• basına yansıdığı kadarıyla konuşabilirim; katil zanlısının maktulleri önceden alenen tehdit etmesi bir yana, cinayetleri işledikten sonra verdiği ifadesi kişilik bozukluğuna ve daha büyük bir suça dair ipuçlarının vitrini gibi:

    --- spoiler ---

    hürriyet haberinden:

    eczacılar özler kiriş (34), gürsu ulaşan (53), ilknur yüce (50) ve hikmet türk (49) dün türkmen hakkındaki soruşturmayla ilgili olarak kendi aralarında bir toplantı yaptı. bu toplantıdan önceden haberi olan tükmen de bulundurma ruhsatı olan silahını da yanına alarak hastaneye gitti. eczacılar, toplantıda türkmen’in başka birime gönderilmesi kararı aldı. kararı öğrenen türkmen, saat 10.40’ta eczacıların oturduğu karşılıklı 2 odayı silahla bastı. türkmen, eczacıların üzerine kurşun yağdırdı. eczacılardan yüce, ulaşan ve kiriş olay yerinde yaşamını yitirdi; ağır yaralanan türk yoğun bakıma alındı ancak kurtarılamadı. türkmen’in, eczacıları vurduğu odada bulunan bir hastane personelini dışarı çıkardığı, ardından ateş etmeye başladığı öğrenildi.

    (...)

    emniyete getirilen enver türkmen’in yapılan ilk sorgusunda, kendisine iftira atıldığını belirterek “ekmeğimle oynadılar, beni başka yere sürdürmek istediler. bugün (dün) de onun için toplantı yapıp karar almışlar. bunu duyunca cinnet getirdim. olayın bu noktaya gelmesini onlar istedi” dediği öğrenildi.

    --- spoiler ---

    cinayetten önce dört kurban kendi aralarında toplanıp bu kişiyi kurumun başka yerinde görevlendirilmesi konusunu konuşmuşlar. o da cinayetten sonra "ekmeğimle oynadılar" demiş. hayrola? aldığı maaş dışında başka bir "ekmek" mi vardı o birimde? sanırım bu cinayetlerin arkasından kurum içinde örgütlü bir çıkar amaçlı suç şebekesi de çıkar.

    sosyopatlar, içgörüleri sığ kişilerdir. yani bunlardan empati kurmaları beklenmez. bu yüzden, süperegoları neden-sonuç ilişkisinden yoksundur, özne-nesne arasındaki bağlantıya bakan mercekleri deforme olmuştur. vicdanları yoktur demeyelim de seçicidir; bir yaralı kediye günlerce ağlayıp aynı anda katliam yapabilirler.

    buna ilaveten, "olayın bu noktaya gelmesini onlar istedi" demek, işlediği suçun sorumluluğunu başkalarına devretme gayretidir. dün de bir havuz müteahhidi, cumhuriyet gazetesini "adamı katil edeceksiniz" ifadesiyle tehdit etmişti. yani bir cinayet işlencekse bunun öznesi ben değilim sizsiniz diyordu. bu ifadelerde kullanılan ortak kip tesadüfi değildir. bu dönemin ürettiği ve günbegün pekiştirdiği sorumlular kurbanlardır anlayışının çok da elverişli dışavurumlarıdır.

    ayrıca merak ediyorum; her bir boka karışan hsyk bu katliamın öncesinde soruşturmaya yer olmadığına karar veren cumhuriyet savcısı hakkında bir yerlere not düşüyor mu? yoksa bu tür "görev kazaları" savcılık mesleğinin nazar boncukları mı?

    .
  • ecz. ilknur yüce üniversitede sınıf arkadaşımdı. sessiz, kibar, çok iyi niyetli bir kızcağız. şimdi 2 yavrusu öksüz kaldı. suçu, bir çomarın hırsızlığına engel olmak istemesi. bu çomarları şımartan, cahilliğe, vandallığa övgü yağdıran, prim veren herkes bu cinayetin suç ortağıdır. kaçanlar kurtuldu bu çomaristandan, kalanları da teker teker öldürecekler. sadece sıramızın gelmesini bekliyoruz, kurbanlık koyunlar gibi.
  • "yakalanan enver t, ilk ifadesinde, arkadaşları tarafından hırsızlıkla suçlandığını iddia ederek, bu nedenle bulundurma ruhsatlı tabancasıyla olayı gerçekleştirdiğini söylediği öğrenildi."

    adama hırsızsın demişler, o da hayır değilim diyip katil olmuş.

    trajik!
  • anlık bir tartışma sonucu olmadığı ayan beyan ortada olan bir olay. çalışanlardan biri silahlı bir şekilde iş yerine geliyor ve husumet yaşadığı kişileri kurşun yağmuruna tutuyor...

    bir kişi hakkında disiplin soruşturması var ve kendi üstü pozisyonda çalışan 4 kişi bu kişi hakkında şikayetçi olmuş. normal şartlarda o kişinin o birinden farklı bir yere verilmesi ki hırsızlık gibi bir suçlama varsa pahalı ürünlerin veya kontrole tabi ürünlerin olduğu yerlere ulaşmasını engelleyecek adımların atılması gerekir. yok uyumsuzluk varsa ki - duyumlarıma göre eczacılar defalarca bu kişinin tehditlerini belirtmişler- böyle bir soruşturma var ve bu kişiyi hala aynı ortamda tutuluyor. bunlar yaşanan bu katliama zemin hazırlamaktan başka birşey değildir.
    rektör çıkıp aralarındaki uyuşmazlık nedeniyle çıkan tartışmada 4 kişi ölmüştür diyor pişkin pişkin . ulan amirin sorumluluğunda değil midir uyuşmazlığı bu noktaya varmayan önce gerekli tedbirleri almak. çıkıp ç terör yada siyasi bir eylem değildir demek seni daha fazla sorumlu kılıyor...

    edit:imla
  • yastayız!!!!

    ankara üniversitesi tıp fakültesi cebeci fizik tedavi bölümü eczanesi’nde teknisyen olarak görev yapan enver türkmen, 4 eczaci arkadasimizla önce tartıştı. tartışma bir süre sonra kavgaya dönüştü. türkmen ardında eczane içerisinde saat 10.40’da aynı yerde eczacı olarak görev yapan gürsu ulaşan, ilknur yüce ve özler kiriş’i silahla vurarak öldürdü. yaralanan eczacı hikmet türk de doktorların çabasına rağmen hayatını kaybetti. saldırgan silahıyla birlikte yakalandı.
    o eczacılar ,usulsüzlük yapan eczane teknikeri için tutanak tuttu ..yasal işlem başlattı ve öldürüldü!!!
    tekniker hakkında soruşturma açıldığında “bu soruşturma sonunda eğer beni eczaneden gönderirlerse ben adamı mermi manyağı yaparım. ben öyle dört çapulcuya pabuç bırakmam” diyen bir adam öldürdü bu 4 eczacıyı...
    tehdit edilen eczacı şikayetinde şöyle yazdı ;
    “şüpheli enver türkmen’in bulundurma ruhsatlı silahı vardır ve bu silahı eczanede çekmecesinde bulundurmaktadır. şüphelinin kendisi hakkında yürütülen soruşturmada tanıklık yapmış olmam sebebiyle şahsımı iki defa alenen tehdit etmiş olması ayrıca silah bulundurması sebebiyle can güvenliğimin tehlikede bulunması sebebiyle şüpheliden şikayetçiyim.”
    delil yetersizliğinden kovuşturmaya gerek duyulmadı ve enver türkmen denilen bu zanlı bugün 4 eczacıyı öldürdü..
    bu zihniyet ,her şeyi zorbalıkla yapabileceğini düşünen günümüz psikolojisinin sonucudur . haksız olsan da kavga çıkarır tehdit eder sindirir olayları kendi lehime çeviririm yaptıklarımda yanıma kar kalır zihniyeti. tüm topluma yayıldı bir virüs gibi evlerde kavga kıyamet bunu göre çocuklar okullarda birbiriyle öğretmeniyle kavga eder , tüm toplum kavga halinde mutsuz çözümsüz zorba . elbette düzeleceğiz elbette bunların da tedavisi var ama daha kaç kişi bu eşkiya beyinlerle ölecek ..sıra ne zaman bize gelecek
    çok üzgünüm.. çok kızgınım ..
    görevinin başında işini dürüstçe yapmaya çalışırken öldürülen tüm meslektaşlarıma allah'tan rahmet, tüm yakınlarına baş sağlığı ve sabırlar diliyorum.
    tüm eczacılar
  • "ya devlet başa ya kuzgun leşe"
    atasözünü hatırlatan olay.

    sen devlet olarak usulsüzlük yaptığı için soruşturma açılan ve eczanede silahla çalışan ve eczacılara "sizi mermi manyağı yaparım" diyen birisi hakkında yapılmış suç duyurusuna takipsizlik kararı ver ve adam gitsin 4 eczacıyı öldürsün.

    bu ülkede dürüst bir şekilde çalışan ve usulsüzlüğe dur diyecek kimsenin can güvenliği yok.
    yasalar hırsızı katili mi koruyor , düzgün vatandaşları mı koruyor belli degil.
  • haberi almamla yüreğimi ağzıma getirmiş olay.

    ablam da ankarada bir hastanede eczacı. "4 eczacı öldürülmüş" haberinin saniyelik de olsa verdiği yürek çarpıntısı kadar pis bir şey yok.
    peki benim saniyelik çarpıntım geçti geçmesine de o ölen eczacıların ailelerinin acısı geçer mi?

    işyerin lan işyerin. hem de cebeci kampüsü içerisinde hastane eczanesi. böylesi bir olaydan hastane yönetimi, rektör sorumlu olmaz da kim olur?

    kendi hastanenin çalışanları, kendi malzemelerini de değil devletin malzemelerini, kanser ilaçlarını korumak için o teknisyenle tartışıyor, o adam ise onları tehdit ediyor, şikayet edilmesine rağmen görev yeri değişmiyor, eczazılara güvenlik sağlanmıyor, gelip güpegündüz silahı ile o iğrenç adam o insanları öldürebiliyor.

    ve sonra da hastanenin rektörü çıkıp aralarında husumet vardı diyebiliyor. ben böyle işin de böyle sistemin de amına koyiiim. keşke ama keşke bu işin peşi bırakılmasa diyeceğim ama giden gitmiş neye yarar?

    bu kadar az tepki görmesi de ayrı bir acı. hepinizin amk
  • 4 meslektaşımızın göz göre göre öldürüldüğü, rektör kişisinin basına, akıllara zarar bir açıklama yaptığı, haber kanallarının da katilin arkadaşlarıyla, "çok iyi biriydi, bunu yaptığına inanamam" minvalinde röportajlar koyduğu yüreklerimizi yakmış olay.

    hastane eczanesinde memur olarak çalışan zat hakkında, idarece soruşturma açılıyor, iş arkadaşları da bu konuda ifade veriyor, ifade verenleri, daha sonradan savcılığa da yansımış olduğu şekilde ölümle tehdit ediyor, ne ki savcılık iş yerindeki çekmecesinde silah bulunduran bu kişi hakkında delil yetersizliğinden takipsizlik kararı alıyor, olaydan sadece bir gün önce...

    ve bir gün sonra, 24 haziran sabahı kişi hastane eczanesine tekrar gelip, mesai arkadaşı 4 eczacıyı, gürsu ulaşan, ilknur yüce, özler kiriş ve hikmet türk'ü katlediyor.

    bazılarımız, hastane eczacılarının ne kadar naif olduklarını bilir, bazılarımız bu arkadaşlarımızı tanırdık, bazılarımız vicdanla hareket etti ve katledilenlerle empati kurdu. anlamadığım katille empati kurabilenler. bunu yaparken, onlar da ne yapmıştı acaba diye düşünebilenler. bir şey yapmadılar, bildiğin eczacı memurdu bu kişiler, üzerine bir koca hastanenin bütün ilaçları zimmetli, devletin malından sorumlu olmanın baskısıyla hareket eden insanlardı.

    rektörün açıklamaları akıllara zarar, utanç verici, ne kadar çok insanın ahını aldı hesabını kendi versin. el birliği ile; savcısı, rektörü, başhekimi bu olayın yaşanmasına giden yolu açmışlar ve bugün dört evde ateş, bizim elimiz kolumuz bağlı, çaresiz kalmamıza sebep olmuşlardır.

    üzgünüz, yastayız.

    hayatın basitliğini bilirdik ama bu kadar da ucuz olmamalıydı.

    http://www.istanbuleczaciodasi.org.tr/…anns_id=5617
  • ilknur u tanırdım, saldırgan eczanenin kapısını arkadan kilitliyor hepsinin göğsüne ve kafasına ateş ediyor
    öyle gazetelerdeki gibi anlık cinnet vs. olayı değil, taammüden adam öldürmeye girer.
    kurşunlardan birisi de kalorifer peteğine isabet etmiş içerisi su ve kanlar içerisinde kalmış. servislere ve ameliyathanelere ilaç da gitmediğinden cebeci kampüsü dün felç olmuş durumdaymış.
    katil türkiye koşullarında hafifletici sebep vs bahanelerle 8-10 yıl sonra aramızda döner artık..
    .
  • 24 haziran 2016 ankara üniversitesi tıp fakültesi eczacı katliamı.

    saat 15.30 gibi oturup ilk defa soluklanmaya fırsat bulmuştum. telefona gelen bildirimler arasında bir eczacı abimizin sadece eczacı’ya yazdığı “dışkapıdaki eczacı arkadaşlarımızdan haber var mı? “ sorusuna denk geldim. nolmuş dışkapıda diye hızlıca bildirimlerin arasında dolaşırken “ankara’da hastanede dehşet! 4 ölü manşetini görünce yok o kadar da olamaz dedim. dedim ama linki açınca o haberle karşılaştım. 4 eczacı öldü… yutkundum. boğazım düğümlendi. içimden kendi kendime reddetmeye çalışsam da, bir yanlışlık olmalı diye telkinde bulunsam da haberin detaylarını okudukça meslektaşlarımızın kimsenin aklının ucundan bile geçirmek istemeyeceği bir sonla hayata veda ettiklerini zorla kabullendim.

    olayla ilgili bilgiler detaylandıkça olayın vahameti daha bir gözler önüne serildi. artık kaşarlanmış eski bir memur. bu memurun yaptığı hırsızlık ve bu hırsızlıktan kendi cebine hiçbir fayda sağlamayacak ve olaydan dolayı denetleme noktasında sorumlu tutulacak ve zimmet çıkarılacak eczacı. haberlerde ne diyordu ulusal medya; “bulundurma ruhsatı bulunan silahıyla”, “çıkan tartışma sonucu”. olay sanki anlık bir tartışma sonucu çıkmış gibi kamuoyuna lanse edildi ve şu yazıyı yazdığım sırada, ana sayfadaki yerini kaybeden haberlere olayın asıl detaylarıyla alakalı en ufak bir ilave, güncelleme yapılmadan arka sayfalardan arşivlere doğru yol aldı.

    oysaki eczacı arkadaşlarımızdan sosyal medya vasıtasıyla öğreniyoruz ki olayın iç yüzü olduğundan çok farklı. olayın ben geliyorum diye haykıran bir mazisi var. teknisyen, kendisi hakkında şikayette bulunan meslektaşımı ve ona şahitlik yapan diğer meslektaşlarımı defalarca aleni bir şekilde ölümle tehdit ediyor. meslektaşlarım savcılığa suç duyurusunda bulunmalarına rağmen, savcı iş ortamında olur böyle şeyler minvalinde yaklaşarak, olayın soruşturulmasına gerek görmüyor ve dosyayı kapatıyor. idareciler belki savcılık soruşturması sonucundan güç aldıkları için, belki teknisyenle olan diyaloglarından, belki de olayı ciddiye almamalarından dolayı teknisyeni 4 eczacının şikayeti olmasına rağmen ve soruşturma sürerken uzun süre yerini değiştirmeye gerek duymuyorlar. yer değişikliğinin yapılacağı kararı alındıktan sonra ise caninin yaptığı onca ölüm içerikli tehdit dikkate alınmayıp, hiçbir tedbir alınmıyor. sonuç olarak savcı ve idareciler bu katliama davetiye çıkarıyorlar. teknisyen tetiği çekerken namlunun doğrultulmasına ortak oluyorlar.

    bu kadar ihmalin üzerine rektörün açıklaması da olayın vahametine üstüne adeta tuz biber ekiyor. ne diyor rektör ibiş ”bu yaşanan olayda herhangi bir siyasi ya da terör ilişkisi söz konusu değildir. hastane eczanemiz içerisinde çalışanlar arasındaki her yerde oluşabilecek bazı uyuşmazlıklar sonucu, ki bu da soruşturma konusu olmuştur.” meali; “ya siz bu olaya fazla takılmayın. önemli değil sadece 4 eczacı öldü. onlarda adamla anlaşamadıkları için. anlaşsalardı böyle olmazdı. hem her yerde böyle kavgalar oluyor. herkes birbirini silahla tehdit ediyor. ne var ki bunda. ayrıca biz zaten olayı biliyorduk bizim kontrolümüzde oldu. “. ben böyle yorumladım. başka türlü yorumlayan varsa çıksın söylesin. sayın ibiş; bu nasıl bir rahatlıktır. bu nasıl bir ifade ediş şeklidir. insan hiçbir şey söylemeyi beceremiyorsa en kötü üzüntüsünü belirtir, böyle şeylerin yaşanmaması gerekirdi minvalinde bir şeyler der kapatır. terör ya da siyasi cinayet değilse 4 eczacının öldürülmesi sadece mesleki tatsızlıktan öteye taşımamak nasıl bir aymazlıktır. hekim cinayetinde gösterilen reaksiyonun %1’i eczacı katliamına gösterilmemiştir. bu hipokrat yeminini etmiş birinin hipokrasisi değil de nedir. orada kendilerine emanet edileni korumak uğruna canlarını kaybeden insanların hangi şartlar altında çalıştıklarını görmesi gerekirken, olaya sebebiyet veren şikayet ve soruşturma sırasında yakalandığı algı tutulmasını yaşamaya devam ediyor. hala bu insanların ne için ve hangi şartlarda öldürüldüklerini görmezden geliyor.

    ölenlere allah'tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyorum. umarım yaşanan bu elim olaydan gerekli dersleri çıkarabiliriz.
hesabın var mı? giriş yap