• aliskanliklarin kisi genc yastayken daha kolay kazanilacagini iddia eden atasozu
  • cocuklarinizi kucukken gucunuz yetiokan eitin terbiye edin yoksa buyuyunce guc kuvvet yetmez olur anlami iceren icten pazarlikli atasozu
  • (bkz: bonsai)
    (bkz: bonsai kitten)
  • ağacın yaşken eğiliceğini düşünen ve bu yüzden hayatını genç bir fidanı izlemekle geçiren ahmak bir düşünürün sözü. tabe işe yaramadığı düşünülsede farklı bir deyim olan. "sabreden derwish ölmüş gebermiş" sözü!nün çıkmasına sebebiyet vermiştir...
  • yarınlarımızın teminatı yavrularımızın eğitiminde, onları ıslayıp ıslayıp hortumla dövmenin önemini anlatan ço'zel bi atasözümüz.
  • kemal gökhan gürses'in 1980, 1990'lı yıllarda cumhuriyet'te çizdiği bant karikatür.
    kitaplaştırılmıştır. ikinci derlemenin adı aslında bunların hepsi hikaye. birinci ne adla çıkmış ben de bilmiyorum. o da joker yayın'dan çıkmıştır muhtemelen.

    ek: birincisi de 12 eylül öncesine dönmek istiyorummuş**
  • söz ne kadar avam olsa da psikiyatrik doğruluğu ortada. hayatımda neler değişti, ben kaç yaşına geldim, dünyayı omuzlarımdan indirdim avcuma aldım, yarını zerre siklemeden yaşayan bir ruh hastasıyken her türlü bokluğa karşı b, c, d planları olan bir ruh hastasına evrildim. canımı sıkan bir ortam olduğu zaman "hadi bye" deyip anında uzaklaşıyorum kendime zulmetmektense. bi sürü değerli parçayı çorba edip değersizleştirdiğim kafamı toplayıp disipline ettim. 2 aydır falan yeni yeni hazmediyorum kendimi. en çok da değişebileceğimi kendime ispatladığım için keyfim yerinde. senelerdir insanlara isterlerse değişebileceklerini söyleyip dururken ben hiç değişmiyordum çünkü. ve oyunu siklememektense nasıl oynandığına kafamı çevirdim. hayatın ofsayt tuzağı üzerine kurulu olduğunu gördüm. basitmiş baya. bu kadar süper idame edebilen geri zekalı varsa, benim varoluşsal acılar içinde kıvranmak yerine donumda sallamam gerekiyordu mantık olarak. şimdi o senelerce içinde kıvrandığım varoluşsal acılar hayatımın pratiğine "milletin dert dediği şeylerin benim sikimde olmaması" şeklinde yansıyor. o anlamsızlığı hazmetmişlik benim gibi zor bir adamı kolaylaştırdı çok şükür. artık bana bir beklentiyle bir özürle bir değişiklikle bir terslikle bir durumla gelen millete en sık söylediğim şey "umrumda değil yahu rahat ol.". çok az şey umrumda. her şeyden önemlisi ruhumdaki öfkeden arındım. geçen hafta evime gelirken iki apaçi arabasını önüme kırdı, ezilmemek için geri hamle yaparken laptop çantasını havaya doğru savurdum, o zamana kadar birikmiş tiksinti duygularımla çantayı gelişine indirip arabanın camını patlatarak ikisinin de yedi ceddini sikmek üzereyken beynimde bir sübap ciuuuv diye devreye girip bütün sinirimi attı kafamdan. hepsi 2 saniyede olup bitmiştir. mülayim bir tonla "birader yavaş ya" dedim. hiçbir şey demeden geri çekip gittiler. derin bi nefes aldım. asansörün aynasında kendime baktım. "aferin yavaş yavaş beyazların hakkını veriyon keraneci." dedim. buraya kadar ağacın yaşken eğilmesine tezat şeyler söyledim eet ama şunu dicem: hala slayer duyduğum zaman kaşlarımı çatıp gözlerimi kapatarak headbang yapıyorum amk sdlfkjsdflksdjlksdjdlk ayl neva bi dı van tu blayndli foloooooov slayaaaaaaaaaaaaaaa

    #sene2010 #slayer #yazarkenkendinidinlemek #sofrayibekletipentrygirmek
hesabın var mı? giriş yap