• bir sahnede hakan balamir ve serpil çakmaklı deniz kenarında yürümektedirler. ortam romantikimsidir*.

    hb: hadi bana "beni buraya neden getirdin bok* mu var burda?" de...
    sç: (şaşırır) neden?
    hb: hadi desene ama...
    sç: peki peki. beni buraya neden getirdin?
    hb: (sabırsız) hayır öyle değil! "beni buraya neden getirdin bok* mu var burda?" diyeceksin.
    sç: (utanarak) beni buraya neden getirdin bok* mu var burda?
    hb: (sırıtarak denizi gösterir) evet bok* var!! (kamera da oraya zum yapar ve türk sinema tarihinde ilk kez bir bok* bir filmde rol almış olur)
    perde!...
  • bu film ciktiginda ortaokula yeni baslamistim. o zamanlar türk sinemasi icin aykiri bir tarzi oldugu icin bayagi bir sansasyon yaratmisti. tabii bu sansasyon beraberinde sehir efsanelerini de getirmisti. insanlar daha gitmeden filmin ne kadar pornografik olduguna dair atip tutuyorlardi. en bomba geyik de o zamanki sinif arkadasimdan gelmisti (düsün, bunu diyen 12 yasinda). affiniza siginarak aynen aktariyorum: "oglum, adam kadinin amina elma sokuyormus"

    --- spoiler ---
    tabii filmi seyrettikten sonra, serpil cakmaklinin vajinasina sustali bicak dayanmasi ile (baska bir sahnede) hakan balamir'in yine sustali ile elmayi kesip yemesinin birlestirilip biraz da hayal gücü katilarak bu geyige varildigini farkettim.
    --- spoiler ---
  • her sahnesi ayrı ayrı incelenmesi gereken ilginç film.

    --- spoiler ---

    bir takım şeylere çok feci kızmış olan arap, cinnet getirmiş bir halde keraneden ayrılmış, burnundan soluya soluya yolda yürümektedir. yolun karşısından, mutluluktan heidi ve peter gibi zıplaya zıplaya yürüyen el ele tutuşmuş üniversiteli bir çift yaklaşmaktadır. kızın elinde ders notları vardır, erkek de tertemiz muhallebi gibi çocuktur. öfkeyle soluyan arap bu pak oğlanla çarpışır. tiksintiyle dönüp gençlere bakar. gençler de şaşkınlık içinde arabı süzmektedir. arap, ansızın gelen hiddetle oğlana bir şamar yapıştırır.. "ne tutuyosun lan kızın elini" diye bağırır, kızın elini oğlanın elinden kurtarır.. gençler kaçmaya başlar, arap da tekme savura savura kovalar. (bu kısım şener şen koşuşundan daha komiktir kanımca) "siktirin lan burdan" gibi bir hönkürmeyle kovalamayı bırakır. sonra ellerini cebine sokup, hiç bir şey olmamış gibi yürümeye devam eder.

    --- spoiler ---
  • bir sinan çetin filmi olur kendileri. (çetin'in çiçek abbas'ı yapabildiği dönemden kalmadır, belirtelim.)

    irfan yalçın'ın "genelevde yas" adlı romanından uyarlanan filmin teması keranelerin acımasız ve sert yaşamıdır. filmde, hakan balamir (arap, çetin'in yaygın bir köpek adı kullanmasının kuşkusuz psikanalizle alakası sıfırdır)'e serpil çakmaklı (yaprak imiş) eşlik eder.
  • 1985 yapimi bu filmin muziklerini ise bari$ manco yapmi$tir.
  • hakan balamir'in arap rolüyle oyunculuk kariyeri boyunca sergilediği en başarılı performansa sahne olan film. 80'li yılların karaköy'ünü merak edenler için gözlem yapma fırsatıdır. genelev yaşamını çekildiği dönemin şartlarına göre oldukça gerçekçi bir dille anlatmayı başarmış, beraberinde gelen genelev temalı, birbirinin kopyası seri filmlerden ayrılmayı başarmıştır.
  • günümüz sinema teknolojisi/teknikleri ile şu günlerde çekilse çok daha fazla konuşuluyor olabilecek underrated film. günümüzden yirmi beş sene önce çekilmiş olmasıdır belki de film denilemeyecek kadar gerçekçi olmasını sağlayan. (ayrıca serpil çakmalı'nın oynadığı karakterin adı yağmur değil; yaprak'tır.)

    şuradan izlenebilir: bkz
  • türk sinemasinda bagli oldugu yillar icerisinde cikmis en basarili filmler arasindadir. müzikler deli dehset saglamdir, deyim yerindeyse kurtlalan döktürmüstür. beni etkileyen en vurucu sahne final sahnesi. türk sinemasinda sokak ve cinnet cok nadir bu sekilde gösterilmistir. hakan balamir'in döktürdügü en iyi oyunculugunu sergiledigi zirve filmi saniyorum.
  • aksayan birkaç şey dışında

    --- spoiler ---

    yaprak'ın akrabasının bir türlü bitmeyen yolculuğu
    --- spoiler ---

    gerçekten başarılı bir film. imdb'deki puanından çok daha fazlasını hakediyor. günümüz türk sinemasının "festival/sanat" filmi diye adlandırdığımız/bu şekilde adlandırmak zorunda bırakıldığımız filmlerin pek çoğundan daha iyi. hakan balamir, keriman ulusoy ve serpil çakmaklı'nın oyunculukları görülmeye değer...
  • muthis gercekci bir filmdir. yurek burkar, parcalar dagitir insani... ya da ben biraz duygusalim bilmiyorum. hele ki sokaklarda kadraja giren adamlarin hali...
    film degil dogal ortamda cekilmis genelev belgeseli adeta.

    --- spoiler ---

    beni en derinden etkileyen sahne; hic kimsenin istemedigi bir musteri var. ancak hasta olan kadin kabul ediyor sirf para icin. kasiklari agriya agriya izbe odadaki yataga uzaniyor. hayvan orospu cocugu abaza pislik de kemerini cozuyor. sonra okuz gibi bogururken pislik adam, kadinin elinde simsiki tuttugu para yavasca yere dusuyor. bacagi yataktan sarkiyor. bu arada hayvanat hala isini gorme derdinde, inlemeye devam ediyor. isi bitiyor. kadin ölüyor. kapiyi kapatip cikiyor adam... kolonya damliyor izmarit olan pis legene, tuvalet kagidi rulosu sarkiyor sag taraftan...bu kadar mi yurek burkabilir bir sahne...
    --- spoiler ---
hesabın var mı? giriş yap