*

  • michael endenin bir öykü kitabi. cok güzel öyküler barindirmakta ve insana bitmeyecek öykünün tadini hatirlatmaktadir. tavsiye edilir.
  • sekiz oykuden olusmus bir kitap. dusler dunyasinda bir yolculuk. sinirli dunyanin otesindeki sinirsiz dunya.
  • "tanrı cenneti ve insanı yarattı. sonra cenneti ondan aldı, o zaman insan yaşamak için kendine dünyayı yarattı. hala da yaratmaya devam ediyor."
  • aşağıdaki öykülerden oluşur;

    1-uzun bir yolculuğun sonu
    2-borromeo colmi'nin koridoru
    3-varoştaki ev
    4-itiraf edeyim, biraz küçük
    5-misraim'in katakompları
    6-düşler dünyası gezgini
    8-özgürlük hapishanesi
    9-yol göstericinin efsanesi

    doğudan batıya gerçek mekanlardan gerçek olmayan mekanlara uzanan bir kurgu söz konusu. her bir öykü kendi içinde fantastik ve felsefi. michael ende'nin 12-16 yaş grubuna hitap eden kitaplarından farklı olarak özgürlükler hapishanesi biraz daha ağır ve anlaşılması (o yaş grubu için) zor.

    --- spoiler ---

    "genelinde de ve özelinde de zulüm ve şiddet dolu, açgözlülük ve anlamsız eziyet dolu şu haliyle dünyaya bir bak! adaletli, kutsal denilen tanrı böyle bir kusurluluğu nasıl yaratmış olabilir? herşeyi yaratan insandır ve bunu bilmez. bilmek istemez, çünkü kendisinden korkar, hem de haklı olarak!"

    --- spoiler ---

    mekan tasvirleri ile insan zihnini zorlayan bir kitap. içi olmayan evler, sonu gelmeyen koridorlar, kendiliğinden kaybolan kapılar...
  • 80 sayfa civarı süren uzun bir yolculuğun sonu hikayesini çok beğenirim bu kitaptaki. ilk hikaye. çok zengin birinin tek çocuğu, babası ölünce kendisini genç yaşında dünyanın en zenginlerinden yapacak bir miras devralıyordu. daha sonra da bir tabloyu ve o tablodaki mekana ulaşmayı takıntı haline getiriyordu.
  • beni en çok misraim'in katakompları öyküsünün etkilediği kitap.

    lisedeydim. okuldan çıkıp anneannemlere gitmiştim. annemler oraya mı gelecekti, anımsamıyorum şimdi. anneannem yiyecek bir şeyler hazırlayıp koymuş önüme, ben üstümde formam, bir yandan yiyorum, bir yanda gözlerimi aça aça okuyorum. o kadar çok etkilenmiştim ki öyküden, anneanneme anlatmaya başladım bütün öyküyü. yazık, kadıncağız da ilgiyle dinlemişti beni.

    kısacası çok güzel, biraz da ağır bir kitap. benim dini inancımı (ya da inaçsızlığımı) şekillendiren şeylerden biridir.

    yanımda olsa da yine okusam.
  • artik 27 yasindayim, daha gecen hafta yakin arkadaslarimdan biri nisanlandi, birkaç haftaya da diğer bir yakin arkadasimin düğünü var. lan zaten hepsi topu 3-4 arkadasim var, hepsi yetişkin insanlar gibi davraniyor.

    bana gelince... tüm gün içim içime sigmadi çünkü nihayet bu kitap elime geçti. simdi de acaba heceleyerek olursam daha yavaş biter mi, daha yavaş biterse daha cok zevk alir miyim gibi küçük hesaplarin pesindeyim.

    özgürlük hapishanesi. yine beni benden alacak bir michael ende kitabidir efendim. hissediyorum.

    ****

    okuduktan sonra guncelenecek. yani umarim. ay yok ya hic bitirmeyecegim ben bu kitabi.

    edit: hala okuyorum... buraya çok pis alıntılar gelecek.

    alıntı 1 (resmen ciğerime kazındı):

    "gölge halkinin inandığı misraim gerçeği onun için geri getirilemez biçimde kaybolmuştu, uğruna kovulduğu gerçekleri ise bulamıyordu. onun için kurtuluş yoktu, ne bu tarafta ne de ötekinde." sf. 143-144
  • "yolun uzunluğu arzulanan hedefe ulaşma olasılığıyla ters orantılıydı. bunda onun görüşüne göre tüm insan çabalarının gülünçlüğü yatıyordu; tüm beklentinin asıl anlamı, onun temelli olarak doyurulmamış kalmasındaydı, çünkü her doyum önünde sonunda sadece bir düş kırıklığıyla sonuçlanmak zorundaydı."
  • michael ende'nin mükemmel öyküsü. aynı adlı kitap da genel olarak iyi ama en aşmış olan bu öykü kesinlikle.
  • kitap maalesef artık basılmıyor.

    edit: pegasus yayınları kitabı tekrar piyasaya sürmüş alttaki yazarın dediği gibi. sağ olsunlar, var olsunlar.
hesabın var mı? giriş yap