• büyükleri için kötü geçen bir sezonun ardından ligin en hakeden takımın zirveye oturduğu ve bir fenerbahçeli olarak söyleyebilirim ki şampiyonlugunu ilan edecegini düşündüğüm maçtır.
  • mert nobre ile beraber izlediğim maçtır, geyik yaptık, coşkulandık ve şampiyonluğun göz kırpmasını beraber izledik nobre ile. nobre'ye sordum şampiyonuz dedi;
    http://img8.imageshack.us/img8/57/dsc000352.jpg

    ayrıca maçta neler yoktu ki?

    maça heyacanlı ve istekli başlayan bir beşiktaş;
    http://img7.imageshack.us/img7/264/dsc00021jlg.jpg

    direkten dönen topu öncesi hırslı yusuf;
    http://img7.imageshack.us/…mg7/3198/dsc00026omn.jpg

    ikinci yarıya daha umutlu ve daha istekli başlayan bir beşiktaş;
    http://img7.imageshack.us/…mg7/5669/dsc00027vxp.jpg

    şampiyonluk hasretiyle çok çile çeken coşkulu beşiktaş taraftarı;
    http://img7.imageshack.us/…mg7/7987/dsc00028lhm.jpg

    ayakta alkışlanan hırçın yusuf;
    http://img7.imageshack.us/img7/4969/dsc00029t.jpg

    ve artan şampiyonluk hissini taraftarıyla paylaşan kartallar;
    http://img22.imageshack.us/…22/3886/dsc00033rdo.jpg

    maçta bunların yanı sıra beş tane de hoş ve güzel gol vardı.
  • maçın 2-1 olduğu sırada ve ankaraspor'un baya tehlikeli geldiği dakikalarda (75-85 arası sanırım) beşiktaş yedek kulübesinin çeşitli açılardan gösterildiği maçtır. burda bir şey dikkatlerden kaçmadı ki kamera defalarca yedek kulübesini gösterdi. yusuf, erkan, hakan üçü yanyana saç stilleri falan aynı kalkmışlar takıma taktik veriyorlar. arkadaşlarını motive etmeye çalışıyorlar. işte bu durum beşiktaş'taki şampiyonluk havasının bir müjdecisidir. yedek kalan, hiç oynamayan adamlar bile sahadaki arkadaşlarının başarılı olmasını can-ı gönülden istiyorlar. son zamanlarda maçlarda diğer takım futbolcularının kendi içerisinde kavgaları gördükçe beşiktaşlı futbolcuların arkadaşlığı daha bir önem kazanıyor.

    bir ekleme daha yapayım. kamera yedek kulübesinde yusuf, erkan, hakan üçlüsüne döndüğü bir araydı. ankaraspor net bir gol kaçırmıştı.( adam tam ceza sahasında vuracakken ibrahim üzülmez arkadan yetişip topu almıştı) pozisyon sonrasında hakan bir küfür kombosu savurdu ki abartısız 20 saniye sürdü.(vay be ne pozisyondu mahiyetinde) bunu duyan erkan ise hakan'a bakıp gülmeye başladı. maç içindeki sıcak anlardan biriydi.
  • be$ikta$'in son dakikalarda gelen gollerle averaj olarak ta sivasspor'u geride biraktigi mac. bunun ne onemi var? iki takim arasinda oynanan iki mac ta 1-1 berabere bitti, ve be$ikta$ siralamada $uan iki puan onde. be$ikta$'in son yillarda oynadigi tum kritik derbilerde sictigi goz onune alinirsa 33. haftadaki galatasaray macinda en azindan bir beraberlik olasi gozukuyor. bu durumda diger iki haftada oynanan maclarda sivasspor be$ikta$'tan daha farkli galip gelmedigi muddetce be$ikta$ olasi bir galatasaray beraberligi ile dahi $ampiyon olabilir. umarim mustafa denizli bu ihtimallerin hepsini goz onunde bulundurarak ozellikle derbide takimina daha kontrollu bir futbol oynatir cunku kontrolsuz gucun guc olmadigini fenerbahce macinda aci bir $ekilde tecrube ettik.
  • maç sonunda aykut kocaman'la mustafa denizli sohbet ede ede soyunma odasına gittiler. çok hoşuma gitti. varsın saha içinde hırslı olsun rakip oyuncu da teknik adam da. biz kimseye niye oynadın demeyeceğiz. aksine herkes en güzel oyununu oynarken onları yenip ak be ak bir şampiyonluk kazanacağız.
  • bobo'yla beraber şampiyonluk şarkıları söylemeye başlayacağımız maçtır....
  • kısa süreli heyecan fırtınası yaşatsa da fırsatçıların hayalleri suya düşmüştür. daha önce ifade etmiştim* ama yine hatırlatmam lazım bir beşiktaş taraftarı olarak: "taşşağımızla oynarak geliyoruz"
  • bu maç bize türkiye'deki futbol gerçeklerinden birini tekrardan göstermiştir:

    türkiye'de şampiyonluğa oynayan her camianın vazgeçilmez bir takıntısı vardır ki genelde sezonun sonlarına doğru tavan yapar. rakipler bize karşı daha hırslı oynuyor, kutsal ittifaklar kuruyorlar, geçen hafta sahada yürüyen adamlar bu hafta bize gelince aslan kesildiler falan diye her sene farklı renklerde türlü versiyonları gezer ortalıkta. arkadaşım eğer böyle bir organizasyonda başa oynuyorsan elbette ki karşındakiler seni yenmeyi lig sonuncusunu yenmekten daha fazla isteyecektir. çünkü bu tarz bir başarının maddi manevi getirileri organizasyondaki sıradan takımları yenmekten çok daha fazladır. bu motivasyonu sağlayan da ne teknik adamın sana olan kişisel kinidir ne de futbolcularına o maç için verdiği ekstra gazla alakalıdır. çünkü ülkedeki futbol ortamında insanların (futbolcu, teknik adam fark etmez) kendilerini kanıtlayabilmek en azından prestij kazanabilmek için bulabilecekleri en iyi fırsat bu tarz maçlardır. yani onları bu noktada oynamaya mecbur kılan senin sene boyunca gösterdiğin başarıdır, geçmişinden gelen büyüklüğündür. bugün hacettepespor gibi gelene gidene geç diyen bir takımın ligdeki üç-beş galibiyetinden ikisinin fenerbahçe ve galatasaray'a karşı alınmış olmasının nedenlerinden biri de budur. tıpkı ligde hiçbir iddiası olmayan gaziantepspor, istanbul bşb gibi takımların sivasspor'u yenmeleri gibi. kaldı ki beşiktaş'ın sivasspor'un asla sahip olmadığı belki de hiç olamayacağı yüzyıllık geçmişine dayanan bir ismi bir namı var. ben pcde fifa bilmemkaç oynarken bile karşıma mersin idman yurdu çıktığında farklı real madrid çıktığında çok daha farklı bir hırs ve motivasyonla oynuyorken bu fırsatı gerçek ortamda bulan insanlar elbette ki gazozuna maç havasında oynamayacaklar.

    beşiktaş camiasını diğerlerinden ayıran kendine özgü bir takım değerleri olduğundan bahsedilir hep ama şampiyonluğun bu kadar yakınına gelmişken, dün bülent uygun'un sözlerine gülüp, bugün aynı mihvalde laflar etmenin nasıl bir mantığı daha ötesinde diğer camialardan ne gibi bir farkı var?
  • yönetmenin maç içi mini bir drama denemesinde bulunduğu maç. herhalde dizi yönetmenliğinden transfer dedik. ikinci yarı bir ara maçı bıraktı sakatlanan özer'in gözyaşlarını, üzüntüsünü filan ikide bir çekmeye başladı kameralar. sanırsın çağan ırmak kamera arkasına geçmiş bizi ağlatmak için kasıyor. beşiktaş kulübesindeki gerginlik, senecky'nin ankaraspor'un golü sonrası orta sahaya 3 saniye içinde vardığı çılgın sevinç deparı va yarım saat sonraki çökmüş yüz hali bunlar hepsi birden dramanın parçasıydı.
    yusuf'u oyundan alırken spiker " taraftar yusuf diye tezahürat" yapıyor diyordu. bence o yusuf yusuflar başka yerden ses veriyordu, en azından benim ekran başındaki halim oydu.
    bu arada gazeteler bayılıyor ya en çok taraftar kimde anketine. sonra yaş dağılımına göre, eğitim durumuna göre diye de sınıflandırıyorlar bir de; işte o anketlerdeki sınıflandırmalardan biri de en çok kanserli taraftara sahip kulüp diye tasnif edilse açık ara beşiktaş çıkar.
  • holosko'nun son maçlarda ilk onbirde oynayarak nasıl form tuttuğunu ve form tuttukça nasıl da takımın en önemli oyuncularından biri (belki de en iyisi) olduğunu açıkça gösteren maç.
hesabın var mı? giriş yap