• hiçbir şeye yorum yapamamak, başlıkların hepsini okumaya yetişememek, ne olacak bizim halimiz diyerek çaresizce kara kara düşünmek, içimizin kararması, hayata dair bütün yaşama sevincimizin kaybolması, bir boşluk hissi ve baş ağrısı.

    neler oluyor be sözlük?

    edit: bu yazdığımdan terör örgütüne üzüldüğümüz anlamını nasıl çıkardınız çok merak ediyorum. hiç biriniz merak edip şu adamın entrylerine bakalım da mı demiyorsunuz anlamıyorum ki. her gün şehit haberleri geliyor. daha bu sabah 8 şehidimiz 100 yaralımız var. doların olsun olmasın farketmez. dolar 3.15 oldu ve bu durum hepimizi kara günlerin beklediğini gösteriyor. halk hiç olmadığı kadar kutuplaştı. bu durumda gerçekten nasıl içinizde bir mutsuzluk, çaresizlik olmuyor? olan bitenlere nasıl sevinebiliyorsunuz?
  • diyarbakır halkının hdp binasını taşlamaya başladığını gördüğünüzde çaresizlik değil bir ferahlama hissediyorsunuz.

    (bkz: çare drogba)
  • hepiniz çaresizsiniz çünkü pkk katliam yaparken, sırtınızı envai çeşit terör örgütlerine dayarken hepiniz oradaydınız!

    pkk hendek kazarken evleri yağmalayıp evleri hücre evine çevirirken; çoluk çocuk dinlemeden zayiat görüşüyle halkı görmezden gelirken hepiniz oradaydınız.

    önce büyük şehirlerdeki katliamlar, bugün de pkk'nın üstlendiği diyarbakır katliamı.. hepiniz gördünüz ve ses çıkarmadınız. şimdi ise geç gelen adaletin kılıcında boynunuzu eğme vakti geldi.

    siz çaresizsiniz ve yavaş yavaş çanlar sizin için çalmaya başlarken biz ise terörist çanakçılarının cezalarını izliyoruz.
  • sıra ne zaman chp'ye gelecek duygusudur.

    hepimiz bal gibi de biliyoruz ki, bu operasyonlar terör operasyonu değil, güç sarhoşu olmuş bir bireyin istekleridir. terör operasyonu olsa 2007'den beridir pkk ile masaya oturan, fetö'yü devletin her kademesine sokan, ışid'e silah yollayan iktidar yetkililerinden başlanırdı.

    evet, çaresiziz, elimiz kolumuz bağlı. chp'ye sıranın ne zaman geleceğini, ne zaman batıdan tamamen kopacağımızı, azmış yobaz sürüsünün ne zaman yeni sivas katliamlarına başlayacağını öngöremiyoruz. ülkemiz bir insanın fantezileri doğrultusunda elimizden kayıp giderken terörist, hain ilan ediyoruz, dışlanıyoruz, konuşamıyoruz. bir yıl önce rus uçağını düşürmekle övünüp, bir yıl sonra özür dileyen ve rusya'yı öven bir zihniyet var, kişisel ihtiraslar uğruna değişen devlet dış politikası ve 78 milyonluk hayatlar var.

    yarın ne olacağını bilemiyoruz, ötesi var mı?
  • kendilerini 4 kasım 2016 diyarbakır patlaması başlığına alalım.

    belki aranızda pkk'ya söven falan olur rahatlarsınız.

    benim babamın bi lafı vardır; canım cennette, s.kim a.cıkta ohh ne ala memleket.

    oğlum şehide ağlıyorsun, şehidi şehit edene ağlıyorsun.

    şehit haberi geldiği için devleti suçluyorsun, devlet teröristleri gözaltına alınca yine devleti suçluyorsun.

    devlet ölümler olmasın artık yeter diye masaya oturunca sinir krizi geçiriyorsun, adamların belki de kendilerine ilk defa tanınan bu imtiyazlardan götleri kalkıp pkk'ya devletin tüm olanaklarını sununca devlet olaya el attı mı yine sinir krizi geçiriyorsun.

    babanız sizi severken bıngıldağınızı mı ezdi bilmiyorum ama, kafanızı şu sözlükten pornolardan ve nutelladan kaldırın.
  • şimdi hesap sorduklarını sananların zamanında bunlarla kol kola gezdiklerini unutmamak lazım.bu hesabın ülke menfaati için değil bir kişinin menfaati için olduğunu ne zaman anlayacaksınız eyy suserlar.belki de biliyorsunuz ama kısır ideolojınız içinde buna ses çıkarmıyorsunuz.
  • hayatını internet üzerinde yaşayanların hissettiği çaresizlizliktir. sosyal medyanın köpeği değiliz çok şükür. hali hazırda meclisteki pkk yardakçılarını da içeri alıyorlar. bunlar yüzünden neden çaresiz hissedeyim?
  • şu başlığa göz gezdirince bile artan çaresizlik duygusudur. istediğimiz şey çok basit aslında: huzur içinde ve herkesin birbirine saygılı olduğu bir ülkede yaşamak. atılan her adımın bizi daha da dibe çektiğini görmek ve hiçbir şey yapamamak çok acı. pek çoğumuz en yakınımızdaki arkadaşlarımıza, akrabalarımıza bile derdimizi anlatamıyoruz. sunduğumuz argümanların, verdiğimiz örneklerin bir önemi yok çünkü insanların önyargıları, ezberleri aşılamayacak kadar büyük duvarlar haline gelmiş durumda.

    tek bir olay üzerinden giderek hissettiğim şeyler değil bunlar. gözaltılar, tutuklamalar, kayyımlar, sosyal medya engellemeleri, internet kesintileri, medyanın durumu, iç güvenlik bahanesi ile kurulmakta olan silahlı güçler, idam ve benzeri gündemlerle avrupa birliği hedefinden her gün daha da uzaklaşılması... tüm bunlar birleştiğinde ortaya çıkan sonuç sıkıntımı bir kat daha arttırıyor.
  • sabah uyanıp internetin olmadığını görmek gündemin epey yoğun olması ürküttü açıkçası. hava kasvetli yağmurlu hal böyle iken korkmadım ama inceden inceye bi titreme geldi
hesabın var mı? giriş yap