4278 entry daha
  • ya arkadaş, ben, bu herifi seven bir kişi dahi tanımıyorum.
    sosyal medyayı açıyorum, bu adam ile ilgili her postun altında kendisine nefret kusulmuş.
    tanımadığım ( yani çok detaylı tanımadığım) insanlara soruyorum ne düşünüyorsun diye, heriflerin hiç birisi sevmiyor.

    ben erdoğanı zerre sevmem ama adamı sevenler olduğundan ötürü ülkenin başında.

    ulan arkadaş, bu adamı kimse sevmiyor!
    bu adam nasıl olur da ülkemizin futbolunun başına getiriliyor hala çözemedim.
  • yeni türkiye'nin başbakanı olması gereken adam; çünkü normal bir ülkenin başbakanında olmaması gereken tüm özellikler kendisinde mevcut. düşük profil, sıfır vizyon, ortalamanın çok altında zeka, dalkavukluk... kendisi binali'den bile iyi bir başbakan olur. reyiz mutlaka değerlendirmeli.
  • tff başkanı yıldırım demirören: ''yabancı sayısını azaltmalıyız''

    rte den aldığı emirle demirören yerli futbolcuların önünü açalım demiş.

    daha çok yaklaşan büyük cismin etkilerini azatma çabasıdır bu. her sene bu kuralın değişmesi hiç mi acaba dedirtmiyor bu işin başındakilere?
  • nasıl bir karaktere sahip olduğunu anlamakta zorluk çektiğim kişidir. hatırlanacaktır sayın cumhurbaşkanı vakti zamanında başbakanken yıldırım demirören'in 70 yaşını aşmış babasını telefonda fırçalayıp, çocuk gibi ağlatıyordu.

    şimdi düşünüyorum, para mı, iktidar mı nedir yani insanı bu kadar böyle yapan?

    allah düşmanıma böyle durum vermesin. dostuma da böyle evlat, öyle baba vermesin.
  • tarihteki en büyük beşiktaş düşmanı.
  • aslında demirören'e yönelik uzun uzun yazmaya çok üşeniyorum. çünkü ciddiye alınabilecek bir insan değil ama neticede söyledikleri takımımı ve türk futbolunu doğrudan etkilediğinden konuşmak zorundayım.

    2 sene önce tam tersini söyleyerek savunduğu şeyleri bugün klişe söylemlerle çürütmeye çalışıyor. yani 2 sene sonra kalkıp 2 sene öncekileri tekrar edip aynı noktaya dönmeyeceğinin garantisi yok. o da öğrenmiş bu ülkede söylemlerin hiçbir değerinin olmadığını. eskiden sosyal medya yoktu, bu yüzden bazı şeyler toplum tarafından unutuluyordu. artık unutulmuyor ve bu insan da bunun farkında. bunu bile bile kendiyle çelişmekte bir beis görmüyor. bir insanın son isteyeceği şey kendiyle çelişmektir. normalde insan ne kadar az kendiyle çelişirse o kadar tutarlı olur ve toplum tarafından saygı görür. bu saygınlık da insanı daha yukarılara taşır. ama maalesef ülkemizde yukarılara taşınmanın şartı saygınlık değil istenileni söylemektir.

    yabancı sınırlaması ile ilgili daha önce şunları söylemiştim: #42386159

    yabancı sınırlaması uygulamasını her ülke kendi yararına olacak şekilde yontmuştur. mesela bazı ülkeler ab statüsündeki oyuncuları yabancı saymazken bazıları x kere milli olmuş oyuncuların dışındakileri transfer edemezsin demekte. bazıları en az x oyuncuyu alt yapıdan çıkarmalısın derken bazıları ise tamamen serbest bırakmaktadır.

    malum yabancı oyuncuya sınırlama getirmek bizim ligimizin kalitesini oldukça düşürdüğü gibi milli takım kalitesini de düşürmüştü. birkaç açıdan inceleyecek olursak;

    -kulüpler: yerli oyuncular ederinin çok üzerinde talep görmüş ve başarılı olmak isteyen büyük takımlar da bu maliyetlere katlanmak zorunda kalmıştı.

    -oyuncular: ederinin çok daha üzerinde piyasaya sahip olduklarından, rekabete girme ihtiyacı hissetmemiş ve yüksek meblağlara kulüplerinde kalmışlardı. avrupa'da kendilerini denemek yerine türkiye'de yatarak para kazanmayı seçmişlerdi.

    -milli takım: yüksek paralar kazandıklarından kendini dünya starı sanan bir avuç şımarık topçu, kendi maliyetlerinin çok altında takımlara yenilmiş ve pirim için birbirine girmişlerdi.

    -seyirciler: hem lig hem de milli takım bazında kalitesiz futbol izlemek zorunda kalmışlardı.

    neticede yabancı sınırı bizim ligimize (en azından o haliyle) hiç yaramamıştır. zaten sınır kalktığı anda bir anda yerli oyuncu fiyatları düşmüş, bunun akabinde de kerim, çağlar, atınç, enes, emre... vs gibi bir çok futbolcu kendisini yurt dışında denemeye karar vermiştir. aynı zamanda biz de barcelona'nın yedek sol bekini 600bin €'ya alabilmişizdir. yerli oyuncular yabancılarla rekabete girmeye başlamış ve bu da onların kalitesini etkilemiştir. tabi ki hala istenilen noktada değiliz ama dengenin oluşması için belli bir zaman geçmesi gerekiyor. ama şunu net olarak söyleyebilirim ki milli takım başarısı ile yabancı sınırlamasının hiçbir bağlantısı yok. aksi takdirde sınırsız yabancı oynatılan portekiz'in bu sene kupayı almaması gerekirdi. zaten milli takım başarısı da, bence ligin kalitesinin yanında ikinci plandadır. premier ligin yayın ihalesi 5 milyar sterlin'e yapıldı en son. neredeyse bizim ligimizin 12-13 katına tekabül ediyor. ama ingiltere 66'dan bu yana dünya kupasını kazanamıyor. 5 kupalı berezilya'yı geçiyorum, 4 kupalı alamanya bile bu rakamı yakalayamıyor. bakın liginizin esas geliri budur. yoksa "habire yabancı oyuncu alıyoruz, döviz dışarı kaçıyor" demek mantık dışı. eğer senin liginde gerçekten kaliteli futbol oynanıyorsa dışarıya giden bonservis bedelleri yayın ihaleleri ve sponsorluk gelirleri yanında devede kulak kalıyor. senin federasyon olarak sağlaman gereken adil ve kaliteli bir mücadele düzlemi olmalı. gerisi hikaye.
939 entry daha
hesabın var mı? giriş yap