• twitterda gördüğüm ilginç bordrolar sonucu başlığı açmaya gerek duydum. birçok doktor arkadaşım bugün twitterda bordrolarını paylaşmış ve sabit ek ödeme döner sermaye ücreti dahil acilde çalışan pratisyenlerin 10 bin lirayı geçemeyen maaşlar alması doktorlara yapılan zulmün ne kadar büyük boyutlara ulaştığını gösteriyor. maaşları eriyen doktorlar geçen seneye kadar kıdemli hemşirelerle kıyaslanmaya başlamışken bu sene de; yeni atanmış çömez hemşirelerle, polislerle, sekreterlerle denk hale gelmiş bulunmakta. birkaç tane milletvekili hariç bu aymazlığı gündeme taşıyan ne bir iktidar partisi mensubu ne de bakanlık yetkilisi var. sinopta görev yapan doktor arkadaşım geçen gün bana cerrahların ameliyat yapmak istemediğini kardiyologların anjiyo hastalarını büyük merkezlere sevk ettiğini söyledi. düşününce 3 kuruş için niye böyle bir riski alsın ki? hastaya bir şey olsa davalarla ya da tehditlerle uğraşacak. (geçenlerde bir pediatristin 2 milyon lira tazminat ödemek zorunda kaldığı da ortada) bunun yerine zorunlu görev sürelerini risk almadan doldurup özele ya da yurtdışına gitmekte arıyorlar çareyi. bakanlık nasıl görmüyor bu olayları? maddi iyileştirmeyi nasıl yapmaz ? 2000'lerin başından beri en fazla yıpratılan, maddi ve manevi değer kaybı yaşatılan bu mesleği daha da bitirmek için mi bu çaba? doktor düşmanlığını körükleyen ve halkın nezdinde saygınlığı gittikçe azalan bu meslekte en başta maaş iyileştirmesi yapılmalı. maaş her şeydir bu düzende. saygı da verimli hizmet de parayla kazanılır ülkemizde. bu iş hayırla duayla oluyorsa en başta kendi maaşınızı kesin. her gün 5 vakit risk almadan hayır yapan imamlara maaş vermeyin. hemşireler de polisler de öğretmenler de refah içinde yaşayacakları maaşı hak ediyor. doktorları onlarla eşitlemek adalet değil, 10 yıllarca verilen emeğe ihanettir. umarım yakın zamanda bu büyük yanlıştan dönülür. adaletli, sosyal sağlık hizmeti sürmeye devam eder.

    edit: arkadaşlar benim amacım onlar düşük alsın, 10 katı maaş alalım, bizi şımartın değil. okuduğumuz fakültenin zorluğundan uzmanlık sürecinden bihabersiniz. bir beden ve ruh olarak insanı öğrenebilmek dünyadaki en zor şeylerden biridir. bunu sadece işin içindekiler anlayabilir. ülkenin en iyi tıp fakültelerinden birinden mezun oldum. ben şu an tus çalışıyorum ve ailem 7 senedir bana niye bu kadar çalışıyorsun diyor. o kadar çalışmaya rağmen hala yetersiz hissediyorum ve ömürboyu hem hasta bakıp hem de ders çalışacağımı kabullenmiş bir haldeyim. belki ileride aileme, çocuklarıma, arkadaşlarıma vakit ayıramayacağım. bari maddi olarak kafamız rahat olsun istiyoruz. bu kadar tedrisattan geçtikten sonra yavşak bir teknisyen yanımıza gelip ehehühehe hocam boş yere okumuşsunuz nerdeyse aynı maaşı alıyoruz diyemesin bize en azından. bu ülke sırf oy kaygısı ve geniş toplumsal kesimleri ikna etmek amacıyla binlerce çalışanı olan bu saygın meslek grubuna da hakkını veremeyecekse hangi adaletten söz edilebilir?

    edit 2: sizi ikna etmek için çabalamıyorum ortada bir sorun var ve dile getirmek istedim #132364178 arkadaşımız birkaç tane bordro örneği paylaşmış. isteyen bakabilir
  • radyoloji uzmanının radyoloji teknikeriyle arasında 1000 lira maaş farkı mevcut. böyle giderse mr çekecek cihaz olacak fakat mr yorumlayacak doktor kalmayacak. hem de çok değil 1-2 seneye bunlar olacak.

    edit: sevgili arkadaşlar. hiçbir mesleği hiç kimsenin yaptığı işi kötülemiyorum. ne de felaket tellallığı yapıyorum. yarının gelişi bugünden bellidir. bugün mhrsden randevu almanın imkansızlaştığını hepimiz biliyoruz. teknikerin yanlış çekimi sebepli eksik yapılan bir radyoloji yorumunun cezasını radyoloji doktoru çekiyor. kim bin lira farkla böyle bir riske girer.
  • türkiye'de maaşı gittikçe azalan tek bir meslek grubu var: hekimler.

    hekimlerin düşmanı bir hükümet yönetiyor ülkeyi. bu da yetmezmiş gibi muhalefet liderlerinden de hekimlerin sorunları hakkında hiçbir şey duymuyoruz. çünkü hekim sayısı az, doğal olarak seçimde oy sayısı da az. ama diğer sağlık çalışanlarının sayısı gayet fazla, bu yüzden hekimlerden alıp yardımcı sağlık personeline zam yaptılar.

    şu an tıp fakültesi okuyanların yarısından çoğu yurtdışı hedefiyle okuyor. çünkü yaşadığı ülkede ona değer vermeyen yöneticiler varken, tanımadığı bilmediği coğrafyalarda hekimlere değer veriliyor, en azından insanca çalışma hakkı veriliyor, nöbetten sonra çalışmıyorlar.

    bir çözüm bulunmazsa 5 sene sonra sağlık sistemi yetersiz doktor sayısından dolayı sıkıntıya girecek, randevu almak belki de imkansızlaşacak.

    umarım en kısa zamanda hekimlerin sorunları çözülür ama umut bu toprakları çoktan terk etti.
  • doktorlara neden boyle bir zulum yapiliyor anlamiyorum. mesela savunma sanayinde calisan muhendislere guzel artislar yapiliyor, keza yazilimcilar filan da yolunu buluyor. doktorlar pandemi basindan beri cok ciddi sikintilar yasadiklari, is yukleri fazla oldugu halde neden bile isteye bu insanlar kusturuluyor? bilerek mi yapiliyor? turkiye'deki doktorlari kusturup yerine ortadogu'dan doktor mu ithal edecegiz, amac nedir anlayan varsa beri gelsin.

    ne turkiye'de yasiyorum, ne de saglik sektoruyle uzaktan yakindan ilgim var. ama fen lisesindeyken ben ve birkac arkadasim haric tum arkadaslarim tip secmisti ve suan yasananlari gordukce hayrete dusuyorum. bu muydu lan benim arkadaslarimin calismalarinin sonucu?
  • az bile yapıyorlar size.

    çekerim emaneti, skerim böyle işi siz demedikten sonra daha çok ağlar, itin, köpeğin taşakoğlanı olursunuz. almanya'ya gitmek için 40 yaşından sonra it gibi ders çalışıp, enerjinizi onlara harcayacağınız yere, bir olup, birlik olup, hakkınızı arasaydınız herşey çok daha iyiydi.

    pasif, korkak eğitimli güruhun en güzel örneğisiniz.
    bu düzeni değiştirirse yeni nesil doktorlar değiştirir, yoksa sürünmeye devam.

    edit: yeni nesil doktorlardan ümitliydim ama,
    bir suserin mesajı
    "yeni nesil doktorlar bok değiştirir bu düzeni, kütüphanede alacağı maaşı ve çalışma şartlarını sorgulamak bir yana dursun körü körüne it gibi tus çalışan bir sürü aptal tıp öğrencisi varken yakında doktorlar asgari ücret de alsa sesini çıkarmaz. koyun sürüsü hepsi hiçbir şeye itiraz etmezler önüne kalemi kitabı koy yemekhanede yemeğini ekmeğini suyunu ver yeter. ben de tıp fakülesi öğrencisiyim tus çalışmayı bıraktım.

    cerrahpaşa tıp fakültesinde okuyorum intern’üm doktorların çalışma şartlarını en iyi ben görebiliyorum tabiri caizse it gibi çalıştırılıyorlar. ama kütüphanede yer bulamıyorsunuz koca dönemden 5-10 kişi dışında herkes köpekler gibi tus çalışıyor. e bu kadar itiraz etmeyen sorgulamadan çalışan koyun sürüsü varken devlet neden maaşlarına zam yapsın?"
  • bekçinin 7-8 bin lira kazandığı ülkede 6 sene tıp eğitimi almış herhangi bir doktorun 1500-2000 doların altında maaş almaması gerekir. hasta yoğunluğu, sağlık çalışanlarına şiddet ve maaş durumu göz önüne alındığında doktorların çalışma motivasyonuna hayran kalmamak elde değil.
  • işin kötüsü doktorlar çok çalışıyor bir de çalışırken mobbing görüyor.

    elde yok, avuçtaki eriyor. yüzlerce hastayla ilgilenirken kafası dertle dolu doktorun.
  • risk gerektiren işlemleri de diğer "sağlıkçı" lar yaparlar artık. hiçbir doktorda çalışma hevesi bırakmadınız, sağlıkçı diyip geçtiniz, bunun sonuçları ağır olacak. geçen gün başhekime şikayet etmiş bu "sağlıkçı" lardan biri, doktor bize randevusuz bakmadı diye. dedim kendi aralarında halletsinler. hepimiz sağlıkçıyız ve aynı maaşı alıyoruz sonuçta...
  • dünyayı yönetmek istiyorsan; yetişmiş personelini elinin üstünde tutacaksın.

    doktorudur, yazılımcısıdır, mühendisidir. hepsinin gönlünü hoş tutacaksın.
    amerika'ya bakın. adamlar en yetişmiş kimse, varını yoğunu ona basıyor. yetişmemiş, bir boka yaramayan adam amerikan vatandaşı bile olsa homeless oluyor.

    niye biliyor musun? çünkü doğada güçlü olan kazanır. sen de güçlü olanı elinde tutar, tutunamamış tayfayı elersen kazanırsın.

    bizdeyse durum tam tersi.
    fakirin fukaranın sayısını artır, sonra da onların gönlünü hoş tut. sonra da ülke niye batıyor diye ağlayıp zırla.

    bu ülkeden doktorlar, iyi yetişmiş mühendisler, iyi eğitimli insanlar ayrılıp gittiğinde göreceksiniz siz asıl burayı. pakistan'ı pakitan yapan şey veya hindistan'ı hindistan yapan şey oralardaki insanlar değil. oralarda yalnızca "yetişmemiş insan" kalması. bizde de kalınca göreceğim ben herkesi.
  • hakkaten bu doktor maaşları eritile eritile saçmalık haline getirildi. birçok ilde birçok branşda 20 günden önce randevu almak mümkün değil çünkü kamudaki doktorların çoğu istifa etti. kalanlar ya 65-70 yaşında emekli olması gereken ama maddi ihtiyacı sebebiyle olamayan doktorlar ya da hiç ameliyat ya da riskli işe bulaşmadan etliye sütlüye bulaşmadan hasta bakıp günü dolduranlar. şi,mdiden böyleyse 1-2 yıla kalan nadir iyi doktorları da kaybedeceğiz. zaten ülkede az olan bir avuç kadar doktorunu iyi bir şekilde imkanlar vermekten aciz mi bu koskoca ülke? bu kadar toplanan vergi nereye gidiyor?
hesabın var mı? giriş yap