• bu yil ucuncusu amerikada duzenlenecek olan ve bu sekilde ortada buyuk bi paranin dondugunu iyice ortaya koyan organizasyon..
  • eksi sözlükteki guru burdan mezun değildir.zaten onlar da her yerde "biz ekşi sözlükteki guru değiliz" diyorlarmış.
  • sunumax gibi cakma bir teknolojiyi kullandigi icin gozumden dusen organizasyon.

    ablamiz "siteye ilk girdigimde benim de kafam karismisti" diyor. site sahipleri usability study yaptiracaklarina boyle komik bir yolla cozmeye calismislar. jakob nielsen paklar kendilerini herhalde.
  • 2009 liderlik zirvesini 21 kasım'da lütfi kırdar kongre salonu'nda yapacak olan kurum/kuruluştur.
    sloganları "sıradışı bir liderlik okulu" olup çeşitli motivasyon hikayeleriyle sosyal sorumluluk projeleri üretip hayata geçirdikleri rivayetler arasındadır.
  • viral video oldugunu dusundukleri bir sey yapmislar, videoda yga'yi izleyen ogrencilerin resmi var hepsi uyuyor! guzel bir ozet.
  • "dünyanız değişecek, evrensel algılarınız yenilenecek, içinizdeki lideri çıkaracağız!" diye çevreye bir ton gaz satan; içindeki insanların ne ile uğraştıklarını somut olarak ortaya koyamadıkları ve de şahsen kendilerinin de ne yaptığını pek bilmediğini inandığım "academy".

    dünyam değişecek, lider olmayı içimdeki lideri çıkaracağım diye bir ton gazla gidersiniz belki bilemem, ama korkmayın, bir b.k olmayacak, öyle tepenizden bir aydınlanma gelmeyecek. bahsedilen şeyleri rasyonel bir şekilde kendiniz düşünerek ve de kaliteli kitaplar okuyarak da elde edebileceğiniz şeyler söylenecek ama "kişisel gelişim" dalgasına fazla kaptıran ve kendi düşünce sistematiğini geliştiremeyenler için çok cazibeli gelecek. (mülakatla seçiyoruz, sende ışık var, adınız nedir konferanstan sonra görüşelim vs de araya serpiştirilir.) zamanında "hmm bir bakalım" diye gidip, alkışlarla uyanıp çıkmıştım bunların üniversitdeki sinan yamanlı bir seminerinden, bu da böyle bir anımdır.
  • bu seneki organizasyonuna onbinlerin katılmak için başvurduğu ve bu yüzden ön eleme yapılarak etkinliğin düzenlendiği bir oluşumdur.

    üniversitelerden otobüsler kalkar, otobüste size sinan abinin küçük bir kitabı verilir ve onu okuyup bitirip bir yorum yazmanız istenir.

    geçen seneki etkinlikte (2008) sinan bey bu işten elini eteğini çektiğini ve yerini gençlere bıraktığını sürpriz bir şekilde söylemiştir. fakat hala bir yerlerden olayı yönetmektedir. gülen cemaati'ne benzer bir para akışı var gibi görülebilir. parayı hayırlı işlere harcarlar.
  • sunumlarına; bireysel sorumluluk, sosyal sorumluluk, saf iyilik, iyilik yapın, iyi olun diye başladılar...

    ortalarda bir yerde; afrikadakilere yardım etmek modaydı bi zamanlar hahhahha .. , bizim iyiliğimiz daha iyi, biz en güzel iyiliği yapıyoruz diye devam ettiler..

    sonlarına doğru iyilik sürdürülebilir olmalı, win win olmalı, elbette ticari kaygılarımız var, sosoyal sorumluluk projelerinde bulunursak patron daha çok sever bizi... tadında sürdü gitti...

    bir ara:
    "çocuklara hayal kurmayı öğretiyoruz" deyip, bir algoritmayı ekrandan göstermeleri vardı ki; o an canım nasıl bir beylik tabanca çekti anlatamam..

    en bombaları ise; 7-8 kez bizzat kendilerinden, bir o kadar da sunum dosyalarında izlettikleri bir dolu katılımcılarından dinlediğimiz şu laftı (bunu düstur edinmişler) :
    bülbülle gezen güle gider ördekle gezen göle gider..
    ben zaten gün boyunca içimden "göl kötü bişey mi ki" deyip durdum.

    bir bomba da şuydu,
    sabiha gökçen uçunca türk kadınları uçmuş sayıldı

    iş nedeniyle orda olmam gerekti, yazıklar oldu koca günüme.
  • saf iyiliği tanımlarken "en güzel en iyi en süper iyilik bizimki, öbürleri hep özentiden" diyen insanlar topluluğu.

    önceleri "içimizdeki iyi için bir şeyler yapmalı", "bizim iyilik yapmaya ihtiyacımız olduğu için yapılmalı" derken, bir yerden sonra ağızları sulanıp dişleri uzayarak "ticari geri dönüşü olacak tabi", "ticari geri dönüşü olmasa niye yapıla" gibi cümlelere evrilen garip gurup bir academy.

    ha bir de kendilerinden sarhoş olduktan sonra "win win, yani ancak kazan kazan durumunda olur, bence win win şart" cümlelerinde kafayı buldular, "sürdürülebilir iyilik" diye bir kavram icat ettiler ve eklediler "sustainable olmalı, sürdürülebilir olmadıktan sonra, yani sonuçta sustainability mutlaka gerekli".
hesabın var mı? giriş yap