• öğle arasında bank komşuluğu yapıp mecburen kulak misafiri olduğum biri türkmen biri yerli
    iki kişiden türkmen olan, diğerine ablasının mı artık başka birinin mi bilmiyorum, düğün fotoğraflarını gösteriyor. bizimki -bu ne, -burada ne oluyor gibi sorular soruyor türkmen de cevaplıyor soruları. en son -gelin niye tek başına diye sordu, türkmen de "diğerleri zahmette" yanıtını verdi. hı, ne? zahmetteler mi? bizim kulağımız zahmetin geçtiği bütün cümleleri olumsuz anlamaya programlı. zahmet lafı geçiyorsa ya marazi bir durum vardır ya da zor "zahmet" yapılan bir iş. ama türkmen arkadaşın zahmeti kullanış biçimi hem bu kelimeyi bana sevdirdi hem de ileride kullanmak için can atılan bir tarif yarattı. artık birisi bana işi olan başka birini sorunca "şu an zahmette" diyeceğim. zihni bulansın biraz, fena mı?
  • "zahmet, tüketim toplumunun külkedisi, ötekiler baloya giderken bodruma kilitlenen üvey kızkardeşidir." demiştir susanna tamaro.
    (bkz: sevgili mathilda insanın yürümesini dört gözle bekliyorum)
  • ilk kez birine yazasım geldi. çünkü ne kadar iyi bir arkadaşım oldugunu hatırlasın istedim. belim incindiginden benim için kadıköy'de hem kocaman gaz lambamı hem de çellomu taşımıştır.zamanında edebiyat dergileri çıkaran aklı başında üniversite ögrencileriydik. büyüyünce saçma insanlar haline geldik biz.
  • fazladan harcanan efor..
  • bir birleşik kelime.
    zenci+ahmet>zahmet
  • herkes için çekmeye değmez; bırakın biraz da onlar çeksinlerdir.
  • girdiği entry'ler ile sözlük halkını en son kültür sanat etkinlikleri, filmler hakkında bilgilendiren bilgi dolu suser.
  • dokuzuncu nesil çaylak.
  • belgian strong ale türünde yıldırım biracılık’ın ürettiği %5.5 alkollü birası.

    http://www.yildirimbiracilik.com/…alar/zahm-zahmet/
hesabın var mı? giriş yap