• 1) her şeyden önce bu okul ile ilgili olarak daha önce duyduğunuz her şeyi unutun.
    2) çünkü hepsi doğru da olabilir doğru olmayabilir de. ama kötü duyduğunuz şeylerin özellikle abartıldığını bilin.
    3) burası küçük türkiye'dir. türkiye'nin haline şaşırmıyorsanız buraya gelince aaayy şaşırdım triplerine girmeyin. şaşırmayın zaten. salak mısın ne şaşırıyorsun?
    4) her türden insan vardır ve inanın eşit orandadır esasında ama okul çok büyük hepsini aynı anda göremezsiniz. tikky, fakir, solcu, sağcı, idealist, süper zekisi, salağı, kırosu, yakışıklısı, çirkini hepsi buradadır.
    5) insanlara bir şey anlatmaya çalışmayın, öğrencilerle geyik yapın, öğretim üyeleriyle arkadaş olun, öğretim üyeleri gayet kalitelidir. yaklaşım konusunda sıkıntı çekebilirsiniz buradakiler başlarda biraz şekilciliği severler, hemen ense parmak olayına giremezler ama bir şekilde düzgün yaklaşırsanız son derece öğrenci canlısıdırlar.
    6) öğrenci işlerindekiler canından bezmiş devlet memurudur, siz de onları canından bezdirin, eğlenin, ben hepsini birden öğrenci işlerinden dışarı döküp peşimden sürüklemiştim bir keresinde, evet tam kadro peşimdeydiler.
    7) bu okulun malı denizdir, kullanmasını bilen yer. esasında olanak imkan vardır ama biraz tırmalamak lazım kullanmak için. okul sabancı'dan sonra türkiyenin en geniş ikinci internet ağına sahiptir. kullanın.
    8) derslere çalışın götünüzde patlar çoğu. fotokopicilere fazla kaptırmayın. bu okul adamı fazla sıkmaz çünkü çok büyük, otokontrolünüzü geliştirmenizi öğretir. kendin mücadele edeceksin, bir konferans düzenlenecek - dergi çıkacak - toplantı var hep koşturacaksın, diğer okullardaki gibi cebine para konmasını bekleme, takdir bekleme, cebinden para vereceksin belki belki engelleneceksin ama sonrasında her şeye rağmen başardım diyeceksin ve iki kere daha güçlü olacaksın.
    9) yemekhane ucuz, temiz ve lezzetlidir. salaklık yapmayın gidin orada yiyin. edebiyat fakültesinde akşam da yemek çıkar ikinci öğretimler için.
    10) ders programı son derece genişdir, buradaki derslerin hakkını veren biri, yani sadece 30-40 sayfa not ile yetinmeyen kendini yetiştiren biri kesinlikle istediği her alanda çalışır. istediği alanda da master yapar. yabancı dilinizi geliştirmek size düşmüştür. okul bedava almanca, fransızca ve ingilizce kursları açar, devam zorunluluğu yoktur ama ciddi bir şekilde o kurslar yapılır, zaten üniversite öğrencisisin artık zorlanman gerekmiyor. git işte salak mısın? bedava lan.
    11) okulda her zaman yapacak şeyler vardır. öyle ruh gibi gidip gelmeyin.
    12) istanbul üniversitesi türkiye'nin bazı bilim dallarında tartışmasız en iyi, çoğunda da ilk 5e giren okullarından biridir. bir öğrencinin kendini hayata hazırlaması için her türlü olanağa ve ortama sahiptir sadece bunu nasıl yapacağınızı anlatmaz, bu en büyük eksiğidir. kurtulunması gereken bir yer değildir ama kurtulması gereken bir çok salak öğrenciye sahiptir. böyle sözlükten de psikologcell ve sosyologcell olarak tanıdığımız tiplerden bolca barındırır.
    13) son derece güçlü merkez kütüphanesi ve fakülte kütüphaneleri vardır, yararlanın, hafta sonu kitap çekmek serbestti bizim zamanımızda.
    14) çimler zevklidir, çok ücra köşesi vardır kafanıza göre takılın.
    15) her şeyden önce bir kimliği bir duruşu vardır, beğenirsiniz beğenmezsiniz ayrı, ama uzay üssü gibi kampüsleri ve buralara yakışan tipleri ile iç bayan yerlerden değildir, kozmopolittir, bohemdir, şıktır... hiçliğinizi fark edip kendinizi geliştirmenizi sağlar. ssci'a en fazla makale sokan türk üniversitesidir. rosovski'nin üniversite diye anlattığının türkiye'deki spontane halidir.
    16) unutmayın ki i.ü hakkında en çok konuşanlar bu okul ile alakası olmayanlardır, yani bir şekilde ya ideolojik ya da başka bir çıkardan dolayı okula takmışlardır veya medya ile düşünüyordur acımak lazımdır. genelde i.ü öğrencisi olmayanlar bu okula süper hararetli şekilde saldırırlar. standart bir i.ü öğrencisi genelde gözlemlediğim başka okullarla ilgili pek yorum yapmaz, sadece daha fazla olanakları varsa onları görür eleştirisini yapar.
    17) basına inanmayın. taha akyol ve türevlerince su başları tutulmuş basın özellikle i.ü tarafından siklenmedikleri için çıldırırlar. seyrettiğiniz kavga görüntüleri genelde eskidir.
    18) olay kelimesini çıkarın sözlüğünüzden. burası bir üniversite yürüyüş olacak, gösteri olacak, şiddet olmamalı evet ama bunu da az gelişmişliğinize ve provokasyona bağlayın, genelde okulda gördüğünüz baltalı tipler öğrenci değil bir takım ocaklarda hayvan taklidi yapıp selamlaşırken kafatasını çatlatan piyonlardır. yani dünyada işle günlük gülistanlık mı? bunlar üniversiteye neden yansımasın? yansımazsa boku yediniz zaten ki çoktan yediniz evet.
    19) okul gezilerine katılın eğlenceli oluyor.
    20) bu okulun öğrencileri ile ilgili sınıflandırmalara inanmayın, heryerden her şeyden vardır bu okulda. standartizasyon çabalarına girenler, kendi primitif beyinleri için kolaylık yaratmaya çalışıyor, sallamayın. onların sözlükteki marifetleri ortada zaten.
    21) süleymaniye'ye ve haliç'e bakan kapının üstüne çıkın foto çektirin.
    22) ilk günlerde elinize filan broşür verirlerse korkmayın alay konusu olmayın. al işine yaramıyorsa uzakta bir yerde at, adam sana yere attın diye kızmaz, emeğine saygısızlık yaptın diye kızar.
    23) tabii ki sürekli de katılabilirsiniz veya katılmazsınız sizin bileceğiniz iş de, hiçbir şeyle alakanız olmasa bile bir gösteriye tecrübe olsun diye katılın. yök protestosu olur, filistin'e destek olur. o psikolojik hali bir tadın, beraber hareket etmek ne demek görmeye çalışın.
  • hic baska okullardaki arkadaslarınızın internet uzerinden sınav sonucu ogrenmesine kayıt yapmasına tarih ogrenmesine ozenmeyin, istanbul universitesi internet sitesi yemek listesini gorebilmemiz icin yapılmıstır.
  • dik yürüyün, çenenizi kaldırın. omuzlarınızda beşyüz elli yıllık mirasın ağırlığı olduğunu hatırlayın. dünyanın halen faaliyette olan en eski on üniversitesinden birinde eğitim gördüğünüzü hatırlayın. muhattaplarınızın sorbonne, oxford, harvard, laval vs. olduğunu bilin. okulunuzun kurucusu fatih sultan mehmet han'a layık olmaya çalışın.
  • öğrenci işlerine gitmeden önce bol bol antidepresan alın...
    malum, bir belge için üç saat uğraşmak gerekebiliyor...
  • edebiyat fakultesinin ogrenci islerindeki kemal cay icmeye gittiyse beklemeyin, gelmez.` : swh`
  • o buyuk kapıdan iceri girmek isteyen bir edebiyat fakultesi ogrencisi iseniz okul kimliginizi degil uzerinde sadece istanbul universitesi yazan pasonuzu gosterin o zaman girme ihtimaliniz daha yuksektir ama kesin degildir.

    eger ilk senenizse ve eviniz yurdunuz biraz uzaktaysa hemen paso cıkartın karakoy de tunel in yanında bisi burosu var ordan bir ogrenci belgesi bir miktar para ve iki fotografla cıkıyodu. akbil nedir hemen ogrenin.

    sakın sozlukten alısıp edebiyat fakultesi ogrenci islerindeki uyuz kadına ayar vermeyin butun sene hic bir isinizi yapmıyo evet o bir manyak.

    eger sehir dısından geldiyseniz istanbul u ogrenin mal gibi surekli beyazıtta takılmayın ayrıca sutlu kahveigrenc bir yer, sultanahmet meydanını ayasofya meydanını kesfedin,t4u kesfedin, 61byi kesfedin meydana kadar cıkmayın otobusle pasa pasa trtnin orda inin odakuleden gecin istiklale cıkın yanınızdan gecen mohaklara yada yesil saclılara eblek eblek bakmayın, uzaylı yı opmeyin bagırmayın efendi olun.

    kendinize bir matara edinin devamli votka yada kanyakla dolu tutun bu okulda cok usuyecek ve sıkılacaksınız edebiyatta merdivenlerden birine oturunca biraz deniz gozukuyo yerini hatırlayamıyorum hep sarhostum ama siz bulun oraya guzel guzel icin orda.

    kadıkoy den geliyorsanız sabah dersleriniz icin deniz otobusunu kullanın hem tramvay ucretsiz tas...

    vejetaryansanız yemekhane ye inmeyin icinde et olmayan sadece tatlı var ondan da cok emin degilim yakında ona da et koyacaklar.

    deli gibi ders calısmayın ortalamayı yukseltmeyin kıyıda kosede kıstırılıp dayak yemeyin.
  • süleymaniye'nin labirent gibi dar sokaklarını öğrenin. sakın kaybolmayın. kendinizi, sarayburnu'nda, fatih'te, taksim'de hatta tekirdağ'da bile bulabilirsiniz.
  • optimum dört yılı tüketeceğiniz lokasyon avcılar ise, kampüsün ücra ve alakasız bir köşesinde tek başınıza ya da kız arkadaşınızla birlikte sakin sakin otururken birden bire uğultu duyarsanız şaşırmayın. muhtemelen yakınlarınızdan veterinerliğin başıboş beygirleri bir araya gelmiş koşar adım volta atarak geçiş yapıyordur.

    bir köşede oturup çayınızı yudumlarken aynı beygirlerden birinin tepesinde bir eleman görürüseniz de şaşırmayın. muhtemelen, seyislik meslek yüksek okulundan bir arkadaştır ve finallere hazırlanıyordur.

    eğer avcılar'da ev tuttuysanız, zorlu kış koşulları altında sakın e-5 üzerindeki üst geçidi kullanmayı, yani okula yürüyerek gitmeyi düşünmeyin. muhtemelen yüzünüz geçici bir süre için felç olacaktır.

    bir araç sahibi iseniz (baba parası, alın teri fark etmez) aracınızı işletme fakültesi'nin arkasındaki enstitü otoparkına bırakın. muhtemelen sosyal çevreniz daha kısa sürede genişleyecek fakültedeki güzel kızlarla yakınlaşma olasılığınız artacaktır.

    öğrenci kulüplerine üye olmak, orada büzük çatlatmak gibi gereksiz eylemlerde bulunmayın. muhtemelen bu eylemlerde bulunmanız üniversite sonunda "ahh keşkem" türküsü eşliğinde hiç çimlerde uzanıp kampüs hayatını doyasıya yaşamadığınızı fark etmenize neden olacaktır.

    kampüs içi siyasi faaliyetlerde bulunacaksanız pankart açmak, slogan atmak, bildiri dağıtmak gibi eylemleri yine işletme fakültesi bünyesinde gerçekleştirmeyi düşünmeyin. muhtemelen hiç kimse sizi sallamayacak, bahçede boşu boşuna bağırarak süzgün bir halde geri dönmeniz kaçınılmaz olacaktır.

    e-5'in gerçekten 3 şerit olduğu, avcılar-topkapı minibüslerinin ortalıkta fink attığı ve her hafta yol çalışmalarına bir yenisinin eklendiği zamanların trafik keşmekeşini icad olunan metrobüs sayesinde yaşamayacaksınız. muhtemelen bu kez de metrobüsün kalabalık oluşu ve ter kokuşuna küfür etmek kaçınılmaz olacaktır.
  • yeni başlayanlar için istanbul üniversitesi dendiğine göre artık bu üniversiteye kaydını yaptırdın kaçış şansın yok demek yani.

    umarım mühendislik seçmemişsindir. seçtin mi. allah belanı versin ne seçiyorsun. git başka bölüm seç. neyse seçtin artık geri dönüş yok.

    ilk olarak aklında bir kampüs fikri var ise o fikri kafandan sil arkadaşım. artık avcılar kampüsündesin. kaç kat giyinirsen giyin kıçın donacak. yağan yağmur rüzgarın etkisi ile donup yüzünü kanatacak. öyle bir rüzgar esecek ki teknik resim çantasını açıp kanat yapsan uçacaksın. yüz felci falan geçirmene ramak kalacak. mühendislik kantininin bozuk çaylarına alışacaksın. durmadan sokup çıkarmaktan cüzdanın okul kimliğin eskiyecek güvenliklerden geçerken. sonra dersler başlayacak. yaklaşık 4k öğrencisi olan matematik fizik ve kimya hocaları sana üstün körü ders verecek anfilerde. sen bu sıralarda arkadaş bulmakla meşgul olduğun için muhtemelen kalacaksın bir çoğundan. kalmazsan da o senin başarın olacak. ders bitse de eve / yurda kaçsam diyeceksin. çünkü bu allahın unuttuğu yerde seni kampüse bağlayacak hiçbir şey yok. varsa da tespit edemeyeceksin.

    güzel şeyler de yaşayacaksın tabi. sınıfındaki birisine aşık olacaksın . muhtemelen o zaten başkasını seviyor çıkacak. senin için iyice ızdırap veren bir yer olacak okul. her gün onu görmekten acı çekmeye başlayacaksın. belki bu nedenle okula gelesin kalmayacak. devam zorunluluğu olmayan dersleri asmaya başlayacaksın o kişi yüzünden.

    okulun sonlarına doğru artık kıdemli olduğun için okul hakkında rahatça atıp tutma nişanı verilecek sana. ama mağrur olma orada hala 7-8 yıldır okuyanlar da çıkar. sonra okul bitecek. aklında sadece göt donduran soğuk , yaşadığın birkaç efsane anı , atlar , köpekler , kediler kalacak.

    yani kısacası hangi okulda hangi kampüste okuduğun önemli değil üniversite dediğin zaman dilimini en iyi şekilde geçirmek senin elinde. yeter ki hiçbir şeyi takıntı yapma.
  • öğrenci işlerindeki sizden 5-10 yaş küçük kızın bile 'senin gibi neler geçti benim elimden' tavrını normal karşılayıp gülümsemeye çalışın. ama onların sinirini oynatacak kadar gülümsememeye özen gösterin, ince bir çizgi o.
hesabın var mı? giriş yap