan demeyin hoş olmaz.
    -bir yerde bir çocuğa değil para şeker bile vermeyin, gizlice veremezseniz popüler olursunuz.
    -bilmediğiniz semtlere aman çok otantiktir falan diye gitmeyin ara sokaklarda kaybolur kalırsınız.
    -para verip iyi bir otelde kalmayın kötü bir yerde yatın, misafirperverlikle karşılaşırsınız.
    -gece surları gezeyim demeyin burası diyarbakır.
    -ağlayarak gidenlerdenseniz ağlayarak döneceğenizi bilip rahatlayabilirsiniz.
  • ciğerci muharrem ustaya uğramadan ayrılmayın.
    taksimetre istanbul'dakinden çok yazabilir. ücret tarifesi öyle olduğu içindir. kazıklandığınızı zannetmeyin. ama yine de dikkatlii olun her yerdeki fırsatçılar diyarbakır'da da vardır.
  • dolmuşlarda üzerine yazana aldanmayın.işinizi garantiye alın ve sorun!
  • mutlaka ama mutlaka, gazi köşkünde masanıza gelecek bakır semaverden çay içerken, dicle manzaralı o yerin, bahceye cıkarılmış küçük hoparlorlerden duydugunuz türküler eşliğinde tadını çıkarın. bu şehri ve manzarayı hiç özleyeceginizi aklınızın ucundan geçirmiyor olabilirisiniz, şayet böyleyse yanıldıgınızı anlayın.
  • balıkcılara daha sık gidin, legendir,kapkacaktır filan alın.üzerlerine aldıgınız tarihi atın. daha sonra gittiginiz yerde bunları kullanırken, size o keşmekeşligi anımsatan, önemsiz gibi görünen bu eşyalar dökülen gözyaşlarınızın sahibi olacaklardır. o yüzden mümkünse legende çamasır yıkamamaya, kapkacagı takırdatmamaya özen gösterin. bunlarla anılarınızı tazelerken, onları eskitmemeye gayret edin.
  • dagkapıdaki onur ocakbaşına gidin ve enfes kavrulmuş pidelerinden tadın.
    ofiste yayla cay ocagına ugrayın ve kaçak cay içtikten sonra, cadde de yürüyüşe çıkın ve dükkanların vitrinlerindeki 2 .el kaçak telefonlara filan bakın.
    ofiste yürürken,kaset dükkanlarından duyulan şarkılara mırıldanarak eşlik edin.
  • büyük ve şaşalı bir şehirden gelmişseniz mega center dan diyarbakırı gezmeye başlayabilirsiniz. lakin orayı gezerken, diyarbakırı gezmiş olmayacagınızdan çok şey kaybedeceksinizdir. yok ben böyle seviyorum diyorsanız,
    gurmede yemek yiyiniz.
    asminin diskosuna gidiniz.
  • elektrikler sık sık kesilir. şaşırmayın.
    elektrikli cihazlarınızı korumak için önleminizi alın.
    zira elektrikler kesilir, gelir, tekrar kesilir, sonra yine gelir, tekrar uzun bir süreliğine kesilir, bir daha gelir, kesilir, gelir, kesilir vb.
    ama merak etmeyin en nihayetinde elektrikler gelecektir.
hesabın var mı? giriş yap