• yıllarca radikal gazetesinde polis ve adliye muhabirliği yapmış timur soykan'ın 2013 yılında çıkan politik polisiye romanı. uzun adı "zavallı-gerçek kimin umurunda".
    polis memuru gürkan öldürülünce, yakın arkadaşı erdal (kendisi de polis olduğu için) soruşturmanın bir şekilde içinde yer alıyor. derinine ve üzerine gittikçe gerçek katile ulaşıyor. fakat, "gerçek kimin umurunda"!!! birçok yol denemesine rağmen, gerçeği sahiplenecek birini bulamayıp katilin cezasını bireysel olarak veriyor. zavallı kim? insan. zavallılar türlü türlü: şantaj yapılan, yalnız kalan, menfaati zedelenen, karşı koyamayan, kandırılan, fark edemeyen, sürü içinde kaybolan...
    tam bu dönem, tam da bizim buralar.
    kurgu akıcı, su gibi okunuyor. anlatım da etkileyici, karakterlerin içine giriliyor. konu ve olaylar çok gerçek, çok tutarlı ve ürkütücü. kitabı kapatıp, ayracı bir kenara bırakırken, çaresizlik ve zavallılığın size de bulaştığını hissedip buraları terk etmek isteyebilirsiniz.
  • bir tanım var aklımda ama sussam mı? “çok değer verdiği birinin kıymetinin yerle yeksan oluşunu seyreden insanın dilindeki zehir” desem mi ?

    zavallı!

    işte! dilimin altındaki ağı…
    ve onun, yeni haberdar olduğum karısının bacaklarının arasından akan zevk suları…
    onca cümle, onca zihinsel sevişme sonrası
    en çok koyanı
    saf ayağına yatması

    zavallı!

    sırası gelmemiş
    o yüzden "evliyim" dememiş
    bana, ona ama en çok kendine ihanet etmiş
    kelimelerce sevişmiş bir kadınla
    bir diğer kadının arkasından
    iki kadının da gerçeklerden haberi olmadan
    ayıptır ulan!

    zavallı!

    işte! dilimin altındaki ağı…
    sen yokken de zordu yeterince güvenmek
    insan denen varlığın evlatlarına
    ama öyle hevesliydin ki attırmaya
    beynimin lobları arasına
    durduramazdı seni, anladım
    gözünün içine bakan bir sorgulama
    ama ben!
    benim bunun celladı
    açmasaydım kapılarımı
    hoş’geldin demeseydim eğer
    teklifsizce sunmasaydım cümleten, elimdeki cümleleri...
    ve her “normal” insanın sorması gerektiği gibi sorsaydım:
    “şu an ruhen ve bedenen içime girmekten bahsediyorsun; “içindeyim, gözlerini kapat” diyorsun ama bir karın var mı?”

    ama ah! tam bir zavallı!

    raks ediyor içimde, leş gibi bir ağrı
    ben bu yollarda hesapsız gittikçe
    karşıma çıkan bir hesapçı ve onun türlü “makul” oyunları…
    "ya yapma ya saklama"desem...
    aslında çok basit bir denklem.
    ama bunda bile çuvallamışız…
    av,
    avcı.

    zavallı!
  • çıkarları uğruna üç kuruşluk adamlara yalakalık yapan/ ayılara dayı diyen/ kendinden ödün veren kişi.
  • bir adet ilyas salman filmi.

    --- spoiler ---

    arkadaş bu film gerçekten genç dimağları kötü etkilediğini düşünüyorum. bir bu filmin bir de öğretmen adlı kemal sunal filminin. çünkü alışmışız biz bu adamların komik filmlerinin olmasına o zaman ki idealist yönetmenler, bu tarz filmlerle halkın belli kesimine seslenmeyi hedeflediğini düşünüyorum, ama tüm ailecek televizyon başına kitlendiğimiz o karanlık günlerde, açıkcası zihnimin bir köşesine çok fena yer etmişti, hele öğretmen filmi neyse de, adam deliriyor felan, ulan bu filmin sonunda ilyasın zar zor bulduğu hatuna kayan abisi yüzünden tüm aile bireylerimden tiksinir olmuştum. öğretmen filmi yüzünden ise mühendisliğe yöneldim, kesinlikle memur olmamalıyım diyordum. şimdi ise kpss peşinde memurluk kovalıyoruz, hayat ne garip lan kuşlar felan.
    --- spoiler ---
  • rahatsız edici ilyas salman filmi.

    ne ara başlar ne ara iğrençleşir, ne ara biter anlamazsınız. her şey iyiyken bi anda boka sarar. hayat kadar iğrenç, olması gerektiği gibi. iyi ki olmuş bir film. çocuk halimle finalinde ağlamıştım ne olup bittiğini anlamadan. sağol ilyas salman, büyükmüşsün!

    itin uğursuzluğun son raddeye ulaştığı son dönemlerde prime time'da yayınlanası filmlerden.
  • dün gece televizyon'da denk geldiğim, gelince varlığını hatırladığım film.
    çocukken izlemiştim, hatırladım.
    eski türk filmlerindeki genel kurgu sıkıntısı bu filmde de var. sahne içi ve sahnelerarası kurgu filmin etkileyiciliğini azaltıyor, ama buna rağmen çok acayip can sıkıcı, iyi bir film.
    filmin özellikle türk filmlerinde pek başarılı olmayan mekan-atmosfer ilişkisinin bu filmde çok iyi bir şekilde hayata geçirildiğini görürüz.
    tam bir gecekondu mahallesi, tam bir gecekondu.
    bazı filmler vardır böyle ağızda acı bir tat bırakır. bu film de öyle.
    ilginç bir şey daha var film imdb'de yok.
    puanı burada vereyim: 7 / 10

    5 yil sonra edit: imdb linki gelmis
    https://www.imdb.com/title/tt10611050/
  • ilyas salman'ın oynayıp yönettiği 1990 yapımı dram filmi. konu ilgi çekici olsa da senaryo, oyunculuk ve yönetmenlik vasat.
  • ilyas salman'ın yazıp yönetip oynadığı 1990 yapımı bu film, teknik imkansızlıklar ve vizyonsuzluklar nedeniyle sinematografik açıdan yeterli değilse de, ilyas salman'ın rolünü iliklerinde yaşatması ve mekan ve atmosferin, gerçeğin leşliğini çok iyi yansıtması sayesinde kusurlarına değil ruhuna odaklanmayı sağlayan bir yapıt.
    çoğu filmimiz gibi bunun da, ilyas salman bir yılmaz güney olmadığı için, kısıtlı imkanlar içinde harikalar yaratmasını, sağlam oyuncu yönetmenliği yapılmasını, sahnelerin düzgün kurgulanmasını falan beklemeden duygusuna girilebiliyor.

    --- spoiler ---

    zavallının evlendirildiği ana kadar filmde hep güzele bir dönüş olacağı umudunu taşıdım. önce şarkıcı olacağını sandım, olmadı, yngesiyle kanka olup şevkat ve dostluk bulacağını sandım, olmadı, iyi bir adamın çırağı olup düzene gireceğini sandım, olmadı, nihayet kendini anlayan birini bulup mutluluğa kavuşacağını sandım, yine olmadı.
    ağzıma sıçtığıyla kaldım.

    --- spoiler ---
  • en sevdiğim kelimelerden biridir. etimolojisini ilk gördüğümde "<3<3<3 nasıl farkedemedim bunu yaaaa <3<3<3" olmuştum.
    arapça "zawali" (kötülük görmüş kimse, zeval görmüş" sözcüğünden türemiştir. sondaki ekini türkçeye uyarlamışız. zeval-li.
hesabın var mı? giriş yap