• reform ve ilerleme böyle böyle devam edebilirdi.

    gelişmiş tüm ülkelerde olduğu gibi dinin toplum üzerindeki etkisi gitgide azalabilirdi, olamadı ülke ait olduğu orta doğu bataklığına döndü.
  • hutbe niye türkçe lan yavşaklar? çünkü ondan nemalanıyorsunuz değil mi? hırsız sevici yavşaklar sizi. samimi iseniz şu hutbeyi de arapça yapın. bakalım kaç kişi cuma günleri yaptığınızın alçakça propagandaları anlayıp ona göre hareket edecek.
    (bkz: siyasal islam)
  • lan ezan zaten türkçe okunmuyor mu? diye soracak 20 milyon kişi bulurum.
  • hiç kimse "benim ilahıma tap" diye bağırmamalı.
    ben şimdi kabe'ye gitsem ve zamanında muhammed'in mekkelilere yaptığı gibi, "mevcut ilahınıza tapmayı bırakın sadece benim söylediğim ilaha tapın" desem beni paramparça ederler, müslümanlar da bunu hak ettiğimi düşünür.

    islam kendine yapılmasını istemediği şeyi başkasına yapan bir din, ezan da bunun en net örneği. başka birisi de çıksa kabe'de allaha tapmayın diye bağırsa o kişiyi anında öldürürler. mekkeliler bunu yapmamışlar, hem de ortaçağ arabistanında, daha hoşgörülermiş demek ki.
  • genelde dinle işi olmayan, hayatı boyunca namaz kılmak için ezanı beklememiş, güzel okunan ezanla huşu bulmamış islam düşmanları tarafından sevinçle karşılanmış ve günümüzde de hasretle özlenmektedir.
    ezan almanca da okunsa japonca da okunsa abdest alıp iki rekat kılacağı yoktur.
    arapça islamın ortak dilidir. bugün afrika'da çölün ortasında bir müslüman kabile imamının arkasında namaz kılabilirsiniz. okunan ezandan namaz vakti geldiğini anlarsınız. okuduğu fatihayı, felak suresini anlar ve amin dersiniz.
    siz o ayağı çıplak imamın duasını anlayıp amin dedikçe şeytan ve yardakçıları kudurur. bırakın kudursunlar. onların işi bu.
  • ezan türkçe okunsa ne , ingilizce okunsa ne hatta ingilizce okunsun bence dilimizi geliştiririz . öyle bi dramatize ediyorlarki sanki ezan yasaklanmış , sanki milleti engellemişler , ha allahu ekber demiş ha tanrı uludur demiş , ne var ? sanki küfür ediliyor. birde bunların kuran türkçe okunmazcı tayfası var , dertleri korkuları belli de işte neyse. ha bide oruç tutup "orocloyom yomok yomo soygo doy" diyen tayfa var he eğer o tayfadan biriysen , bak şimdi ülkende binlerce aç var sen de o zaman şimdi yemek yeme ? oldu mu .
  • bu, bazı popülist cahillerin gazıyla girişilmiş tarihin en ahmakça uygulamalarından biriydi.

    dur sevgili cahil, hemen hırlama. arapça kutsal bir dil falan demiyoruz. arap sempatizanlığı da yapmıyoruz. ezan bir semboldür. ister müslüman ol, ister ateist dünyanın neresinde işitirsen işit ne olduğunu anlarsın. her ülke kendi dilinde ezan okusaydı "bu ne yaavvv" derdin değil mi? işte böyle denmesin diye ezan tüm dünyada tek bir dilde okunmalı. tüm dünyada türkçe ezan okutabileceksen buyur yap, sıkıntı değil. yeter ki tüm dünyada aynı dilde okunsun, ezan sembol özelliğini kaybetmesin.
  • ezan 18 yıl boyunca türkçe okunduktan sonra, 1950 yılından itibaren arapça okunmaya başlamıştır. arapça ezan, adnan menderes'in ilk icraatıdır. kendisi 1950 yılının mayıs ayında iktidar olmuş, haziran ayında ezanın arapça okunmasına meclis çoğunluğuyla hükmetmiştir. bu hamlesi anadolu'da onu bir kahraman haline dönüştürerek 10 yıl iktidarda tutmuştur.
  • 1950 yılına kadar devam etmiştir. türkçe olması da arapça olması da dönemin iktidarların politikası ile uyumlu hamlelerdir. yani dinin politik bir alan olduğuna hala bir itiraz yok. tüm camiler devlete bağlı olduğu sürece de ezanın diline iktidar karar verip uygulayacaktır.

    ben isteyenin istediği dilde ezan duymasına taraftarın. yeni nesil için de bu o kadar büyük bir konu değildir sanırım. burada beğenilen fikirler daha çok biz x'iz o yüzden böyle olmalı temalı entryler.
  • ezanın okunacağı dile, şekle, musiki makama o günün hükümeti karar verdiği sürece ezan daha çok şekil değiştirir. şahsen arapça olmasının doğru olduğunu düşünüyorum ancak bugün de mesela 20 yıl öncesinin musiki makamlarından vaz geçilip artık suudi makamları ile okunduğu için, kendinden geçen müezzinin nağmelerinden ezan mı yoksa ilahi mi ne okuduğu çoğu lokasyonda zerre anlaşılmıyor, maksat ülkemizdeki araplar evlerinde hissetsin sanırım.

    din özgürlüğü anayasal koruma altına alınıp camiler o bölgenin yerel sivil yönetimlerine devredilmedikçe, cami bütçeleri de yine onu kullanacak sivil halkın bağışlarıyla finanse edilmedikçe çoğunluğun seçtiği azınlık nasıl isterse tek tip din diktası sürüp gitmek zorunda. eğer her mahallenin ezanının desibeline, diline, makamına onu dinleyip ibadet edecekler karar verebilseydi asıl zenginlik ve çeşitlilik öyle ortaya çıkardı diye düşünüyorum.
hesabın var mı? giriş yap