• "her kuşu siktik sıra leyleğe geldi" zihniyetinin ürünü. ister kulüpler ortaklaşa karar alsın isterse tff böyle bir karar alsın farketmez tam bir rezalet. napoli taraftarı daha 2 sene önce deplasmana giderken bildiğin topluca tren kaçırdı. çıkıp kimse demesin normal mi bu diye,heralde normal değil ama bunun medeniyetle alakası yok. takımını deplasmanda desteklemeye giden taraftarların %90'ı aşırı fanatiktir, bu dünyanın neresine gidersen git değişmez. işin içine aşırı fanatizm ve alkol girince sorun çıkma ihtimali yüksektir. çıkıp bizde medeniyet yok, bizim taraftarlar öküz hepsine bu mübah gitmesinler deplasmana demek çözüm değildir. mesela geçen sene istanbul'daki beşiktaş-bursaspor maçından önce yaşanan olaylarda barikatı ilk aşan beşiktaş'lı kişiden sonra 40-50 kişi daha abanıyor, hey yavrum hey, bizden 40-50 kişi abanırken, bursalaları hizaya sokamayan, bize bira şişeleri fırlatmalarına izin veren, her maç inönü stad'ına 10-12 otobüs dolusu gelen emniyet nerde ? bu sene inönü'deki maçta fenerliler abanıyor 1000 kişi koca müze kapısını kırıyor giriyor emniyet yine ortada yok ? olan da sahte biletlileri kontrol edemiyor. geçen sene tt arena'daki galatasaray-fenerbahçe maçında sahaya rakı şişesi atılıyor(yanlış hatırlamıyorsam), e be mnakoduum yepsyeni stad her tarafı güvenlik elemanı, emniyet görevlisi dolu, adam hayvan içmiş, malesef ki senin görevin bu hayvanı iyice kontrol etmek, e nerde kontrol ? adam rakı şişsini stada sokuyor, sahaya fırlatıyor, şişe kimseye isabet etmiyor büyük tehlikeden kılpayı kurtulunuyor falan feşan... özetle; malesef (burda malesef diyorum çünkü emniyet ve özel güvenliklerin de işi zor bu tarz adamlarla uğraşmak zorunda oldukları için) emniyet ve güvenlikler yeteri kadar hassas değiller. holganlıksa holiganlık, yada artık nasıl adlandırılırsa, bu tarz adamlar dünya'nın her yerinde var ama dünya'nın hiçbir yerinde deplasman yasağı diye aciz bir karar yok. sonuç olarak tff,savcılar, kulüp yöneticilerimiz, basın ve gözü dönmüş,kuyruğu sıkışmış yayıncı kuruluş el ele şikesiyle, playoff sistemiyle, sürekli değişen sporda şiddet yasasıyla, bokuyla püsürüyle dünya üzerinde görülmemiş bir futbol sezonu yaşatıyorlar bize. hepsini tebrik ediyorum.

    not: elimden geldiğince iç saha maçları dışnda deplasmanda da takımımı yalnız bırakmamaya çalışan hasta bir beşiktaş'lıyım. çok olaya tanık olmuşumdur fakat hiçbir zaman olay çıkaran olmamşımdır. entry'de fikrimi belirtirken de olabildiğince objektif olmaya çalıştım.
  • tabi bu karar sonrası insan ister istemez düşünüyor: deplasmanda rakip takım seyircisi yok, euro 2012 yok, ligimizde bir düzen yok. peki ne var?

    bu kadar yasakçı bir toplum olmayalım. baltalarla stadyumda birbirimizi mi kesiyor abi? neden bu karar? neye önlem? nerden esiyor böyle birden bire? deplasman seyircisi olmadan derbi olur mu? lan bi kere insan haklarına aykırı be. şey gibi oldu bu, damsız girilmez. yazık yahu yazık. rekabet düşüncesine, mantığına aykırı bu durum.
  • bugun itibariyle yapilan aciklamaya istinaden uygulamasinin devam etmesinde "anlasilan" karar. turk futbolunun bulundugu seviyeyi acikca ortaya koymaktadir bu karar. bir utanc tablosudur. emegi gecen herkese lanet olsun demekten kendimi alikoyamiyorum.
  • türk futbolu için olup olabilecek alınmış en berbat ve kötü kararlardan biri.

    tff bizleri şaşırtmaya devam ediyor. şike skandalında -olup bitenle ilgili neye inanırsanız inanın- süreci doğru düzgün yönetemeyen ve her açıklamasında devamlı kendiyle çelişen federasyon, "daha büyük rezalet olamaz" dediğimiz her anda yepyeni bir saçmalık ile karşımıza geliyor.

    bu karar tribün kültürüne, futbol sevgisine atılmış tokatlardan biridir. "olay çıkmadan yanyana maç izleyemiyorsunuz, biz de deplasman seyircisini yasakladık" demek hiç bir sorunun çözümü değildir, çözüm yolunu da açmayacaktır. kararın özgürlüklere atılmış bir çelme olması harici gözleri dolar işaretiyle bakan bıyıklı adamların ağzından düşürmedikleri "marka değeri"ne katkısı da sıfırdır. avrupa'daki önde gelen bir ligde bile uygulanmayan play-off sisteminden sonra, sağolsunlar başka bir alanda daha üçüncü sınıf futbol ülkeleri ile daha ortak noktamız oldu.

    bu karar ile derbilerde ev sahibi takım da büyük yara alacaktır. sürekli takımının peşinde olan tutkulu taraftar maçı izlemek için mecburen ev sahibi taraftarının arasına karışacaktır ve bu o tribünün gücü için kayıptır (bu hafta oynanacak beşiktaş-galatasaray maçını galatasaray taraftarı olmama rağmen beşiktaş tribününden ve ses seda çıkarmadan izleyeceğim). ev sahibi takımın tribününde kamufle olup sus pus maçı izleyen rakip takım taraftarına şu koşulda kim ne diyebilir (bu noktada "daha önce sanki olmuyodu!" diyecek olan olursa, "sen bir de bundan sonra gör bakalım..." demek boynumun borcu)?

    özgürlük, insan hakları, tribün kültürü, marka değeri... hangi açıdan bakarsanız bakın skandal bir karar alınmış durumda.

    ve hepsinden önemlisi var olan şiddet olaylarının çözümüne katkısı sıfır. palyatif müdahalelerle var olan problemlerin üstesinden gelinemeyeceğini anlamak için parlak bir zekaya ihtiyaç yok.

    polis ve güvenlik görevlisi sayınla övün, güya olan teknolojik alt yapın ve kameralarınla övün, yasalar koy, ağır cezalar belirle ama tribünde şiddet olayı sergileyen adamı tribünden men etme... onun yerine toplulukları izole et. bunun herhangi bir yerinde bir mantık yatmıyor. "x olay olmasaydı, y maçında kavga çıkmasaydı..."lar bu kararı meşru gösteremiyor, gösteremez.

    şu durumda galatasaraylısı, fenerbahçelisi, beşiktaşlısı ve trabzonsporlusu birbiri ile kedi-köpek gibi didişip laf sokuşmayı bırakmalı ve omuz omuza karara karşı çıkmalıdır. karşı çıkmalıdır ki futbolun sahiplerinin o bıyıklı, takım elbiseli, gözleri dolar işaretli, samimiyetsiz sırıtışlı adamlar değil, yağmur çamur dinlemeden takımının peşinden giden insanlar olduğu görülsün.
  • federasyonun günü kurtarmaya çalışmaya devam ettiğini gösteren bir örnek daha
  • tüm takımların tribün grupları taksimde ortak bir kitlesel yürüyüş gerçekleştirmedikçe bu yasaktan geri adım atılmaz.
  • taraftar kültürünün en önemli parçalarından biri olan deplasman kavramını derbi maçlardan silmek, türk futbolu ve kendi futbol kültürümüz için yüz karası bir karardır.

    külüpler birliği ve tff kısaca "siz taraftarlar medeniyet bilmeyen hayvanlarsınız. biz de büyük, güçlü filan gözüküyoruz ama sizi düzenleyemecek, kontrol edemiyecek kadar aciziz" demişler.

    büyük bir acziyet göstergesi, çok yazık.
  • kesinlikle ve kesinlikle korkak bir karardır.

    ama olaylar falan çıkıyor falan demeye kalkmayın. çıkacak olayları yasaklarla önleyemezsiniz. bugün derbi maçlarda olaylar çıkıyor diye deplasman taraftarına yasak koyan zihniyet, kim bilir yarın hangi yasağı getirecektir bu korkaklıkla.

    burada taraftarlara iş düşmektedir. yöneticilere `takımların asıl sahiplerinin taraftarlar olduğunu gerçeği`ni hatırlatmaları gerekmektedir. mesela deplasman seyircisi gelmiyorsa biz de gitmiyoruz denenebilir belki. bu konuda en yakın derbi olan 20 kasım 2011 beşiktaş galatasaray maçında ev sahibi olan çarşı grubundan güzel bir protesto bekliyorum, istiyorum.

    ayrıca bu olayı fenerbahçe, galatasaray, beşiktaş ve yahut trabzonspor takımlarına indirgemek, şu takıma yaranmak için yapıldı falan demek tamamen saçmalıktır.
  • türk futbolunun şike soruşturmasından sonraki en büyük utancıdır. ne federasyon, ne kulüpler ne de hakemler ne yapacağını bilemez hale geldi artık.
    deplasman taraftarı olmadan derbi mi olur ulan? yarı yarıya tribünlerden nereye geldik.

    yarı yarıya tribün demişken, tff'nin açıklamasında "tüm müsabakalarda" denmiş.

    bu durumda söz konusu 4 takımdan ikisi türkiye kupası finalinde karşılaşacak olursa ne olacak?

    final maçı seyircisiz mi oynanacak? hani ulan marka değeri?
  • türk futbolunu katledenlerin son kararı.
hesabın var mı? giriş yap