*

  • sri lanka'da, üzerinde adem'in (meşrebinize göre şiva'nın, ya da buda'nın) ayak izinin olduğuna inanılan tepe.
  • sol frame'de sir ağda diye okuduğum hede.
  • adem'in dünyaya ilk ayak bastığı yer olduğu iddia edilen tepe.
  • (bkz: adam’s peak)

    buraya ayrintili yazisi gelecek ileride ama, kisaca, eli ayagi tutan her insan evladinin sri lanka’ya yolu duserse 5000+ basamagi tirmanip zirvesinde gun dogumunu izlemesi gereken cok cok etkileyici dag.
    ınis cikis aradaki molalar ve gun dogumunu bekleme ritueliyle asagi yukari 8 saat surer, bu da saat 1.30 - 2 gibi yola cikmanizi gerektirir gundogumunu yakalamak icin. tanim olarak eziyet gibi dursa da fizikselden cok ruhani bir deneyimdir.

    ayrica cevirisi “sri pada’ya bir kez cikmazsan aptalsindir, birden fazla kere cikarsan kesinlikle aptalsindir.” seklinde bir soze konudur yerliler arasinda.
  • evet arkadaşlar ben de sizler gibi buraları okuyup gitmiştim.öncelikle bilin ki türkiyedeki nemrut dağı gibi iki ayrı şehirden çıkış var bu dağa. bizim karaktersiz blogger lar yanlış bilgi ile ömrümüzü tükettiler sri lanka dağlarında.şaka bir yana hayatımda deneyimlediğim en keyifli, en ilginç yolcuklardandı.herşey ratnapura şehrine gitmemizle başladı.burası epeyce küçük bir yer yer ve cok fazla beyaz turist yok ortalarda. orada uyanmalıydık bir yanlışlık olduğuna çünkü bu kadar popüler bir destinasyonun daha fazla batılı turist tarafından ziyaret edilyor olması gerekirdi.yolculuğa gece başladık dağın eteklerindeki baraka tipi pazar alanını geçip bizi zirveye götürmesini planladığımız merdivene ilk adımlarımızı attık. ilk metrelerde sağlı sollu belli aralıklarla budistlerin onlarcasının bir arada kaldığı duvarsız barınma alanları ve marketleri geçerken her şey yolundaydı. sanki sri lanka gibi bir ülke yememiş içmemiş gsmh ının bir kısmını buraya beton merdiven ve lamba olarak ayırmıştı.çevremiz yemyeşil ve çaylıklardan oluşuyordu. ilk birkaç bin basamağı umut dolu güle oynaya cıktık.aralıklarla basamaklarda sayının kaç olduğu yazıyordu.evet evet, biz de sizler gibi toplamda 5000 basamak olduğunu varsayarak zaten az kaldı diye kendimizi gazlamaya, iteklemeye çalışıyorduk. gelgelelim ingilizce bilen ender sri lankalılardan biriyle yaptığımız kısa konuşmada gerçeği anladık.yanlış yoldaydık. birbirinden farklı iki yol vardı ve biz budist hacıların 3 günde dinlenerek uyuyarak çıktıkları 14000 basamak süren yolda olduğumuzu öğrendik.bir türlü inanamadık. kız arkadaşım pek umursamadı, kendini afrıkaya ziyarete gitmiş angelina jolie gibi hissettiğini söylüyordu.çünkü o ana dek bizden başka beyaz tenli insan göremedik. sri lankalılar şarkı söyleyerek kendini motive ediyorlardı.dinlenmelerimiz arttı, konuşmalarımız azaldı, yiyeceğimiz bitti.çantada kalan son muzlar hereket halinde ezilip püre haline geldi.yolun bazı yerleri yosundan kayganlaşmıştı ve düşmemek için zorlanıyorduk. 7000. basamağa geldiğimizde tepedeki çan sesleri daha yakından gelir oldu.eğer zirveyi görmek istiyorsak uyuyup ertesi günü yola devam etmeliydik.bir sonraki otelin rezervasyonları, renkli boyanmış sri lanka otobusleri biletlerimiz ve mevcut otelimizden yapacağımız çıkış hep aksayacaktı. şerefsiz bloggerlar! sizi dinleyen kafamı sikeyim. bir karara vardık ve selametimiz için ger dönmeye karar verdik. durup bir kayanın üzerinde gecenin 02:00 sinde meditasyon yaptım. dönüş yolunda merdivenler her adımda demir çivi gibi saplanıyordu sanki. glikojen depolarımız boşalmış, enerjimiz bitmiş, gözlerimizin altı morarmaya başlamış halde 8 saatte çıktığımız basamakları inmeye koyulduk. kız arkadaşımı basamak boşlukları konusunda uyarırken kendim de ufak ufak halüsünasyonlar görmeye başlamıştım. duramazsın, dinlenemezsin, kimse seni taşıyamaz.güney asyanın bir ucunda en yüksek dağında gece karanlığında iki kişisiniz ve ayakta kalmak zorundasın.9 saat yaklaşırken cıkılan ve inilen 14000. basamak civarında gün ağarmaya başladı.hayatımda gördüğüm en güzel gün doğumlarından birini sırılsıklam terlemiş ve bitkinken görüyordum.sislerin içinde yemyeşil bir ufuk ve irili ufaklı bir sürü şelale. yorgunluğa inat bakmaya doyulmayan içinde kaybolunan son anlar.

    edit: imla
hesabın var mı? giriş yap