• teoride bir tanım içeriyormuş gibi gözüken, ama pratikte sadece alıntıdan ibaret olan entry'leri kapsayan ekoldür. bu ekolün yılmaz savunucularının favori kalıbı "dedirten"dir. "düşündüren" ve "söylettiren" de buna stepne olarak düşünülebilir. örnekleyelim:

    başlık: eski sevgilinin ilişkiye tekrar başlamak istemesi
    entry: sen beni terk ederken iyiydi di mi dedirten durum.

    başlık: ıvır zıvır hödö olsun kampanyası
    entry: ıvır zıbır hödö olduktan sonra ne değişecek diye sorduran kampanya.

    başlık: (bir politikacı olsun mesela)
    entry: hayret bir şey arkadaşım? sen hem bu vaatleri yerine getirme, hem de hala yüzsüzce oy iste diye söylettiren adam.

    vb. vs...

    şimdi, sevgili sözlükçüler, bu entry'lerin legal olması, moderasyonun entry'yi giren yazarın tarihçesine "dedirtenci" diye not almasını engellemez. tarihçede biriken "dedirtenci" notları fazlalaşınca yazar aniden çaylak olabilir (hatalı hiç entry'si olmasa dahi). bu işlem ilk bakışta adil değilmiş gibi gelebilir, ama ettirgen tanımlı entry'lere bu kadar kötü gözle bakılmasının gayet mantıklı bir açıklaması vardır: belirttiğim gibi bu entry'ler aslında tanım falan içermemektedir, içerdikleri bilgi genellikle yazara ait bir yorumdan* ibarettir.

    başlık: eski sevgilinin ilişkiye tekrar başlamak istemesi
    entry: "sen beni terk ederken iyiydi di mi"
    entry: (bkz: sen beni terk ederken iyiydi di mi)

    entry'yi yukarıdaki şekilde girmek gayet şık bir davranış olacakken, yazar, -sen beni terk ederken iyiydi di mi dedirten durum- yazarak tanım verdiğini sanmakta ve yanılmaktadır. aslında sadece kendisinden bir alıntı yapmakta, bu arada bize de bunu tanım diye yutturmaya çalışmaktadır. buradan, yazarın tanım yapmak konusunda yetersiz olduğu fikrine ulaşmak da takdir edersiniz ki mantıksızca olmayacaktır. tanım yapmayı bilmeyen, biliyor olsa da bildiğini gösteremeyen yazarın sözlüğe katacağının ne olduğu ise meçhuldur.
10 entry daha
hesabın var mı? giriş yap