• bir nazim hikmet siiri.

    sende, ben, kutba giden bir geminin serguzestini,
    sende, ben, kumarbaz macerasini kesiflerin,
    sende uzakligi,
    sende, ben, imkansizlgi seviyorum.

    gunesli bir ormana dalar gibi dalmak gozlerine
    ve kan ter icinde, ac ve ofkeli,
    ve bir avci istihasiyla etini dislemek senin.

    sende, ben, imkansizligi seviyorum,
    fakat asla umitsizligi degil...
  • imkansızlığı sevmek, imkansız olduğu bile bile umut etmek, ne kadar güzel ve bir o kadar da acı öyle değil mi? şaiirin dediği gibi;

    sende, ben, imkansızlığı seviyorum,
    fakat asla umutsuzluğu değil.
  • şairin kendi sesinden kaydında, son mısrada türkçe bir kelime olan "umutsuzluğu" kullanıyor. buna karşın basılı kitaplarda kelimenin farsça karşılığı "ümitsizliği" kullanılmış.
  • nazım hikmet'i kendi dilinde okuyabilmek saadetinin en güzel örneğidir.
  • (bkz: nazım hikmet)
    " sende, ben, kutba giden bir geminin sergüzeştini
    sende, ben, kumarbaz macerasını keşiflerin
    sende uzaklığı
    sende, ben, imkansızlığı seviyorum

    güneşli bir ormana dalar gibi dalmak gözlerine
    ve kan ter içinde, aç ve öfkeli
    ve bir avcı iştihasıyla etini dişlemek senin

    sende, ben imkansızlığı seviyorum
    fakat asla ümitsizliği değil"
  • (bkz: sergüzeşt)
  • zuhal olcay'in oynadığı bir sonbahar hikayesi filminde de yer verilen nazım şiiri.
hesabın var mı? giriş yap