• covid-19 üçüncü karantina döneminde italya cephesinden dün gelen covid-19 kararı. karara göre;

    - “yeşil pasaport” uygulamasına geçiliyor. covid-19 riski taşımayanlar bu hakka sahip olacak.
    - sosyal hayat aşılanma üzerine kuruluyor.
    - tüm kapalı alanlarda düzenlenecek aktiviteler ve organizasyonlar için aşı zorunluluğu getiriliyor.
    - kapalı alanlara sahip tüm kafe ve restoranların kapalı alanlarında bulunma hakkı için aşı zorunluluğu getiriliyor.
    - tüm konserler, festivaller vb. organizasyonlara katılım için aşılanma şartı konuyor.
    - tüm stadyumlar vb. alanlarda düzenlenecek spor müsabakaları için aşılanma şartı getiriliyor.
    - tüm spor salonları, fitness salonları ve yüzme havuzları gibi spor ile alakalı tüm alanlarda bulunabilmek için aşılanma şartı getiriliyor.
    - tüm müzeler, tiyatro ve sinema salonları vb. kültür-sanat etkinliklerine katılabilmek için aşılanma şartı getiriliyor.
    - tren, uçak veya otobüs ile seyahatte aşılanma şartı getiriliyor.
    - yukarıdaki tüm maddeleri aşılanmadığı için sağlayamayanlar son 48 saat içerisinde aldığı negatif test sonucunu bildirmek zorunda.
    - yakın zamanda covid-19 geçirenler otomatik olarak “yeşil pasaport” sahibi oluyor.

    fransa'dan sonra italya da benzer kararla karşımıza çıkmış oldu.

    başlangıçta bu tarz şeyleri desteklemiyor, hümanist yaklaşmaya çalışıyordum ama aşı karşıtı dangalakların sesi çok fazla çıkmaya başladığından beri son derece katı düşünmeye başladım.

    pandemiyi yenip normal hayata dönebilmemizin tek yolu aşılanma. aşı karşıtı bilimsiz, cahil ve nadan kitlenin önüne geçebilmenin yolu da yok. bunları aramızdan ayırmamız gerekiyor ki normal hayatımıza dönebilelim. aşı olmuyorsan da cebinden ödediğin parayla testini olur arama katılabilirsin. o iğrenç bilimsiz sesinize daha fazla tahammül etmek istemiyorum. tahammül de bir yere kadar. eski hayatımı geri istiyorum ve bunu engelleyen size benim yeni hayatımda yer yok!

    https://www.independent.co.uk/…urants-b1889194.html
    https://www.nytimes.com/…-proof-activities.amp.html
    https://www.theguardian.com/…cinations-restrictions

    (bkz: covid-19 üçüncü karantina dönemi)

    edit: şöyle bir acil durum var iletmem gereken:

    “ankara tıp fakültesi cebeci'de lösemi tedavisi gören abim için acil ab rh+ aferez trombosit kana ihtiyaç vardır.
    irtibat: belgin tiryaki
    05054785349”
  • olması gerekendir. darısı türkiye'nin başına.

    (bkz: aşıyı reddedenlere kısıtlama gelsin)

    edit: bir suser rica etti paylaşıyorum:

    "ankara tıp fakültesi cebeci'de lösemi tedavisi gören abim için acil ab rh+ aferez trombosit kana ihtiyaç vardır.
    irtibat: belgin tiryaki 05054785349"
  • sonunda cesur yürekli bir politikacinin cikip gercekleri cesaretle ifade edebildigi yasalastirdigidir.
  • ılıkgötlü alman politikacıların -en azından seçimlere kadar- asla takip etmeyeceği kararlar. ülkede aşılanmamış 32 milyon kişi var kimsenin umrunda değil. eylül ayındaki seçimden başka şey düşünmüyorlar.
  • ey josef mengele'nin ruhu, şad ol emi... biliyorum şu an zebaniler sırtında odun kırıyor ama olduğu kadar artık..
  • "sonondo cosor yoroklo bor polotokoconon cokop gorcokloro cosorotle ofodo odoboldogo yosolollos"... cümle kurmayı bile beceremeyen mercimek beyinli faşistlerin hoşuna giden geçici kararlardır. yangına körükle gitmeye devam edin.

    sanki covid19 aşısı(aşı da demeyelim buna, 5-10 sene, 20 sene süren klinik çalışmalardan sonra onay almış diğer ve hepimizin vurulduğu aşılara haksızlık oluyor) için imza alınmıyor, olan kişi başına bir şey gelirse haklarından feragat etmiyormuş gibi herkese bu deneysel sıvıyı vurulmaları için baskı yapan arkadaşlar hakikaten zavallı ve biçare durumda.

    daha da keskinleştirin dilinizi.
    olmayanlara, bu sansür ve şakşakçılığı sorgulayanlara sayıp sövün, beddua edin.
    emin olun başınıza çok iyi şeyler gelecek bu tutumunuzdan ötürü.

    edit: hayır, bu kararın, ileride ne gibi toplum düşmanı kararlara yelken açabileceğini, aslında sarı öküz olduğunu görmemek için ya çok saf ya da moron olmak gerekiyor. aşıyı olanlar da covid oluyor, hatta aşısızlara oranla daha fazla hastaneye yattığı veriler geliyor hem ingiltere'den hem israil'den. birkaç haftaya ortaya saçılır tamamen zaten. oldubittiye getirilmeye çalışılıyor basbaya.

    *

    aşı olduysan sen hastaneye yatmaktan korunuyorsun, öyle diyorlar aşıyı pazarlayan üreticiler, bazı seçilmiş doktorlar ve bu propaganda için para alan ünlüler, güvenilmez politiakcılar ve medya. olmayanlarla derdin nedir?

    olmayana olan bu önyargının sebebini insan psikolojisine bağlıyorum.

    bizim gibi düşünmeyenleri, bizim aldığımız kararları almayanları sevmeyiz.
    insan, böyle bir varlık. aslında fazla şaşırmamak da gerek.

    aşı olanların yarısından fazlasının toplum sağlığını umursadığını düşünmüyorum.
    çevremdekiler dahil, çoğu kişi, hareket alanlarının kısıtlanmaması için mecburen gidip aşı oldular.
    diğerleri de sosyal medyada garip gureba etiket ve badge'lerle bunu paylaşmak için oldu.
    bunu elitlik, yüksek zümreye ait bir şeymiş gibi gördüler.

    kimseyi yargılamıyorum. herkesin kendi bedeni ve kendi hayatı.

    fakat olma konusunda çekincelere sahip insanlara ana avrat küfür etmek, beddua etmek, bu insanların kötülüklerini istemek biraz ekstrem. bu konuda objektif 2. bir düşünce olduğunu sanmıyorum.

    aşınızı olun lafı da son derece duyarsız ve hebele hübele bir söylem.

    önce bakmak gerek, olacak insanın herhangi bir alerji öyküsü var mı, kalbi veya diğer hayati organları ne durumda.
    hangi kronik rahatsızlıklara sahip? bunlara bakılmadan pat pat vurulması gerçekten çok anlamsız ve sakil. sağlıklı insanların, oluşabilecek herhangi bir komplikasyonda vebaline giriyorsunuz. adam seni dinleyip bu sıvıyı vurulsa, sonra kalıcı bir rahatsızlık edinse ve sana gelse hesap sormaya kalksa -ki bu da anlamsız aslında- ne düşünecek, hissedeceksin?

    diyeceğin şeyi biliyorum. ya covid olursa? ya covid yüzünden kalıcı bir hasar görürse?

    tamam işte. bu yüzden kimseye kendi görüşümüzü empoze etmeye çalışmamalıyız.
    ben henüz olmamış olsam da çevremdeki arkadaşlarımın %90'ı oldu, ailemden insanlar oldu.
    hiçbirine karışamam, çünkü dediğin gibi vebal almak istemem. herkesin kendi kararı.

    biraz etraflıca düşünmek gerekiyor meseleyi ama toplumun büyük bir kısmı bu yetiden yoksun.
    bu yazdıklarım sizi sinirlendirebilir, yüksek perdeden atıp tuttuğumu düşündürebilir.
    inanın umrumda değil.

    herkes bir görev üstlendi işte.
    en vasat, topluma faydasız insanlar dahi bu pompalamada, propagandada rol alarak kendini önemli ve ulvi hissetme derdinde.
    bunu çok iyi anlıyorum.

    bence herkes kendi işine, kendi vücüduna, kendi bağışıklık sistemine bakmalı, ve sadece bunlardan sorumlu olmalı.
  • aşı olmamış biri olarak tek şartla destekliyorum bu arkadaşları. tamam yasaklayın aşısızları her yerden, evden dahi çıkamayalım ok. ama pandemi buna rağmen bitmediği takdirde (ki bitmeyecek) bize de bu aşısızlara şöyle böyle diye yardıranların götüne o flakonları tek tek sokma hakkı verilsin. hodri meydan amk.
  • mantıklı karardır, tamamen normale dönmek için olması gerekendir.

    bizim ülkemizde de olacak olandır.
  • bu geleneksel herhalde. tipik avrupa
  • aşı zorunluluğu değil aşılıları koruma önlemleridir. dileyen herkes aşı olmamakta hala özgür.
hesabın var mı? giriş yap