örnek olmak

• ileride aynısı ya da benzeri yapılsın diye örnek^* alınan durum, eylem.
• bazen uzerinde ne kadar calisilirsa calisilsin gerceklesmesi mumkun olmayan olay.
• çoğunlukla bilmeden yaptığım şey.
  
  mezun olduğum ve halen okumakta olduğum bölüm ailelerin pek de favorisi olmayan bir bölüm.
  
  sıralamam ailelerin favorisi olan bölümlere yetiyor iken, yine ailelerin favorisi olan bir bölümü terk etmişken üstelik, yazdım bölümümü.
  
  bir gün bile pişman olmadım dersem yalan olur; ancak öyle anlar yaşadım ki, o anlarda hissettiğim tatmin duygusunu hayatımın hiçbir alanında yaşamadım. canım bölümüm.
  
  neyse, aile toplanmacalarının birinde, 15 yaş küçük olan kuzenimin, ki kendisi seneye sınava girecek, benim bölümümü yazmak istediğini öğrendim.
  
  başarılıyım ve ailelerin gurur duyacağı bir yerdeyim. bu nedenle kimse ağzını açıp bir kelime edemiyor. ama bir yandan da karar değiştirmesi için dua ediyorlar biliyorum.
  
  anlıyorum.
  
  lisedeydim ya doğduğunda... oyuncak bebek gibi oynadığım, uyandırıp uyandırıp sevdiğim kocaman gözlü minik bebek. vay be. heheheh
• bazı kişilerin çocuklarına ufuk açmak için çabaladıkları durum.
  
  şahsen ben tersini düşünüyorum. mesela doktora yapıyorum ama çocuğuma ben başardım sen de başarabilirsin demeyi düşünmüyorum.
  
  tam aksine...
  
  oğlum, hiç bulaşılacak bela değil kendi kendine sıkıntı çıkarma boşver gitsin, derim.
  
  oğlumun iyi bir üniversite kazanmasını istemiyor muyum, evet isterim tabii ama onu bedensel ve ruhsal rahatsızlıklara sevk edecek denli baskı kurmam. bir ders çıkarmak için illa deneyimlemem gerekmesi beni çok yıpratıyor.
  
  ama
  
  doktora yapmasaydım yapan insanlara büyük özellikler atfedebilirdim. şimdi öyle olmadıklarını görebiliyorum.
  
  kısaca başardığım ya da eskiden beni büyüleyen şeyler ona erişince her şey ben de uğraşmaya değmezmiş hissi uyandırıyor.
  
  mesela eskiden çok zeki insanlara da büyük hayranlık duyardım veya çok iyi üniversite kazanmış kişilere. sonra bir kaç böyle insanla tanışınca kişilik olarak da pek beğenmeyince o büyü bozuluverdi gözümde. şimdi sadece nazik ve iradeli insanlara özeniyorum.
  
  sanırım çok nadiren kalbimin sesini dinlemişim.
  
  çocuğuma tek öğüdüm bu oldurdu sanırım. kalbinin sesini dinle ve yapmaktan hoşlandığın şeye zaman ayır.
  
  böyle bir insan olmadığım için yani kalbinin sesini çok az dinleyen bir insan olduğum için örnek de olamam haliyle ama en azından çocuğumu hasta edecek zor hedefler koyan bir anne de olmam diye ümit ediyorum, inşallah.
  
  eşimi seçerken kalbimi dinlemek nasip oldu ona şükrediyorum. benim için hayattaki en büyük şans iyi bir eşe sahip olmak. umarım oğlum da hayat arkadaşı konusunda şanslı olur