• --- spoiler ---

    aklı başında bir insan en çok neden söz eder, zevk duyar, biliyor musunuz?

    cevap: kendinden.
    --- spoiler ---
  • " ama gene de çok eminim, bilincin değil fazlası, azı bile bir çeşit hastalıktır."
  • okuduğum kitaplar arasından beni derin düşüncelere sevk eden nadir kitaplardan birisi oldu bu kitap.beni en çok etkileyen bölümü ise şu bölüm oldu:
    “hepimiz yaşamla bağını az ya da çok kaybetmiş,kör topal idare eden insanlarız.hatta yaşamdan öylesine kopuğuz ki,gerçek”canlı hayata”karşı âdeta tiksinti duyuyor,bize hatırlatılmasına dâhi katlanamıyoruz.öyle bir hâle gelmişiz ki gerçek “canlı hayat” bize âdeta bir iş,bir ödev gibi görünüyor,onu kitaptan öğrenmeyi yeğliyoruz.peki neden bazen telaşa kapılır,kimi kaprisler,çılgınlıklar yaparız?istediğimiz nedir?bunu kendimiz de bilemeyiz.kaprislerimiz,isteklerimiz yerine gelse bundan ilk biz zararlı çıkarız.bize daha fazla serbestlik vermeyi,ellerimizi çözmeyi,hareket alanımızı genişletmeyi,üstümüzdeki vesayeti kaldırmayı deneyin bir...sizi temin ederim,o anda tekrar vesayet altına girmeye can atarız.”
  • gerek "notlar" yazarının, gerek "notlar"ın tamamen hayal ürünü olduğu şüphesizdir. bununla beraber, çevremizdeki insanlar üzerinde biraz düşünülürse, bu notların yazarı gibi şahısların aramızda bulunmasının yalnız mümkün değil, muhakkak olduğu anlaşılır. ben sadece pek yakın bir zamanın sıradan bir tipini daha açık olarak kamu huzuruna çıkarmak istedim. bu, henüz hayatta olan kuşağın tiplerinden biridir. "yeraltı" verilen bölümde bu şahıs kendisini, fikirlerini tanıtırken, neden muhitimizde yer aldığını ve bunun neden kaçınılmaz olduğunu açıklamak ister gibidir. ikinci bölümdeyse, bu şahsın hayatına ait bazı olayları anlatan gerçek "notlar" yer almaktadır.

    fyodor dostoyevski

    --- spoiler ---

    -benim burada bulunuşuma bakma, dedim. ben sana örnek olamam. aslında belki senden de fena bir adamım...
    sonra hemen kendimi aklamaya çalıştım:
    -gerçi buraya sarhoş olduğum için geldim. hem de kadınla erkek bir olmaz. aralarında dağlar kadar fark var. ben böyle yerlerde istediğim
    kadar kirleneyim, gene de kimsenin esiri olmadığımdan canım isteyince çeker giderim. bir silkinişte üzerimde tek bir leke kalmaz,
    tertemiz olurum. ama sen öyle değilsin. sen esirsin. evet, esir! iraden dahil, her şeyini teslim ediyorsun. ilerde zincirlerini koparmak istesen de elinden gelmez: bunlar seni gitgide daha sıkı, kıskıvrak bağlar. bu zincirlerin ne melun olduklarını gayet iyi bilirim. sana daha başka şeylerden bahsetmeyeceğim, muhtemelen anlayamazsın zaten;

    --- spoiler ---
  • dostoyevski'nin kendi başından geçen ipten alınma hikayesini de anlattığı, yanlış hatırlamıyorsam yazarlık yaşamına başladıktan sonra mahkumiyetinden de dolayı verdiği en uzun boşluktan sonra verdiği kısa ama etkili eseri.
  • akıllı insan ciddi bir iş yapamaz, ciddi bir işi ancak aptallar yapar...

    (bkz: yer altından notlar)
  • “hangisi daha iyidir, kolay elde edilmiş bir mutluluk mu, yoksa insanı yücelten acılar mı?”
  • “en iyi şey, bir köşeye çekilip seyirci kalmaktır. bu nedenle diyorum ki, yaşasın yeraltı...”
  • "birini tanıdım “çok sevdiğim için sana eziyet ediyorum, kıymetini bil” derdi. aşkın insana böyle şeyler yaptırdığını, insanın sevdiği kimseyi üzmekten hoşlandığını bilir miydin? bunu en çok kadınlar yapar."
    aşk öyle eğlenceli kolay elde edilebilir bir şey olsaydı anlamsız olurdu sanırım. ne diyordu büyük şair? *(bkz: edip cansever)
  • dostoyevskinin mükemmel ötesi kitabı.
hesabın var mı? giriş yap