• silahlar gelirdi bir yerlerden, bilmezdik. aklının alamayacağı insanlar yanımıza geldi. konferanslarda ateşli konuşmalar yaptılar. durup düşünmedik geleceği.
    astronot niyazi vardı bizim gümüşsuyu yurdunda. gece gece gider hasta olmasına rağmen doğu ağırlıklı mahallelerde nöbetler tutardı taş ve sopalarla. bu fakültede boykot var diye diye bilimden geri kaldık. genelde üniversite rozetini takamazdık otobüs duraklarında, mahallede gören olmasın diye.
    hele ki 12 mart... yurtlar bölünmüş sağcılar edirnekapı yurduna, solcular gümüşsuyu yurduna gönderilmişti. askerler kutuplaştırmadan öteye gidemediler. 68'in çocuğu 78 doğdu zaten sonra.

    biz açtık evlat. kurtlu makarna yerdik bazen. üstümüz başımız pis olurdu. fakirin fakir olduğu zamanlardı. anlatıldığı kadar özgürlük güvercini öyle böyle güzel zamanlar değildi. yıkanacak sıcak suyu ısıtıp kafadan döke döke zorluklarla, yağlı saçlarla bir süre sonra çoğumuzda saçlar da dökülmeye başladı. tahtakurusu vardı o zamanlar salgın gibi, geceleri yakardı resmen. sigara içki peynir ekmek gibi giderdi. geriye baktığımda kötü zamanlardı evlat.

    bizzat kulaklarımla duyduğum babamın sözleridir bunlar. solculuk, sağcılık adı altında siyaset kimsenin hayatında kapanması güç yaralar açmasın temennimdir.

    tanım: siyasi bir harekettir.
  • çiçek çocuklar şimdilerde hepsi köşeyi dönmüş,kapital çocuklar olmuştur.
  • o devirden kalanlar varsa bu yıl 50. yıllarını kutlayacaklar.*
  • 2018 yılı 68 kuşağı’ nın devrim mücadelesinin 50 nci yılıdır..
    bu yıldönümü basın – yayında enine boyuna konuşulsun, tartışılsın, tv kanallarında özel programlar yayınlansın, hayatta olan 68 kuşağı bir araya gelerek anma törenleri düzenlesin isterdim

    68 isyanı tümüyle sol bir hareketti…
    kapitalist düzene, 3. dünya ülkelerinin egemen güçler tarafından sömürülmesine, oligarşiye, militarizme, faşizme başkaldırıydı… “kurulu düzen” e karşı “yeni bir düzen” öneriyorlardı…
    elbette marksist ilkeler doğrultusunda…
    bu yüzden işçiler, köylüler, ezilen halklar isyanın içinde yer almıştı…

    aslında temel olarak üç ilkeye yaslanmışlardı: bağımsızlık, özgürlük ve aşk…
    sloganları: “plus je fais l’amour, plus je fais la revolution” yani “ne kadar aşk, o kadar devrim!..” idi…
    cinsel özgürlükten yanaydılar; ama, (türk 68 kuşağı) hippilerin önerdikleri yaşam biçimini kendi içinde tutarlı görmüş olsalar da onların “serbest aşk” anlayışlarından ve psikoaktif maddelere olan yatkınlıklarından uzak durdular…

    68 isyanı sanıldığı gibi sadece boykotlardan, işgallerden, gösterilerden, mitinglerden, yürüyüşlerden, barikatlardan, çatışmalardan ibaret değildir…
    kitaptır mesela…
    ülkemizde hiç bir kuşak 68 kuşağı kadar kitap okumamıştır… (hiçbir dönemde 12 eylül’ de yakılan kitaplar kadarda kitap yakılmamıştır; bunu da belirtmiş olayım)
    sonra sonra?...
    tarih, sosyoloji, siyaset üzerine forumlar; kitlesel tartışmalar, araştırmalar, incelemeler, dayanışmalar, film gösterileri, müzik söyleşileri, türküler, halaylar, edebiyat, şiir, mizah, sanatta yeni arayışlar, buluşlar, yeni öneriler; cinselliğin keşfedilmesi, özgürleştirilmesi; kılık, kıyafet, davranış ve anlayışta dayatmalara karşı çıkılması ve dahasıdır…

    zamanında kızıl danny olarak bilinen, fransa 68 kuşağının liderlerinden daniel cohn-bendit avrupa parlamentosu’nda ettiği, “68’i unutun” … “biz devrimi çok sevmiştik,” sözünü bilen bilir …

    68 kuşağının unutulacağını sanmıyorum…
    evet, 47’ liler- 48’ liler dünyayı kapitalizmin elinden kurtaramadılar, düşledikleri siyasi devrimi başaramadılar; ama, sosyolojik olarak pek çok alanda devrimi başardılar…
    toplumdaki kalıplaşmış, kemikleşmiş ahlak anlayışının zincirlerini kırarak bireysel özgürlüğün, birey olma bilincinin yolunu açtılar… kadınlar toplum içinde seslerini duyurmaya, toplumsal alanda görünmeye başladılar… kitlelere isyan diye bir ruhun var olduğunu gösterdiler, bu duyguyu kültür ve ahlak olarak gelecek kuşaklara aktardılar… kendi içinde kapalı kalmış olan yerel, ulusal kültürün tozunu alıp evrensel kültürün raflarında yer açtılar… kültürleri birbirlerine yakınlaştırdılar… insanın kendi içindeki tutsaklığının zincirlerini kırdılar, onlara özgür ruhu aşıladılar…
    68 kuşağı’ nın 50. yılı kutlu olsun…
  • bu adamların okuduğu kitapların düzeyinin, ardıl kuşaklarda aynı seviyede devam ettirilmesine 12 eylül 1980 darbesiyle müsaade edilmedi. bu yüzden şimdiki gençler üretim yerine tüketimi, kaliteli sanat/edebiyat yerine, abuk sabuk youtube kanalları takip etmeyi seçti.

    düzeltme: imlâ
  • türkiyedekiler olabilecek en yüzeysel düzeyde ideoloji bayraktarlığı yapıp gençliklerini sikmiş, amerika gibi merkez kapitalist ülkelerdekiler ise hippilige vurup altı doldurulmamış reaksiyoner hareketlerle sikiş içki seks manyağı olup sevmediklerini ıdda ettikleri kapitalizmin poster çocukluğunu yapmışlardır. belkide tek olumlu yanları vietnam savaşında ve sonrasındaki siyasi olaylar sonrası batıdaki geleneksel " devlet iki yüzlü mü olur devlet baba yapmaz öyle şey " sanrısını kırmış olmaları
  • bugünkü kapitalist düzene daha henüz 60'lı yıllarda karşı çıkan topluluktur.

    matrix içinde ilk uyananlar gibi ama daha sonra matrix'e geri dönüp o tatlı huzurlu hayatı yaşamayı seçmişlerdir.

    çoğu gerçeği gördükleri halde devrimin uzak ve yorucu bir yol olduğunu görünce çark etti.

    düşüncelerinden vazgeçmeyenler ise artık aramızda değiller.
  • sağıyla soluyla bir bok beceremeyip ülkeyi fetöcülere teslim eden kuşak. sorsan en büyük onlar, en büyük direnişi onlar yaptı, ağızlarından palavralar, süslü cümleler eksik olmaz, icraat dersen sıfır.
    edit: imla
  • çoğu sağ-sol savaşında 70'lerde hayatını kaybetmiş bu eksiklik yüzünden 80 sonrası dönemde başarısız olmuş kuşak
  • benim gibi bayram tatilinde evde yalnız oturup güzel vakit geçirmek isteyenler için iki gündür 68 kuşağıyla, ama az ama çok, ilgili izlediğim filmleri aşağıya bırakıyorum. zaten çoğu bilinen, benim de daha önce bir çok kez izlediğim filmler ama maksat hatırlatma olsun :

    -(bkz: easy rider)
    -(bkz: the dreamers)
    -(bkz: nes en 68)
    -(bkz: zabriskie point)
    -(bkz: if....)

    buz gibi soğuk guinness draught eşliğinde altın vuruş için:

    -(bkz: woodstock 69)

    iyi seyirler...
hesabın var mı? giriş yap