• bu zıkkımı bozdurmak için berlin tegel'de komisyon ödemiştim.

    bir kere takside 100 euro kaybetmiştim ve kendime gelmem günler almıştı. aynısını bunun için düşünemiyorum. bugün itibariyle yaklaşık 3800 tl değerinde. el kadar dikdörtgen bir kağıt. kaybediyorsun ve kaldırıma çöküp uzanıyorsun. ambulanslar falan geliyor.

    acı bir durum.
  • iki sene önce kıbrıs’ta tatilde biraz casino biraz night club takılırken otele davet ettiğim hatunlardan biri 500 euro banknot bütünletmek istedi.

    “yanlış anladım sanırım, bozmak mı istiyorsun?” diye sordum. hayır tam tersine elindeki 20’lik, 50’lik, 100’lük euroları tek banknot yapmak istiyordu.

    nedenini sorduğumda şok oldum. ülkeden çıkarken en fazla 10.000 € nakit izni olduğunu, geri kalanını 500’lük banknotlar olarak rulo yapıp buzdolabı poşetine koyarak amına yerleştireceğini söyledi.

    böyle de bir kullanım alanı vardır.
  • erasmus odenegi olarak, yuce devletimden alin terimle aldigim 3 tanesi sayesinde, belcika’nin antwerp kentine indigim anda elmas tuccari olarak muamele gordugum mor para.

    yurdun parasini odiycez, ev sahibi kadinin kufretmedigi kaldi.

    bankaya git dediler ama eklediler, hesabin yoksa bozduramazsin dediler.

    redlight’a git orda hallederler dediler.

    ne yemek yiyebiliyorum, ne otobuse binip okula gidebiliyorum, ac ac bekliyorum.

    ben de hic birini dinlemedim ve bir turk gibi carrefour’a girdim. bir adet vivident sakiz aldim. 500’ü uzattim. kasiyer hic suratima bile bakmadi, aldi orijinal mi degil mi diye makinesine soktu, catir catir 50 likleri elime saydi, alstublieft dedi gulumsedi fisimi verdi.

    bu kadar.
  • çalıştığım şirket beni bir proje için paris'e 4 adet 500 euroluk banknotla yolladığında zorluğunu deneyimleme şerefine eriştiğim durum. allah'tan yanımda şahsi euro'larım vardı da sürünmekten ramak kala kurtulmuştum.

    420 euro tutan konaklamamda bile bunlardan birini verdiğim resepsiyonist kızın gözleri faltaşı gibi açılmıştı. "problem nedir bana 80 euro geri vereceksiniz" demesem öylece bakışacaktık.

    bir de tabi bozdurma olayım var ki ondan önce dillere destan. fransızca söylememe rağmen para bozdurmayı bilmiyorlar. uzun uzun anlattım: ben bunu vereceğim, siz de bana 5 tane yüzlük ya da 10 tane 50lik vereceksiniz. ya da istediğiniz kombinasyonda. yok diyor ki postaneye gideceksin. tamam diyorum orada bozacaklar mı? pul falan alırsan bozarlar diye cevap gelince ister istemez yarıldım. pul koleksiyonum mu var kardeşim benim :)))) neyse şanzelize'de bir döviz bürosunda al takke ver külah bozdurttum. orası ayrı matrak: adam diyor ki karşılığında hangi para birimini istiyorsun? ben de euro deyince, bu zaten euro dedi :)))) ben de dedim ki 5 tane 100lük alırsam daha memnun olacağım. 10 tane 50lik verdi :)))) canım benim iyilik olsun diye yaptı zaar.

    neyse size 500 euro banknot veren olursa bir yerine sokmasını öğütleyin, zira neredeyse kullanma şansınız yok.
  • elinize geldiyse yarrağı yediğiniz banknot. bozdurmak için ordan oraya sorarsınız.
    taşınması saklaması kolay olduğu için gayrimeşru işlerde talebi vardır, bozması toplaması zor olduğu için esnaf sevmez.

    ayrıca işin komik tarafı şudur ki genelde sahte euro banknotları en çok 20 ve 50 lerde olur. 500 euroları kullanmak bile zorken sahteciler basmaya yeltenmez çünkü eritimi zordur.
  • turkiyede bir öğrenciyi bu kağıt parçasıyla 6 aylık kirası peşin ödenmiş bir şekilde yuva sahibi yapabilirsiniz
  • tedavülden kalkmayan, sadece basımı durdurulan banknot.
  • kaybettiğini söyleyenleri gördüğümüz banknot. kendimi kaybederim de bu parayı asla kaybetmem aq
  • geçmişte yurtdışı eğitim için şirket seyahatten önce 4 günlük harcırah olarak bundan 1 adet bana teslim etmişti. tabi onu teslim alırken iyi lan rahat rahat her şeye yeter diye düşünmüştüm ama sıkıntının farkında değildim. bu benim ilk yurtdışı iş deneyimim olacaktı zaten daha çalışma hayatına atılalı 3 ay olmuştu oldukça tecrübesizdim diyebiliriz.

    seyahat yunanistan'a idi ve havaalanına iniş yaptım. kur farkından göte girmesin diye ufak tefek şeyleri de buradan harcarım diye düşünüyordum (hayal kuruyormuşum) o yüzden kredi kartını hiç aklıma getirmemeye çalışıyorum. günlerden pazar olması sebebiyle zaten bir çok yer kapalıydı, otele gideceğim taksicilere soruyorum 500 euro para bozamayız alamayız muhabbeti çekiyorlar. cebimde para ile mal gibi ortada kaldım. sonra taksiciler değişti, muhabbetten haberi olmayan yeni bir taksiye hiç konuşmadan bindim ve adresi verdim. tam hatırlamamakla beraber 50 euro gibi bir şey tutmuştu. vardığımızda adama 500 euro para verdiğim zaman adamın gözünden yaş gelecek gibi olmuştu. ben araç içinde beklerken pazar pazar adam yaklaşık 15 dakika parayı bozduracak yer aramıştı en son para üstünü bir şekilde getirebilmişti. eminim çok küfretmiştir ama küfür etmesi gereken kişi maalesef ben değildim. bu da 500 euro banknot ile böyle bir anımdır.
  • ben 200 olanı bile kullanamamıştım. üstelik otele bir haftalık konaklama ücreti için verdiğimde bile almamışlardı ya lan. en sonunda bir benzin istasyonunda sigara aldıktan sonra kabul etmişlerdi. üstelik baya da cool bir şekilde alırız dediler. anlamadım ki diğerleri mi göt bunların mı sülalesi rahat.
hesabın var mı? giriş yap