*

  • 1955 yapımı türk filmi. show tv'de saat sabahın 5inde izlediğim bir türk filminin de sandığım adı.

    çünkü bir türlü filmin ismini öğrenemedim. ilk izlediğimde tam anlamıyla bir rastlaşma yaşanmıştı; ikinci rastlaşmadan sonra tv rehberine baktığım da başka bir film ismi vardı. ismini bulmak için tek yolumda filmin kötü adamı sadri alışıktan başkası değildi.

    hemen imdb'de sadri alışık filmleri listesine bakılır. izlenen film siyah-beyaz olduğundan 70 öncesinin filmi olduğuna kanaat getirilir. sadri alışık bildiğimizden daha genç, üstelik ana oyuncular sima olarak bir türlü tanınamaz. 1965 öncesi çekilmiş sadri alışık filmlerine bakılır. sadri alışık başrol olmadığı için üçüncü ya da dördüncü yazılmalıdır. sadri alışık'tan önce gelecek olanların ikisi kadın bir tanesi de erkek olacağından bu kriterlere uygun filmler aranır. imdb'deki yetersiz bilgiyle filmin isminin izdırap sarkısı olması gerektiği düşünülür. bu zamana kadar sözlüğe de bakılmıştır google'da da aratılmıştır.

    imdb'nin verdiği bilgiye göre bu filmde sadri alışık dışında kulağa çınlanan isim bir tek muhterem nur idi. bu yüzden bir googlelama daha sonrası kendisinin 70lerin başında çektiği düşünülen bir resmine denk gelindiğinde bu filmde oynayan bir oyuncuyla benzerlik içerdiği görülür. gene de emin olmak kolay değildir.

    filmin yönetmeni, başrol aktörü ve aktrisi bu filmden başka sadece bir kaç filme daha imza attığından dolayı hiç bir yerde adları geçmez.

    bu faydalanma iki izlem arasında yapıldığından filmde ızdırap kelimesinin kullanılıp kullanılmadığına dikkat ettiğimde, bu sözcük bir defalığına önemli bir diyalog esnasında işitildi. ayrıca filmde musikinin önemi de büyüktü; başrol oyuncumuz piyano başında ızdırap dolu bir şarkı tutturmuştu.

    turizm ve kültür bakanlığı sitesinde, ızdırap sarkısı filminin konusu için "bir piyanist'in aşkı" diye bahsedildiğinden bütün ipucuları kesişip bu noktada buluştular.

    bu film için bu kadar enerji harcamış olmamın sebebi sadece bu filmi beğenmemden kaynaklanmıyor. türk sinemasında görmediğim bir film-noir senaryosu, mualla karakterini canlandıran kadının güzelliği (yeşilçam öncesi türk sineması kadınları çok daha güzelmiş), türkiye'de belirli bir film geleneğine sahip olamayıştan gelen acemilik, amatörlük, hataların sağladığı o sıcak, sempatik (!) hava.

    --- spoiler ---
    hiç bir türk filminde bulunmayan kötü son.
    --- spoiler ---
hesabın var mı? giriş yap