• bazı arkadaşlar krizdeyiz sanıyorlar.
    durun daha kriz başlamadı.ama belirtileri ortaya çıktı.
    türkiye bolluk mu yaşıyor ...elbette yaşıyor....
    peki....ama kimin parası ile yaşıyor bu bolluğu...?
  • gayrisafi yurt içi hasıla 3 senedir düşüşte mi? evet düşüşte.
    enflasyon rakamları bir hayli yüksek mi? evet yüksek.
    türk lirasi sadece dolar karşısında değil, neredeyse bütün para birimleri karşısında son 3 -3.5 senede %50 değer kaybetti mi? evet kaybetti.
    peki ya ihracat rakamları nasıl? eee orada bile belirgin bir düşüş var.
    fabrikalar kapanıyor, işsizlik rakamları belirgin derecede yüksek mi? eee buna da evet.
    cari açık almış başını gidiyor... türkiye'yi yöneten insanlar ileriye dönük hiç bir umut verici hamlede bulunuyorlar mı? tabiki de hayır.

    sonuç olarak türk ekonomisi çok güçlü ve emin adımlarla geleceğe ilerliyor. kriz mriz göstergesi hiç bir veri yok tabiki de.
  • geçmiş krizlerle bu kriz farklı, bu ülkeye operasyon yapılamaz diyenler var.

    gel sana anlatayım nasıl operasyon yapılır.

    bu ülkeyi yönetenler 3 kasım 2002'de iktidara geldiklerinde, kendilerine ait bir medya yoktu.

    milligazete, akit falan gibi kuruluşlar vardı. ama hiçbirisi bugünkü takvim, star, a haber, atv gibi değildi. bu kanallar ve gazeteler kayıtsız yalakadır.
    sorun hükümetin medyası olması değil.
    sorun bu medyanın hangi paralarla kurulduğu.

    melih gökçek'in bile kanalı var.
    melih gökçek'in mesleği ne?
    gazetecilik.

    babadan kalan mal mı var?
    bilinen yok.

    lan o zaman bu kadar mal nasıl oldu?
    televizyon kurmak bu kadar kolay mı?

    her gazeteci bu kadar zengin mi olmuş?
    kaç tane kendi emeği ile zengin olan var?
    benim bildiğim yok.

    cinali'nin oğlu singapur'da elinde viski kadehi kumar oynarken görüntülendi.
    ulan bu ülkede kaç kişinin singapur'a gidip gelecek uçak parası var.
    o parayla milyonlarca aile 1 ay geçiniyor.
    tombiğin içtiği viskinin, göbeğini tatmin edecek kadar yiyeceğin ve gece kalma parasının hesabını bile yapmıyorum.

    nereden geliyor lan bu paralar?
    bu adamın babası mühendis, annesi öğretmen. kendisinin gemicikleri var.

    gemicikleri nasıl almış lan bu kişi.
    azıcık düşünün.

    gidin araştırın müsiad denen çakma işadamları ne iş yapıyor.
    ben sana söyleyeyim ne yaptıklarını.

    çoğu çin'den ithalat yapıp, kaçak olarak bu ürünleri iç pazara sokarak, paranın dibine dibine vurdular.

    iş adamı değil lan bunlar.

    bunlar akp iktidara gelmeden önce mahallede dükkanları olan, şark kurnazı tüccarlar.

    müsiad üyeleri bu ülkeye katkısı olan kaç tane fabrika kurmuş?
    ne geliştirmişler bugüne kadar.

    tek yaptıkları reislerine biat etmek ve parsayı kapmak.

    fikirtepe'ye giren inşaat firmalarının geçmişlerini inceleyin.
    bu inşaat firmaları kaç yıllık firmalardır?
    sahipleri kimlerdir ve nasıl siyasi bağları vardır?
    bu bağlar sayesinde neler elde ettiler neler verdiler?

    mesela 4 harften oluşan bir inşaat şirketinin bağlantıları çok ilginçtir.
    adam akp iktidara gelene kadar trabzonda iş yapmış. akp ile ankara'ya transfer olmuş. ankara'da yaptıkları normal mahalle müteahhitinin yaptıkları. ardından fikirtepe gibi istanbul'un gözbebeği bir yere sıçramış. taş çatlasa 25 senelik firma.
    daha da ilginç olan kısım geliyor.
    bu adam karadeniz teknik inşaat mezunu.
    ne var mı bunda?
    eski adı bayındırlık ve iskan bakanlığı olan yeni adıyla çevre ve şehircilik bakanlığı yapan insanların özgeçmişlerine bakın.

    fikirtepe'de insanların malına devlet gücüyle el koyulması için avuçlarını ovuşturan daha hangi şirketin sahiplerinin siyasilerle ne bağları var, azıcık araştıran bulur.
    daha da araştırmak isteyen, istanbul'da ki belediyelerde, güzide ülkemizin hangi bölgesinden gelen insanların hakim olduğuna bir baksın.
    hangi ilimiz aslında 6 milletvekili çıkarma hakkı varken, mecliste bu ilimizden 60-70 tane milletvekili var.
    bu adamlar buraya nasıl geliyorlar?
    istanbul.

    para müteahhitlik işi yaptıkları için bunlarda ve partilerin de paraya ihtiyacı var. sadece akp'den değil bu milletvekilleri.
    birileri zannetmesin ki akp gidince bu düzen değişecek.
    akp uzun süredir iktidar da olduğu için, bu durum hepten içinden çıkılmaz bir hal aldı.

    matematik diye bir bilim var. matematik bilen adam, bir inşaat şirketinin 15-20 senede nasıl bu kadar büyüdüğünün mantıklı açıklaması olmadığını bilir.

    tek açıklama kayırmadır.

    fikirtepe'de yandaş inşaat firmaları metrekaresi 5 bin, 10 bin tl'den arsa toplarken devlet müteahhitlere metrekaresi 30-40 bine arazi sattı ve hakkını savunup 5 bine arsasını vermeyenleri rantçılıkla suçladı.

    anayasaya aykırı olarak afet bölgesi ilan edip, insanların arazisini kamulaştırmaya kalktı. danıştay'dan döndü bu iş ama insanları paniğe sevk ettirip yandaş, haramzede firmaların kucağına ittiler.

    sözleşmelerde olduğu söylenen hiç bir madde olmadığı halde, onbinlere alenen yalan söyledi bu firmalar.
    insanlar kamulaştırma korkusundan teminat mektubu olmadan, şirkete karşı fakiri fukarayı koruması gereken hiç bir bağlayıcı madde olmadan bu sözleşmelere kamulaştırma korkusu ile imza attırıldı.

    devlet neredeydi lan?
    devlet zenginin yanındaydı. daha doğrusu devleti yönetenler zengin ettikleri ve zengin ederken kendilerine pay verenlerin yanındaydı.

    insanları per perişan yerlerinden yurtlarında edip, sonra kömür yardımı yapmakla olmuyor bu işler.

    türgev'in kuruluş tarihine gidin bakın. 28 şubattan sonra tayyibin adamlarının mahkemelerde verdikleri ifadeleri okuyun. türgev nedir, ne iş yapar öğrenin.

    birilerinden ihale karşılığı para nasıl alınır yazayım buraya.

    gidip bir vakıf kuruyorsun. kağıt üstünde son derece ulvi amaçları olan, gerçekten de müthiş işler yapabilenleri olan vakıflar bunlar.

    fakat, kimse bu vakıfları boşuna kurmuyor.
    mesela trolistan'da belediye başkanısın. değerli bir arazinin imara açılmasını isteyen bir şirket var.

    bunlar senin vakfına işin büyüklüğüne göre bir para yatırıyorlar. bu parlar öyle 10 bin, 20 bin değil. milyon dolarlar bunlar.
    vakıf yönetiminde sen yoksun. senin 1. ve 2. dereceden akrabaların yönetim kurulunda. aslında gölge başkan sensin. bunu tüm piyasa da biliyor.

    para vakfa yatınca, sende firmanın istediğini yapıyorsun.

    böyle böyle paraları cukkalıyorsun.

    bu parlarla sonra televizyon ve gazete kurup, kendine adam tutuyorsun. bu kadar basit haramla para kazanmak.

    peki bu paralar kimin cebinden çıkıyor?
    tüm vatandaşların cebinden.

    böyle yapa yapa servet transferi yapıyorsun.
    bu işleri yapanlar hiç bir şekilde ihracatı arttıracak yatırımlar yapmadıkları için, içerdeki sabit olan paradan aldıkları pay artıyor. böylece sıradan halk gittikçe fakirleşiyor.

    bunu ört bas etmek için ne yapıyorsun?
    şansa bak ki, dünyada döviz ucuz. içeriyi kuru düşük tutarak paraya boğuyorsun.
    gözün doymuyor ve ihalelerden daha çok para götürüyorsun. tabi bir yerden sonra o kadar çok adam besliyorsun ki, o paraları kurduğun sistemi ayakta tutmak için bulmak zorundasın.

    arada da, senin gibi belediye başkanlığından bu şekilde para kazanan rakipler çıkıyor. oğlunu bulunduğu ilin sanayi odası başkanlığına aday gösteriyor. bir de bunlarla uğraşıyorsun.

    bu şekilde elde edilen haksız kazançlar ekonomik dengeni bozuyor. yozlaşma gün geçtikçe artıyor. sadece kendi çarkını döndürmek için, koca ülkeyi bir sektörü ayakta tutmak için seferber ediyorsun.

    uzun yıllardır devam eden ve dışarıdan borçlanacak ucuz döviz bulabildiğin dönem bittiği için hortumcu fon kuruyorsun. çünkü o sistem devam etmek zorunda. çünkü senin gibi yapan ve zor baş ettiğin trolistanın başka belediye yetkilileri var.

    bu sistemi devam ettirmek için aldığın dövizleri ödeme zamanı geliyor. aldığın paraları ihracatını arttıracak sektörlere yönlendirmek yerine, başını senin çektiğin bir har vurup harman savurma furyasına yönlendirdiğin için çok boktan bir yere varıyorsun.

    sonra döviz artmaya başlıyor. aslında elinde bir silah var ama sistemini devam ettirmek için onu kullanamıyorsun.

    fırsatı gören yatırımcılar gelip senin merkez bankandan düşük faizle borçlanıp, içeriden döviz alıp, sonra bunu daha yüksek faiz veren ülkelere satıyorlar.

    yani bokunu örtücem diye istemeden de olsa başkalarını da zengin ediyorsun.

    ülkeni kendi aç gözlülüğün yüzünden savunmasız bırakıyorsun.
    sonra bize operasyon yapıyorlar diye bas bas bağırıp, taraftarlarını yanına toplayıp safları sıklaştırıyorsun.

    dünyadan bir haber olan haram yiyenler ise ne dersen kabul ediyorlar.

    dindar nesil istiyoruz diyorsun, sonra da deniz kumundan yaptığı evleri sattığını televizyonda itiraf eden ve kazandığı haram paraları çok sevdiğin dine aykırı olarak çeşit çeşit, para ve paranın alabildikleri için vücutlarını satan kadınlarla yiyen mafyavari bir herifle yediğin içtiğin ayrı gitmiyor.

    eeyyyyyyy trolistanın yöneticisi, sen bildiğin en azılı pragmatist, oppotunist adamsın. işine geldiğinde din, gelmediğinde başka bir kılıf.
    samimi ol samimi.
    kalıbının adamı ol azıcık.

    işte bu tavırların, garibana acımasızca zulmetmen ve sana biat etmeyeni linç eden tavırlarından sonra, bir de destek istiyorsun.

    işte bir ülkeye operasyon böyle çekilir.
  • adam ciddi ciddi 1950'de o kadar şimdi bu kadar istatistik değil rakam önemli demiş, beni kafası basmamakla suçlayıp, facebook'tan almıştır falan demiş, şaka değil ciddi ciddi. adımın önüne de tc koyayım mı, ister misin? bu adamlar olduğu sürece başbakanın teki 2000'lerin teknolojisiyle açtığı metroyla 10. yıl marşı'na laf sokar, öbürü de yabancının yaptığı hızlı internet ülkesine geldi diye övünür, güçlerini aldıkları kitle bu çünkü.

    şimdi bu adam 1950'de dünyadaki tüm ülkelerin bugünkü gelir düzeylerinde sadece türkiye'nin düşük gelir düzeyinde olduğunu falan düşünüyor muhtemelen. son 15 senede herkes olduğu yerde dururken sadece türkiye büyüdü zannediyor. ya da bizi çok fena trollüyor, başka açıklaması olamaz. hayır bunun gibi milli gelir üzerinden gelene parasal genişleme politikası, özelleştirmeler, nüfus oranı falan deyince de kıskanç falan der muhtemelen. çünkü adam ciddi ciddi dolar üzerinden yapılan bir kıyaslamaya (bak tl demiyorum), orana, toplanan vergi oranları/miktarları falan da yazılmasına rağmen ve dünyadaki yeri değişmemişken (17) 20'nin nasıl 22 yapılacağını falan anlatmış. ha bir de 2009'da dünyada çok büyük kriz olmuş.

    biz onu teğet geçti sanıyorduk ama refere ettiğim 1950-2002 arasında 27 mayıs, 12 mart, 12 eylül, 1974 kıbrıs çıkarması, 1984 kıbrıs'ın bağımsızlık ilanı, körfez savaşı, 94-2001 krizleri ve 99 depremi yaşanmasına rağmen büyüme oranını küçümseyen arkadaş 2009 krizinden bahsediyor. (2002-2014 arası dediğim için darbe falan da diyemiyor garibim)

    mesela 1950 hükümetimiz özel iletişim vergisiyle gsm firmalarından inanılmaz paralar kırmıştır, hiç değinmedim bak ben buna. ecevit hükemeti zamanında milyonlarca ıphone, note 5 satılmış, devlet vergilerle apple'dan, samsung'dan daha fazla kar etmesine rağmen batmıştır. onun dışında internet biliyorsunuz özal döneminde çok iyi vergi bırakıyordu devlete. çiller de sağolsun tüm dünyada 4g olan bizde 4,5g olup 2,750 milyon euro para sokmuştu kasaya en zor dönemde. %27'lik ötv'yi %45'e çıkarıp, sigara, alkol vs her şeye inanılmaz zamlar yapan da hep eski hükümetler. bir de 2002'ye kadar telekomdu, tüpraştı, tekeldi ne varsa özelleştirdiği için eski hükümetler akp'ye hiçbir şey kalmamıştı. fed de sağolsun bu zamana kadar hep yüksek faizle dolar sıkılaştırdığı için 230'a 23 ekleyen akp'yi anlayamamışım ben kusura bakmayın.

    daha çok yazarım da güzelim pazar günümü zehir etmeye gerek yok, zaten bu entry iki başlık için de geçerli olmalı. arkadaşın ülkenin en iyi üniversitesinden mezun olduğunu düşünürsek türkiye'de eğitim düzeyiyle ilgili başlık varsa ona da katkı olsun bu entry...

    not: bu arkadaştan emin değilim ama genel olarak konuşmak gerekirse sümeyye hanım'ı uyarmak istiyorum. troller gece vardiyalarını çok boşluyor efendim, en boş adamları tek başına nöbete dikiyorlar ekşi'ye, arz ederim...
  • bu arada şu avm'ler üzerinden kriz kıyaslaması konusunda sadece gözlem yazılıyor. daha bugün benim de gördüğüm avm'nin tıklım tıklım olduğu ama kimsenin elinde poşet vs olmaması. restoranlar, cafeler, lcw dışında çok rahat iş yapılamıyor bence de ama gözlemle olmaz.

    hep deniliyor ya sektörden arkadaşlar yazsın diye, hatta inşaat konusunda faydalı bilgiler veren arkadaşlar da oluyor. avm'de çalışan arkadaşlar da yazsa neler olduğunu, ciro değişimlerini, işten çıkarmaları, kapanan/açılan dükkanları da bizim veriye dayanmayan olumlu/olumsuz gözlemler havada kalmasa...
  • biraz emlak fiyatlarıyla ilgileniyorsanız anlayacaksınızdır. internete girin bakın. daha önce ev bulmanın çok zor olduğu boğazın bazı yerlerinde evler satışta, hem de değerlerinin altında. insanların işleri iyi değil. sanırım mallarını satıp işlerini kurtarmaya çalışıyorlar.
  • melih gökçek dinozorlarını satsa ekonomi rahatlar ama zor ikna etmek. vermez dinozorlarını.
  • çürük elmaları değil kobileri eleyecek olan krizdir. ve evet hükümet destekli yandaş firmalar daha da güçlenecek. devletin neredeyse 10 milyar faizsiz kredi dağıtması ne demek biliyor musun sen? referanduma kadar parayı varlık fonundan dağıtalım, sonrası allah kerim. bundan sonra hani olur da başka bir hükümet gelirse bu enkaz ona ömür boyu yeter.
  • hafifletilmesi için alınan tedbirler varlığına en güzel delil.

    (bkz: 3 şubat 2017 beyaz eşya ötv indirimi)
    (bkz: 12 ocak 2017 bddk nın ııra kararı) not indirimi sonrası bankaların sermaye yeterlilik oranları düşmesin diye yapılmış bir numara
    (bkz: 10 ocak 2017 tcmb zorunlu karşılık indirimi)
    (bkz: 12 ocak tcmb haftalık repo ihaleleri kararı)
    (bkz: 16 şubat inşaat malzemeleri kdv indirimi)
    (bkz: 31 ocak 2017 20 yıl vadeli konut kredileri kararı)
    (bkz: 22 şubat 2017 yabancıya konut satışı kdv indirimi)
    (bkz: 2017 şubat büyükanne maaşı uygulaması)
    (bkz: 18 ocak 2017 kredi sicil affı)
    (bkz: 24 ocak 2017 devletin usd alacak kur sabitlemesi)
    (bkz: 9 şubat 2017 zimmet suçu kapsamının daraltılması) [by @vosvos ]
    (bkz: şubat 2017 istihdam paketi)
    (bkz: aralık 2016 kgf kararları)
    (bkz: şubat 2017 varlık fonuna devirler)
    (bkz: temmuz 2017 takipteki krediler g.menkul esnekliği) detayı şurda
    (bkz: gelir vergisi diliminin %30'a yükselmesi)
    (bkz: 27 eylül 2017 vergi zamları açıklaması)

    bunlar ilk akla gelen çuvala sığmayan mızrağı gizleme numaraları

    daha da yapılacak olanlar var. tcmb'nin zorunlu karşılıklarla ilgili kararı var sırada.

    bunlar devletin zaten vatandaşına yapması gereken iyilikler idiyse niye geçen sene yapılmadı da bu sene yapıldı diye de bir sormak lazım. devlet istihdamı artırmak konusunda gösterdiği baskıyı neden geçen sene yapmadı acaba bir düşünmek lazım.

    muhakkak atladıklarım, tarihini yazmadıklarım falan vardır. aklıma geldikçe mesajlar geldikçe düzeltirim.
  • kapıda biraz bekledikten sonra sağ ayağını eşikten içeri atmak üzere olan kriz
hesabın var mı? giriş yap