• günün birinde rezalet başlığı açmak da varmış...

    bugün gama iş merkezi'nin altındaki garanti atmsinden para çektim. yanıma yaklaşık yüz yıldır yıkanmamış bir çocuk geldi. para istedi. vermeyeceğimi söyledim. parayı cebime koydum.
    elini cebime atarak yemek ısmarla dedi. ben de çektiğim parayı görünce bana iliştiğini anladığımı ama bunun benim param olup olmadığını bile bilmeden benden para istemesinin ayıp olduğunu söyledim.
    önüme geçti. "para verme bak çorba ısmarla çok açım bir haftadır yemek yemedim" dedi. bu arada kolumu bacağımı tutuyordu. fiziksel sınırımı ihlal etmiş ve huzursuz etmişti. metro istasyonuna girmek için yürüyen merdivene yöneldim. "aşağıda güvenlik beni dövüyor, inemem" diyerek daha sıkı tuttu.

    "beni rahatsız ediyorsun, ısrar etme" dedim. parayı koyduğum pantolon cebimin kenarından tutarak "para ver" dedi. "veremem" dedim. "o zaman yemek ısmarla" dedi. "gider misin?" dedim. elini pantolon cebime sokmak için fırsat aradığını anladığımdan elini çektim. gene sarılmaya kalktığı zaman da iteledim. bu sırada merdivenlerden aşağı inmiştik ve bir sonraki merdivenin altında güvenlik görevlisi vardı. cebinden bir bıçağa benzeyen bir nesne çıkarıp fırlatmak üzere hareket etti. merdivende önümdeki insanı eziyordum.

    aşağı indim. bir polis ve bir güvenlik görevlisiyle dışarı çıktık. çocuk, banka atmsinden para çekmiş bir kadının çantasına asılıyordu. kadın otobüs durağına gidiyordu. çocuğu yakaladı polis.

    çocuk ağlayarak soyunmaya ve kendini yerlere atmaya başlayınca insanlar toplandı.
    çocuğun yüzüne bire bir benzeyen tıpkı çocuk gibi esmer bir kadın yanımıza gelerek "daha çocuk o" dedi. o kadının çocuğun annesi olduğunu anlamak için sherlock holmes olmak gerekmediğini biliyorum.

    bu arada çocuk "anneme söyleyin merak eder" diye ağladı. "annen nerede?" sorusuna da başıyla atm'nin orayı işaret ederek "orada işte" dedi. yanımızdan geçen bir hanımefendi söze girdi "demin bana da annesinin öldüğünü söylemişti!" dedi.
    çocuk "o annem öldü bu annem işte annem ölmedi de annem..." dedi ve kazağını vs tamamen çıkardı.

    hemen yanıbaşımızda biten kadın da "çocuk bu, kötü bir şey yapmaz, çocuk, çocuk" diyordu. o kadın (çocuğa fiziksel olarak benzeyen) olay patlayınca hemen oraya gelip "şikayet etmeyin yapmaz çocuk" diyen kadın işte...

    çantasına asıldığı kadından da para istediğini anlamak için einstein olmak gerekmiyor. gene fiziksel alanın ihlali.

    buraya gelip "bir yemek parası vermemişsin vicdansızsın" diyen insanlara da sözüm "tanımadığın bir insanın vicdanı hakkında ne güzel atıp tutuyorsun" olacak.

    bu tür olaylarda gaspçıyı ya da dilenciyi savunan kişiler genellikle işbirlikçileri oluyor.
    şikayetçiyim dedim. çocuk soyunarak ve ağlayarak kamuoyu oluşturmayı deniyordu.

    polis "biz alsak bile çocuk olduğu için salıverecekler" dedi.

    şimdi soruyorum. bu insan azmanı çocuk beni ya da kendisine para vermeyi reddeden birini şişlese ne olacak?

    kızılay'ın merkezi polis kaynıyor olduğu halde kişisel alanı ihlal ederek ve fiziksel temas kurarak bir gaspçı gibi para isteyen ve ısrarını sürdüren çocuklar ve onları buna zorlayan yetişkinler nasıl tespit edilemiyor? neden gereği yapılmıyor?

    bir şey olmazcı arkadaşlar, başınıza böyle bir şey geldiğinde duyduğunuz huzursuzlukla nasıl başa çıkıyorsunuz?

    kimse bana "o çocuk" demesin. çocuk olduğu için beni gasp edebilir gündüz gözüne tehdit edebilir paramı isteyebilir değil mi? sadece 15 yaş altında olduğu için bunları yapma hakkı var değil mi? bunu mu anlamalıyım?

    kızılay'da zabıta'nın da yeri olduğu halde (meşrutiyet caddesi ve atatürk bulvarı'nın kesiştiği yerde) nasıl bu kadar rahat dilencilik yapabildiklerini açıklayabilecek biri varsa sevinirim?

    not: şimdi buraya gelip bana akıl verecek insanlar var. buraya gelip "olmamış... rezalet puanım şu kadar" diye espri yapacak gerizekalı insanlar var.

    arkadaşlar, ben, normal bir insan gibi, şehirde, güvende hissetmek isteyen, şiddetten uzak yaşama gayretinde okur-yazar bir kimseyim.
    "bana denk gelseydi ağzını burnunu kırardım" diye yorum yapacaksanız yapmayın. ben de kendimden zayıf birine şiddet uygularsam karşımdakini savuşturabilirim ama yapmıyorum. bu çözüm değil.

    bu çocuklar kimdir nedir vs. bununla ilgili sosyal duyarlılık gösterecek arkadaşlar da bir zahmet çenesini kapasın çünkü konu o değil.

    konumuz dilencilikle gaspçılık arasında bir tutum gösterecek cesareti bu insanlar nereden buluyor?

    başkentin merkezinde yürürken birisi elini cebime atamasın istiyorum. anlaşıldı mı?
  • (bkz: haklısın kanka)

    ilk başta ironi yapıyor zannettiğim rezaletimsi.

    amacı ne olursa olsun bir çocuğu bu kadar uzun süre red edemezdim.
  • ülkenin anasinin skilmesinin dogal sonuclarindan biridir. insanlar ne hale geliyor diye dusunup pozisyon alinacagana sozlukte fln kisisel alanimi ihlal ediolar die aglamak densizliktir.
  • şaka falan değil gerçekten rezil bir durum. yok orada tuttuğun gibi suratına yumruğu geçirip dilencinin ağzını burnunu çarşamba pazarına çevirirsin de sonra işi bilip bilmeden millet çıkıp;

    "çocuğu neden dövüyorsun çocuk daha o" diye bik bik konuşmaya başlar. haksız çıkarsın.

    bu durumda yapılacak en iyi şey bunları devletin otoritesine bildirmek ama onların da kendilerine bu konuda yasal bir hak verilemediği için ellerinden bir şey gelmiyor. yani kolluk kuvvetlerine de bir şey diyemiyorum bu konuda.

    çocuk denilen ergen irisini de ziker misin sabaha mı bırakırsın ben de bilemiyorum.
  • çocuk acım diye yalvarmış resmen. bir çorba en fazla 5-10 tl çok mu yani? bu kadar vicdansız olmayın yaa. ülkemiz de dilenci nefreti var. açlıktan ölse üzülmezsiniz. ayrıca kadının çantasını çalıyordu olayına inanmadım. hangi ara seni bıcaklamaya çalışırken başka birine kapkaç yapacak. saçma acım diyen bir çocuğa yardım etmeyecek vicdansız bir insan örneği.

    edit: açlığın ne oldugunu bilmeyen, hayatları boyunca bir gece bile aç uyumamış insanların 10/10 rezalet dediği başlık.
    yazar oldugumdan bu yana ilk defa yazdıgım bir entryden dolayı bir sürü mesaj aldım.

    ankara yaşıyorum bahsedilen cocukların ne kadar tehlikeli olduğunu biliyorum. ama işte bakın "çocuk"
    aracımla ışıklarda beklerken dilenci bir küçük çocuk aracımın camından para istedi. ben de bozuk para uzattım. çocuk parayı beğenmedi 20 tl istedi. ben de kağıt bozuk yok dedim. demir bozuk paraları alıp uzaklaştı. aracımla hareket ettiğim sırada aracımın camına paraları fırlattı ve sağ cam çatladı.
    kızdım mı? hayır. çünkü o daha çocuk. ne yapayım küçücük çocuğu polislere şikayet edip dövdüreyim mi? ya da inip kendim mi döveyim? çocuk yaa çocuk? sokakta büyüyen çocuklar bunlar. onları öldürmek isteyenler var. para vermediğiniz için degil işte bu yüzden vicdansızsınız.
  • özellikle akşam vakti kızılay'daki insan nüfusunun çoğu dilenci, gaspçı, hapçı, sapık, ruh hastası, yan kesici, tinerci, baliciye evrildiğinden ve onca üniformalı ve sivil polis olmasına rağmen, kanunen bunların toplumdan temizlenememesi, güvenli bir şehir merkezi oluşturulamaması başlı başına bir sorundur.

    zamanında bana bi tanesi aynı şekilde dadanmıştı. kaç yaşında adamım, bebe nereden baksan 14-15 yaşında, gözlerinde kin, şiddet, cehalet, pislik, sefalet, potansiyel katil ve madde bağımlısı bakışlar vardı ve üzerinde gram kendinden fizikçe ve yaşça büyük birinden korkma çekinme ifadesi yoktu. dedim şimdi en kötü bacağa macağa saplar, verdim 3-5 lira sonra sırıtarak yolun karşı tarafındaki çete üyelerine aldığı para miktarını elleri ile işaret ederek aşağı doğru yürümeye devam etti. resmen açık ve net organize çete ve suç örgütleri halini almışlar. bu hukuken suç değil midir? kanunda yeri yok mudur?

    yani artık duygu sömürüsü ile değil, direkt olarak canı tehdit ederek dilenen; polis gördüklerinde de orospu çocukluğu yaparak, ağlayıp zırlayan, kendilerini mağdur gösteren ve üzerine hukuken bu walking dead'lerin hiçbir yaptırıma tabii olmaması da cabası.

    şimdi sorarım, bu canlıların topluma ne faydası var? ülkeye katkısı nedir? her akşam vakti kızılay'dan yolu geçmek zorunda olan insanlar kendilerini güvensiz hissetmek zorundalar mı? kızılay'ın her köşesinde kol geziyorlar. bu canlılar ne yapılarak topluma kazandırılabilir? ne yapılarak işe yarar hale getirilebilirler?
  • her boka da bu çözüm değil demeseniz olmaz mı aq?
    her şeyi çözmek zorunda değilsin. mümkün de değil zaten. bunu çözmek senin işin de değil. sırnaşan dilenciye çekecen tokadı geçecen.
    evet çözüm değil. sikimde mi? değil.
  • ankara'da yaşarken yüzlerce kez benzer durumlara düştüğüm için yazar arkadaşa geçmiş olsun diyerek bir tavsiye vereceğim başlıktır.

    yapılabilecek en büyük yanlış bu tür durumlarda karşıdaki dilenci vs her neyse ("tipi bozuk birşey sorabilirmiyim"ciler filan dahil) kesinlikle göz teması dahi yapmayarak ve en ufak bir cevap vermeden kişiyi yok saymaktır. cevap vermek, hele hele "ama bak benim param olduğunu bile bilmiyorsun" vs vs gibi ayrıntılı açıklama en kötüsüdür ve paçayı böyle kurtaramama ihtimali çok yüksektir.

    karşındaki yerine boşluk varmış gibi davranmak, kafayı o yöne dahi çevirmemek. kural bu, tekrar geçmiş olsun.
  • bir tas çorba ısmarlayarak senin için rezalet olan bu mevzuyu kapatabilirdin.
    rezalet puanım -1/10
  • dilenci rezaleti ne ola ki diye geldim, harbiden rezalet. kisisel alana mudahele edilen yerde polis kisiyi korumak durumunda. buradaki humanistlerin basina ayni sey gelse cigligi basarlar, burada ahkam kestiklerine bakmayin.

    tinerciler gece arkadasimin etrafini ayni sekilde sarmisti. onlarin orada o halde bulunmasinin tum sorumlulugunu orada para/yemek vs talep ettigi kisiye yikip, hesabi onun vermesini istemek kadar abes bir sey olamaz.
hesabın var mı? giriş yap