• davranı$ biçimine tekabül ederek insanın evrim sürecine rahiplerin,rahibelerin ve gizli ibnelerin katılmasını sağlamı$ olan sürüngenlik kisvesi,madaralık kaynağı,mutsuzluk nedeni,veba.
  • hayatlarinin her asamasinda iki yuzlu ahlak anlayisindan genis genis ornekler sunan bunyeler tarafindan sergilendiginde oldukca komik durumlar meydana gelmektedir:

    - aa, cok ayip bu yaptigin beygircan, bu senin degil, niyazi'nin tasarisi, calmissin resmen adamin fikrini
    - kocana sehvetli orgy maceralarimizi anlatmami ister misin serpil?
  • ahlaktan daha soğuk, daha katı, daha bir ödün vermezdir. insana özgü değildir çünkü. genele yönelik, toplumun varlığının devamını sağlamakla kendini yetkili gören, disiplinin şart olduğunu anca bu şekilde yaşanması gerektiğini savunan kurallar bütünüdür. ikiyüzlüğü şurda gizlidir; kimi zaman toplumun devamını sağlamak için çook uzun süreler talep ettiği ve adına erdem dediği ya da belki ulvi kelimesini kardeş aldığı düşüncelere gerektiğinde tam zıttı bir davranış talep edebilir.

    insani değildir; her şey insanlar için, beşer şaşar gbi laflardan ölesiye nefret eder. her durumun özel, kendi koşullarında değerlendirilmesi gerektiğini, bazen bazı durumlarda taraf olan kişilerin kendi özellerindeki özel durumları olabileceğini göz ardı eder. ahlakçılık asıp kesmeyi, kurban vermeyi, kan istemeyi sever.

    sevgiden değil korkudan alır kaynağını.

    ikiyüzlülüğü şurda gizlidir; insanı göz ardı eder; ancak ahlakçılık yapan insanlar da insandır. kendi doğalarına aykırı davranmayı iş edinirler.

    belki ilgilidir, belki değildir; (bkz: erdemle kırbaçlanan kadın)
  • kısaca kendi ahlak anlayışını karşısındakine dayatmaktır. ahlaklı olmakla karıştırılmamalıdır.
  • kimi zaman ahlaksızlığa yol açar, tetikler.
  • ahlakçılığın kişiyi nasıl yoldan çıkardığını, günaha teşvik ettiğini göstermesi bakımından, (bkz: dogville)
  • bir seçimdir. bu yüzden kötülemenin manası yoktur. hak ve sorumluluk kavramlarının birbirlerine karşılıklı mecbur olduğunu kabul etmeyen bünyenin hiçbir zaman algılayamayacağı türde bir bakıştır. günübirlik, geçici ilişkilere, sorumsuz cinsel özgürlüğe içi rahat bakabilen insanın kendini görmek istemediği bir kategoride değerlendiren bu anlayışı olumlaması zordur ama seçimler insanlara aittir ve ben özgürlüğün bu tarafını tuttum aha diğer tarafı kaka demek de aynı şekilde iki yüzlülüktür. izmleri ve karşıtıyla yaşayan kavramları niyet kriteriyle değerlendirmek en iyi çözüm belki de.
  • kurallar bütünlüğü içerisine koyulduğunda kişiyi duvara çivilemekten çok da farklı değildir. hayatta kalabilmesi için "kesin doğru" kabul edilebilecek bir arkaplana ihtiyacı vardır; doğal olarak camı kırınca içinden din çıkar. oluşturulan kuralların değiştirilememesi ve her değiştirme girişiminin önceki kuralı referans alarak ancak kısıtlı bir kıyaslama kabul ederek meydana gelmesi doğal sonucudur. parçalar asla abaküsün dışarısına çıkamaz, bu yüzden ahlakçılık, hayatın anlamı haline dönüştürüldüğünde varılacak sonuç obsesif kompulsif kişilik bozukluğudur; kurallar sana hakim olur, bunun hiçbir mantığı olmadığını bilmene rağmen aynı şeyi daha da kusursuzlaştırmak için bir daha, bir daha yapmaya çalışırsın. artık muvaffak olsan bile aslında yapamıyorsundur ve bunun tüm suçlusu da yine sensindir. sonunda da benlik, köşede tahtayı bıçakla oyarak şekil veren çocuğun eline tutuşturulmuş gibi olur. martin luther'den şah-ı nakşibend'e varıncaya kadar gider yolu; tabiinden gök yüzüne ömrü boyunca sadece birkaç kez bakan, o seferlerde de kendinden geçerek bayılan kişilerin rivayeti bol bol tabakat eserlerinde görülebilir. ahlak üzerindeki yüksek ve sert vurgunun götüreceği kıyı, denizcilerin uzun süren izolasyon dönemlerinin sonunda tek başlarına vardıkları kıyının hemen kenarındadır.
  • ahlakli olmak ile gercek anlamda iliskisi olmayan, dunyada epey kan dokulmesine neden olmus yazik ki yaygin karakter hatasi. akut bir tur "benim bildigim/yaptigim dogru, senin bildigin/yaptigin yanlis" sendromu. fanatikligin bir rengi, bir turu.

    ahlakci -adi ustunde- "ahlak" etiketi yapistirdigi ayrimciligini satan/satmaya yeltenen/zorlayan, yani sahsi yasamsal/maddi/cinsel tatminsizliklerinin/sucluluk duygusunun nedenini baskalarinin hayat gorus ve surduruslerinde bularak, onlari suclayarak kafayi yemis kisi oluyor. ( bir ote adimda bu kisileri ve "akimlari" yuksek mevki/guc ugruna basamak niyetine kullanan kurtlar da bu klasmana giriyor. eh, onlar da "ahlak" satiyor bir sekilde )

    olayin genel dogru-yanlis ile alakasi yok. bu cins fanatizmin dinler ile ilgili cok ornegi olsa da kesinlikle bu orneklerle sinirli degil. referans/ornek bulmayi size birakiyorum; suracikta yazarken aklima gelen ornekler liboslugu ve "politically correct" geyigini bile cazip alternatifler kiliyor.

    (bkz: holier than thou)
    (bkz: self righteousness)
    bkz...
  • din ve milliyetçilikten sonra toplumların ilerlemesinin önündeki engellerden en büyüğü.
hesabın var mı? giriş yap